TAKDİM
31 Mart 2024 yerel seçimleri sonrasındaki ortam, göçmenlerin sorunlarının çözümü açısından kalıcı, olumlu, aklıselime dayalı adımların atılabileceği bir siyasi zemini ifade ediyordu. Genel ve yerel seçimlerin geride kaldığı bu yeni durum, mülteci meselesinin uzun bir süre seçim malzemesi yapılmaksızın serinkanlı biçimde ele
alınması ve evrensel tecrübeyi göz önüne alarak hak temelli bütünlüklü bir yaklaşım geliştirilmesi için ülkenin elindeki geniş bir zaman kredisi anlamını taşıyordu.
Bu bağlamda 2024’ün aralık ayında gerçekleşen Suriye Devrimiyle ülke nüfusunun yarısını iç ve dış göçe mahkûm eden baskıcı rejimin devrilmesi de yeni bir dönemin başlangıcını ve özellikle dünyanın her yanında Suriyeliler açısından sıkışmışlığın ortadan kaldırılması imkanını ifade ediyordu.
Toplumdaki ve medyadaki gayriinsani, ırkçı yaklaşım ve yabancı düşmanlığı ile mücadeleyi de içeren, kamu kurumlarının ortak yaklaşımına dayalı, hak temelli, uyumlu ve bütünlüklü bir göç politikasının oluşturulması imkân dahilindeydi.
Göç İdaresi ile sivil toplum arasındaki iletişimin gelişmesi ve uluslararası öğrencilerin geri gönderme merkezlerine gönderilmesine sebebiyet veren mevzuatta bazı iyileştirmeler yapılması olumlu gelişmeler olarak kaydedildi. Ancak bu olumlu gelişmelere rağmen alandaki sorunlar büyük ölçüde varlığını devam ettirdi. Yeni bir sayfanın açılması ve olumlu adımların atılması için elverişli olan yeni dönemin imkanlarını değerlendirme anlamında beklenen adımlar ve niteliksel değişim henüz gerçekleşmedi. Dahası, Alisher Tursunov’un sınırdışı adı altında geri gönderme yasağına aykırı biçimde Özbekistan’a iadesi veya Taha Elgazi’nin vatandaşlık hakkının herhangi bir hukuki sebep açıklanmaksızın geri alınarak Suriye’ye gönderilmesi örneklerinde olduğu gibi olumsuz gelişmeler de yaşandı.
Bu rapor, içinde bulunduğumuz bu yeni dönemde farklı statülere sahip göçmenlere ve onlarla ilgili olarak alandaki duruma odaklanıyor. Göç politikasının uygulamaya yansıyan yönlerine ışık tutmayı, somut ve spesifik örneklere atıfla sorunların anlaşılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor. Bu çerçevede raporda yer verilen ve ahlaki ve hukuki bakımdan ihlal ifade eden örneklerin tek veya münferit olmadığını, her başlık altında yer verilen örneklerin talep durumunda çoğaltılabileceğini vurgulamak isteriz. Öte yandan bu rapor kapsamında yer verilen örneklerin genellikle dava konusu olup mahkeme kararıyla kesinleşmiş ihlal vakalarını ifade ettiğini de eklemek isteriz. Bunun anlamı, ilgili sorun başlığı altında dile getirilen örneklerle ilgili bilgilerin subjektif kanaatleri değil yargı kararlarında somutlaşan olgusal gerçekleri de yansıttığıdır. Göç konusunda bütünlüklü bir yaklaşıma ve konuyu çok boyutlu biçimde ele alan bütünleşik bir göç politikasına ihtiyacımız var. Meselenin evrensel tecrübeyi ve hukuk, adalet, ekonomi, dış politika ve stratejik boyutları da içerecek biçimde geniş bir perspektiften ele alınıp kendi içinde tutarlı ve uyumlu bir bütünleşik göç politikasının geliştirilmesi, mülteciler, geniş toplum ve tüm bölge açısından ortak bir kazanımı ifade edebilir.
Bu çerçevede raporumuzun göç olgusunun ilgili tüm tarafları ve siyasi karar vericiler bakımından, yeni dönemde doğru ve kapsamlı bir göç politikasının somutlaştırılması doğrultusunda yürütülecek çalışmalara katkı yapması umulur.
https://drive.google.com/file/d/1fG8HqJ24EwhqzuyD4wkWFP2oMXaJWhAI/view