5 Mayıs 2015, Haberler.com
Bağlı: Kürt Sorununa Kan Karışmamalı
AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Adayı Mazhar Bağlı, Kürt sorununda işin içine kan girdiği için sorunun çözümünün zorlaştığını söyledi.
Çözüm sürecinde AK Parti'nin yalnız kaldığını kaydeden AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Adayı Mazhar Bağlı, Kürt sorununda işin içine kan girdiği için sorunun çözümünün zorlaştığını söyledi ve "Doğudaki insanları tatmin etmek ve batıdaki insanları da ikna etmek zorundayız" dedi.
Güneydoğu Anadolu Gazeteciler Federasyonu ve Şanlıurfa Gazeteciler Birliği tarafından düzenlenen 'GAP, Çözüm Süreci, Medya' 3. Başkanlar Kurulu Toplantısı kapsamında düzenlenen panele konuşmacı olarak katılan AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Adayı Prof. Dr. Mazhar Bağlı, çözüm sürecinde AK Parti hükümetinin tek başına kaldığını söyledi.
Kürt sorununun çözümüne ilişkin akılcı yaklaşımların yetersiz kaldığını belirten Bağlı, sorunun çözümü için batıdaki vatandaşın ikna, doğudakinin ise tatmin edilmesi gerektiğini belirtti. Dedeman Otel'de düzenlenen panelin ilk oturumuna Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin başkanlık yaparken, GAP BKİ Başkanı Sadrettin Karahocagil, Şanlıurfa Gazeteciler Birliği Başkanı Veysel Polat, TRT Kürdi Genel Koordinatörü Mustafa Ekici ve AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Adayı Prof. Dr. Mazhar Bağlı konuşmacı olarak katıldı.
BAĞLI: ADALET ORTAK PAYDA OLMALI
Osmanlı devletinin son döneminden ve ulusal devlet anlayışının ortaya çıkmasından başlayarak bugüne kadar gelen süreci anlatan Bağlı, Türkiye'deki toplumun değişik inançlardan ve insanlardan oluştuğunu söyledi. Bağlı, "Değişik inançtan insanlar bir araya geldikleri zaman birbirlerine zarar vermeden, çoğunluğun azınlık üzerine, uzun boylunun kısa üzerinde bir baskı kurmaması için üzerinde durulması gereken ve sistematik hale gelmesi gereken konu adalet olmuştur. Yani ortak paydayı adalet yaptığınızda bunun kalıcı bir barışı sağladığını biliyoruz. Ve Türkiye'de maalesef bundan uzak bir mekanizmanın olduğunu görüyoruz. Bunu kim kurdu? Niye kurdu? Bu tartışılabilecek bir tartışmadır. Ve tabi ki, yapılması da gerekiyor" dedi.
'YA HERKES TÜRK OLACAK YA DA…'
Türkiye toplumunda adaletin tam olarak yerleşemediğini kaydeden Bağlı, bunun muhafazakların, Kürtlerin veya gayrimüslimlerin ötekileştirilmesi olarak ortaya çıktığını söyledi. Türkiye'de farklı kesimlerin birbiriyle çatışmacı ve adaletten uzak bir sistemin ortaya çıktığını dile getiren Bağlı, "Eğer siz bir imparatorluk mirası üzerine kuruluyorsanız, o imparatorluğun içerisinde bulunan her bir unsuru kuşatacak bir şemsiye kurmak zorundasınız. Bunu kurmadığınızda bir çatışmanın, bir ötekileştirmenin ortaya çıkacağıdır" diye konuştu. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun Avrupa'daki ulus devletlerinden farklı bir şekilde kurulduğunu belirten Bağlı, "Biz de kamu adaletinin bertaraf edilmesinden sonra dünyadaki diğer ulus ülkelerden farklı olarak şöyle bir düzen kuruldu. Söz gelişim Fransızlar bir araya geldiler Fransa devletini kurdular. Belçikalılar bir araya geldiler Belçika'yı kurdular. Almanlar bir araya geldiler Almanya'yı kurdular. Ama bizde Türkler bir araya gelerek bir Türk devleti kurmadılar. Birileri bir devlet kurdu ve dediler ki, 'bu devletin adı Türk olacak ve herkes burada Türk olacak, başka yok, ya Türk olacaksınız ya da bunların kölesi, kulu olacaksınız.' Bu sorun karşımızda sorun olarak duruyor. Bu sorunu çözmekle mükellefiz. Burada etnisite üzerinden yürütülen bir projesinin Türkiye'ye neler yaşattığını bu coğrafyanın insanları çok iyi biliyor" diye kaydetti.
'DUYGUSAL BİR MESELE'
Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı Kürt sorununa isim vermeden değinin Bağlı sorunu çözmenin o kadar kolay olmadığını söyledi. Bağlı, "Doğudaki insanları tatmin etmek ve batıdaki insanları da ikna etmek zorundayız. Bu işin içine kan girmiş bir meseledir. Duygusal bir meseledir. Duygusal olduğu için de rasyonellik mümkün olduğu kadar paranteze alınmıştır. Akılcı davranma imkanı hemen hemen yok gibidir ve akılcı davranamadığımız için de sorunu kolay bir biçimde çözemiyoruz" dedi.
'İKİ ÇETENİN MAĞDURUYUM'
GAP'taki suluma alanlarının genişlemesiyle insanlara istihdam sağlanacağını ve bunun da insanların teröre yönelmesini engelleyeceğini dile getiren Bağlı, AK Parti iktidarından önce sadece sulama alanlarının yüzde 12'sinin tamamlandığından şikayet etti. Bu konuda da adaletsiz bir yaklaşımın sergilendiğini dile getiren Bağlı, çözüm sürecinde yalnız olduklarını vurguladı. Bağlı, "Uluslararası istihbarat şebekeleriyle birlikte bağlantı kurmuş oldukların kullandıkları kavramlar ve uygulamalarda bahsedilen medya bu işi desteklediği için bu tür bir işi uygulamaya koyuyor. Ben bunu biliyorum. Ben, bu konuyla ilgili karşılaştığımız temel problemlerin neler olduğunu medyaya anlatmakta çok zorlandığımızı bir kez daha söylüyorum. Hakikaten zorlanıyorum. Ben bu iki çetenin medyası tarafından mağdur olmuş birisi olarak söylüyorum. Her ikisinin hem Gülencilerin hem PKK'nin. Ve bu konunun çözümüyle ilgili Türkiye'nin vermiş olduğu projeye sahiden olumlu bir katkıda bulunmak, sahiden bu durumun bir adım daha ötesine gitmek çabasının olduğuna hiç müşahede etmeden şahit olmadım maalesef" diye konuştu.
AK Parti milletvekili adayı olarak gerçekten gazetecilik yaptığı için cezaevine giren birileri varsa onlar için gerek sosyal medyada gerekse diğer alanlarda savunmaya hazır olduğunu vurgulayan Bağlı, milletvekili seçilmesi halinde de bu insanları her hafta ziyaret edeceğini kaydetti.
İKİNCİ PANELDE STK'LARIN ROLÜ MASAYA YATIRILDI
Öğleden sonra yapılan ikinci panelde ise medya ve sivil toplum örgütlerinin çözüm sürecindeki rolü masaya yatırıldı. Bu panele de Araştırmacı yazar Kezban Bayık, Gazeteci Gül Kolaylı, Aktivist Gül San ve Meral Dervişoğlu katıldı. Meral Dervişoğlu Sivil Toplum Kuruluşlarının gözü ile çözüm süreci üzerine konuştu.
DERVİŞOĞLU: ÖNEMLİ OLAN KANIN DURMASI
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Şanlıurfa Şubesi Eski Başkanı Meral Dervişoğlu, Kürt sorununu çözenin adının altın harflerle yazılacağını kaydetti. Dervişoğlu, "40 yıl önce başlayan bu sürecin öncelikle başlama şekline bakmak lazım. Şimdiye kadar birçok kişi bu sürece katkıda bulundu. Ama bundan sonraki süreç hepsinden daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bundan önceki tüm hükümetler sorunu silahla çözmeye çalıştı. Ama bunun hiç bir şekilde doğru olmadığını hep ifade ettik. AK Parti iktidar olduğu dönemde bunu fark etti. Biz de bunu başlatmasını çok önemli olduğunu biliyoruz. Türkiye'de birçok sorun olduğu ortada. Ama Kürt sorunu çözülmediği zaman toplum ayrışmaya gider. En önemlisi bu çözüme destek olmayıp aksine iki tarafı kışkırtıp bu çatışma sürecinden nemalanıp ki bunun içince, medyası, siyasi partiler ve farklı kesimden insanlar da olabilir. Aslında bu sorunu bu dereceye getirenlerin bu kesimler olduğuna inanıyorum. Bu barış sürecinde git gel'ler oldu. Ama süreç bitti veya bitireceğiz anlayışı çok yanlıştır. Bu anlamda masada ilk kalkan veya sorunun bitmemesi için çaba harcayanlar tarihte ve gelecekteki çocuklarımız için kara bir leke olarak kalacaklar. Bu iktidar ve muhalefet adına daha fazla oy alma adına çok ama çok daha önemli bir meseledir. Belki mecliste bir iki sandalyeye daha fazla sahip olabilir ama bu sorunu çözerlerse tarihe isimleri altın harflerle yazılır. Bu Tayyip Erdoğan da olabilir, Öcalan da olabilir. Önemli olan bu kanın durdurulması." diye konuştu.