2005 MAYIS İNSAN HAKLARI DEĞERLENDİRMESİ

Ankara, 14 Haziran 2005

MAZLUMDER Genel Başkanı Ayhan BİLGEN Mayıs 2005 İnsan Hakları ihlallerini değerlendirdi;

YAŞANANLAR İNSAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİNİN YETERİNCE BENİMSENEMEDİĞİNİN GÖSTERGESİDİR.

Hak ve özgürlüklerin korunabilmesinde en önemli mekanizma yargıdır. Yargının kişi özgürlüklerini esas alan bir anlayışla karar verebilmesi hakların kullanılması ve geliştirilmesinde önemli ölçüde belirleyicidir. Zaman zaman toplum vicdanını rahatlatan kararlar alınmakla birlikte geçtiğimiz ay içerisinde kamuoyunca da ilgiyle izlenen önemli davalarda ne yazık ki umut kırıcı sonuçlarla karşılaşılmıştır.

2000 yılında Burdur Cezaevi'nde gerçekleştirilen operasyon sırasında yaralanan seksen mahkum ve kolu kopan

Veli Saçılık ile ilgili davada jandarma hakkında yapılan soruşturma neticesinde " Olaylara mahkumların sebep olması" gerekçesiyle takipsizlik kararı verilmiştir.

Eğitim sen hakkındaki yerel mahkemenin kapatmama kararına rağmen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun tersi yöndeki tutumu örgütlenme özgürlüğüne vurulmuş büyük bir darbedir. Yine Yargıtay'ın seçim mitinglerinde Kürtçe şarkıya sıcak bakan ancak Kürtçe konuşulmasını suç olarak gören yaklaşımı tartışılmaya devam edecektir.

Trabzon'da bildiri dağıtan 5 TAYAD lı ile ilgili memura mukavemetten istenen hapis cezası Yargının tutumunu ortaya koymaktadır. İnönü Üniversitesi'nde Nevruz gösterilerinde yasadışı slogan attıkları için 12 öğrenci ile ilgili "Kutlamalarda çekilen fotoğraflarda ağızları açık olduğu gerekçesiyle" soruşturma başlatıldı.

Yahova Şahidi A.A'nın inançları dolayısıyla askerlik görevini kabul etmemesinin iki ay 15 gün hapis ile cezalandırılmasını Askeri Yargıtay onaylamıştır. Vicdani retçi Mehmet Tarhan'ın tutuklanması ve mahkumlarca linç edilmesine ortam oluşturulması dikkat çekici davalardır.

İdari denetim sisteminin işleyiş biçimi ile ilgili en ilginç olaylardan birisi Dünya Kadınlar günü dolayısıyla düzenlenen gösterilere polisin müdahalesi ile ilgilidir. Polisin orantısız güç kullandığı iddiasının kapsamı geniş bir tanımlama olduğu müfettiş raporlarınca ortaya konulmuş, konuyla ilgili kendisine insiyatif bırakılan Merkez Disiplin Kurulu polisin davranışının bu madde kapsamına girmediği kararını vermiştir.

Gazeteci Rahmi Yıldırım'ın yazısı dolayısıyla "silahlı kuvvetleri tahrik ve tezyif gerekçesi ile" yargılanacak olması basın özgürlüğü ile ilgili ciddi bir engellemedir. Basın özgürlüğü ile ilgili bir başka uygulama ise Aksiyon Dergisi muhabiri Tuğba Özden'in Uluslar arası Eskişehir Film Günleri Festivaline başörtülü olduğu gerekçesi ile alınmayarak Anadolu Üniversitesi kampüsüne girişinin davetli olmasına rağmen engellenmesidir.

Tokat'ta GOP Üniversitesi'ndeki misyonerlikle ilgili toplantıya başörtülülerin alınmaması, Atatürk Üniversitesi Narman MYO'da mezuniyet töreni sonrası yağmurdan korunmak için binaya girmek isteyen başörtülülerin engellenmesi de Türkiye'de bu fiili yasağın ne derece geniş yorumlanarak uygulandığını göstermektedir.

İstanbul Barosu'ndaki eğitim semineri ve Özel Dershaneler Birliği'nin ÖSS denemesine de başörtülüler alınmayarak ayrımcı uygulamalara devam edilmiştir.

İstanbul Adli Tıp Kurumunun düzenlediği Avrupa Komisyonunun desteklediği "hekim ve yargı mensupları için işkence ve kötü muamele semineri" gerekçe gösterilmeden iptal edilmiştir.Benzer bir iptal kararı da İstanbul'da düzenlenmek istenen Ermeni sorunu ilgili konferans konusunda yaşanmıştır. Hükümetin bazı üyelerinin bu konudaki yaklaşımları ile YÖK üyelerinin benzer açıklamaları kararın alınmasında etkili olmuştur.Toplantı yapılmadığı halde basında çıkan haberleri ihbar kabul eden cumhuriyet savcılığının inceleme başlatmış olması, üniversite yönetiminin süresiz erteleme kararı vermesi, bu konuda devletin attığı bazı adımları ve yeni açılımları da boşa çıkarmıştır.

Mayıs ayı içerisinde yaşanan gözaltı vakalarının çoğunluğunu 1 mayıs göstericileri ile mülteciler oluşturmuştur.Ancak bu ayın en ilginç gözaltılarından birisi Köklü Değişim dergisi mensuplarının Özbekistan'da yaşananları protesto gösterilerinden sonra gerçekleşmiştir.CHP yöneticileri ve Cumhuriyet gazetesinin, hedef göstererek iktidarı suçlayan tepkileri üzerine göstericiler Hizbuttahrir örgütü ile ilişkilendirilerek gözaltına alınmıştır.

Son aylarda artan operasyon ve çatışmalar dolayısı ile hayatını kaybeden askerlerin cenaze töreninde askeri yetkilinin insan hakları savunucularına yönelik sözleri insan haklarına bakışı yansıtması açısından önemlidir.Başbakanın başörtüsü sorununu gündemde tutanları "marjinal çevreler" olarak tanımlaması, parlamentonun TCK'da yaptığı yeterince özgürlükçü olmayan değişikliklerin bile Cumhurbaşkanı tarafından iade edilmesi insan hakları politikaları açısından dikkate değer göstergelerdir.Özgürlüklerin anahtarı kabul edilen ifade özgürlüğü ile ilgili kısıtlayıcı bir çok maddeye rağmen tartışmaların "Kuran öğrenimine" indirgenmesi önemli bir fırsatın kaçırılmasına sebep olmuştur.Ne yazık ki Cumhurbaşkanı'nın başka bazı girişimleri de Hükümetle arasında bir polemiğe dönüşmüş ama konu bir anayasa tartışması yerine kıyafet tartışmasına dönüştürülmüştür.Erken seçim tartışmalarının da temsilde adaleti sağlayacak bir seçim yasası ihtiyacından bağımsız sürüyor olması Türkiye insan hakları politikaları açısından göz ardı edilemeyecek bir kayıptır.

YAYIN BİLGİLERİKategori Adı Yurt İçi RaporlarTarih 2005-06-14
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4644278