2000 TEMMUZ İhlal Raporu

YAŞAMA HAKKI

FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER/ŞÜPHELİ ÖLÜMLER

01 Temmuz 2000'de Mardin'de meydana gelen silahlı saldırıda, Belediye Başkanı Abdulkadir Tutaşı'nın amcasının oğlu Kenan Tutaşı öldü.

4 Temmuz 2000'de Ankara Yenimahalle Yunus Emre Parkında kafasına vurularak ve bıçaklanarak öldürülmüş bir erkek cesedi bulundu. Cesedin Rıdvan Kursan'a ait olduğu belirlendi.

6 Temmuz 2000 günü Ankara OSTİM'deki Fatih Üniversitesi Kampüsü'nde Şükrü Şahin adlı şahsın cesedi bulundu. Şahin'in vücudunda çok sayıda bıçak yarası olduğu görüldü. İstanbul Bağcılar'da Nihat Savayi adlı taksici, aracının içinde bıçaklanarak öldürülmüş halde bulundu. Diyarbakır'ın Lise Caddesi'nde yürümekte olan Şeyhmus Aziz de, kimliği belirsiz kişilerin silahlı saldırısı sonucu, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

7 Temmuz 2000'de, İzmir Anafartalar Caddesindeki evinde tek başına yaşayan Subute Hamdioğlu adlı kadın, ölü olarak bulundu. Hamdioğlu'nun üzerindeki ziynet eşyalarının çalındığı anlaşıldı.

8 Temmuz 2000'de Bursa'nın Hamitler mahallesindeki evinden çalıştığı bahçeye çıkan Resmiye Öztürk'ün cesedi boş bir arazide mezar süsü verilmiş briketlerin altında bulundu. Yapılan incelemeler sonucu Öztürk'ün başının taşla ezildiği anlaşıldı.

17 Temmuz 2000'de İzmir DGM yakınlarındaki Melez çayında kimliği belirlenemeyen bir erkek cesedi bulundu.

18 Temmuz 2000'de İstanbul Adalar'da deniz kenarında bir erkek cesedi bulundu.

19 Temmuz 2000 günü İstanbul Kartal'da İran uyruklu Latif Lakani evinde bıçaklanarak öldürülmüş halde bulundu. Uğur Mumcu Mahallesi Özgün sitesi 11. Blok'taki bir daireye ihbar üzerine giden polis, Lakani'nin cesedini buldu.

27 Temmuz 2000 sabahı İstanbul Mecidiyeköy'deki evinde Birleşik Arap Emirlikleri Başkonsolosluğu'nda katip olarak görev yapan Safi Gamel Hüseyin Elsorani ölü olarak bulundu. Elsorani'nin feci şekilde dövüldükten sonra, televizyon kablosuyla boğulduğu belirtildi.

29 Temmuz 2000 gecesi Diyarbakır'ın Mardinkapı semtinde silahlı saldırıya uğrayan Sıraç Toprak, kimliği belirsiz kişilerin silahlı saldırısı sonucu hayatını kaybetti.

Bursa Kemalpaşa Jandarma Birliği'nde görev yapan Batman'lı Er Mehmet Yorga'nın cenazesi, askerliğinin bitmesine beş ay kala 'intihar etti' denilerek ailesine teslim edildi. Oğlunun vücudunun çeşitli yerlerinde çürükler ve morarmalar olduğunu belirten anne Hüsna Yorga, oğlunun ölümünden kuşku duyduğunu ifade etti. Anne Yorga, "askerde sürekli yediği dayaktan dolayı akli dengesini kaybetmişti. İntihar ettiğine inanmıyorum" dedi. Dağıtım iznine geldikten sonra Bursa'daki birliğine teslim olan oğlundan bir ay boyunca haber alamadığını belirten anne Hüsna Yorga, "Biz merak edip aradık. Bize 'Oğlunuz burada değil; firar etti' dediler, inanmadım. Batman'daki askerlik şubesine gidip, oğlumun kayıp olduğunu ve onu bulmalarını istedim. Hemen hemen her gün ya telefon açıyordum ya da şubeye gidiyordum. En son bir ay sonra telefonla 'oğlunuz hastanede yatıyor' dediler bunun üzerine amcası onu görmeye gitti. Yediği dayaktan ve kafasına aldığı darbelerden akli dengesini kaybetmişti."dedi.

Umut operasyonu kapsamında gözaltına alındığı sırada Uğur Mumcu suikastını gerçekleştirdiğini itiraf etmesi için yönlendirildiği belirtilen Yusuf Karakuş, savcı tarafından alınan ifadesinde, polislerin kendisine "Biz derin devletiz. Mumcu'yu üstlenerek devlete hizmet et. Uğur Mumcu olayını kabul etmekle sen devlete hizmet edeceksin, biz de seni ilk mahkemede dışarı çıkaracağız" dediklerini anlattı.

Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu'nun 1993'te evinin önünde bombalı saldırı sonucu yaşamını yitirmesiyle ilgili olarak Ankara 1 Nolu DGM'de görülen tek sanıklı davada müdahil avukatları mahkemeden kuşku duyduklarını belirtti. Avukatlardan Turgut Kazan, "Mahkemenin yanlış yerlere tezkere yazdığından kuşkuluyuz" diye konuştu. Emniyet Müdürlüğü'nün "şifahi görüşmelerden anlaşılıyor ki bu telefonla asla görüşme yapılmamıştır" diye yazı göndermesini eleştiren Kazan, "önce MİT'i, İçişleri'ni, Emniyet'i uyardık, sonra Telsim'e yazıldı. Naip yargıçla şirkete gidilip kayıtlarda ne görünüyorsa bizzat alınması gerekir" diye konuştu. Sanık Abdullah Argun Çetin'in de hazır bulunduğu duruşmada, Mahkeme Başkanı M. Orhan Karadeniz, (0 542 262 11 01) nolu telefonun halen askerde olan sahibi Yasin Akın için yazılan talimatın yanıtının gelmediğini belirtti. İdam istemiyle yargılanan Çetin de tahliyesini istedi.

Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü verilerine göre, geçen yıl Türkiye'deki 8 DGM'deki dosyaların yüzde 63.4'ünü, diğer savcılıklardaki dosyaların yüzde 27'sini faili meçhuller oluşturdu. Söz konusu kaynağa göre, DGM Cumhuriyet Başsavcılıklarına geçtiğimiz yıl, 1.092 adet faili belli olmayan yeni dosya geldi. Bu sayı, önceki yıllardan devrolunan 17.547 dosya ile başsavcılıklardaki toplam genel dosyaların içerisinde yüzde 63.4'lük bir yer tutarak, 18.639'a ulaştı. Yine geçen yıl il ve ilçe başsavcılıklarında, toplam 772.390 faili meçhul dosya oluştu. Toplam iş yükü içinde yüzde 27'lik bir pay alan bu dosyalardan 6.515'inin yıl içinde failleri bulundu. Dosyalardan 96.104'ü zaman aşımına uğrarken, toplam 619.771 dosya ise 2000 yılına kaldı.

YERİNDE İNFAZ ve İŞKENCE İLE ÖLÜM

Ankara'nın Mamak ilçesinde 2 Temmuz 2000 sabahı, bir kişinin elinde silahıyla dolaştığı ihbarını alan polisler, olay yerine giderek Cemal Tümer adlı şahsı, "silahını kendilerine doğrulttuğu" gerekçesiyle öldürdüler.

Suriye'den Hatay'ın Yayladağı ilçesine geçmek isteyen Muhammet Feysa ve kimliği belirlenemeyen 25 yaşlarında bir erkek, askerlerin açtıkları ateş sonucu öldüler.

Batman'dan Bismil'e gitmekte olan minibüsü 10 Nisan'da tarayarak, İbrahim Özgül ile Halef Çelik'in ölümüne, 8 kişinin de yaralanmasına neden olan korucuların yargılanmasına Batman Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya, İsmail, Talat ve Şükrü Akgül adlı korucularla mağdur yakınları katıldı.

ÖRGÜT İÇİ İNFAZ

Yaklaşık yedi yıl önce güvenlik kuvvetleriyle girdiği çatışmada yaralı olarak yakalanan ve daha sonra itirafçı olduğundan serbest bırakılan eski DHKP-C militanı Ali Can Kanat, 24 Temmuz 2000 gecesi iş dönüşü, İstanbul Esenyurt'taki evinde, eşinin gözleri önünde, maskeli dört kişi tarafından öldürüldü.

ÇATIŞMALARDA ÖLEN VE YARALANANLAR

Tunceli kırsalında çıkan çatışmada 2 militan öldü.

SİVİLLERE YÖNELİK EYLEMLER

15 Temmuz 2000 günü İstanbul'da iki arkadaşıyla birlikte yürürken polisler tarafından tekme, tokat yere yatırılarak kelepçelenen ve kısa mesafeden bacağından vurulan N.B. (16), İHD İstanbul Şubesi'nde düzenlediği basın toplantısında gerçeklerin basına yansıtıldığı gibi olmadığını söyledi. Olay üzerine gazeteler "yasadışı afiş asanlarla çatışma çıktı ve bir kişi bacağından vurularak ele geçti. Üzerlerinden kurusıkı tabanca ve bıçaklar çıktı" ifadelerine yer vermişti. N.B. hastane sonrası götürüldüğü Emniyet Müdürlüğü'nde kendisinin psikolojik işkenceye, diğer iki arkadaşının da fiziki işkenceye uğradıklarını söyledi.

Belirlenen saatlerde İzmir'e girmelerine izin verilen ağır taşıt sürücüleriyle trafik ekipleri arasında Bornova Ankara Caddesi'nde tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesi üzerine Trafik Bölge Amiri Başkomiser Mehmet Ali Kartal beylik tabancasıyla ateş ederek üç şoförü yaraladı.

BOMBA VE MAYIN PATLAMASI

İstanbul Kağıthane'de bir banka şubesine; Okmeydanı'nda üç hilalli bayrak asılı bir otomobile; Nişantaşı'nda Ceylan Holding binasına; Şişli'de bir banka şubesine; Bahçelievler'de bir eve; Zeytinburnu'nda bir bankamatiğe; Kağıthane'de bir İETT otobüsüne; Bahçelievler'de bir belediye otobüsüne; Esenler'de bir özel otomobile; Enerji Yapı Yol-Sen'in merkez binasına; İzmir Bornova'da bir polis otosuna bombalı ya da molotofkokteylli saldırı yapıldı.

Şırnak'ın Balveren köyü yakınlarında buldukları el bombasının patlaması sonucu Ağit Sidar adlı çocuk hayatını kaybederken, Ömer Yıldız ve Mehmet Net adlı çocuklar da yaralandılar.

KİŞİ ÖZGÜRLÜĞÜ

KAÇIRMA/KAYIP

22 Haziran 2000 günü Samsun'da "işe gidiyoruz" diye evlerinden ayrılan teyze çocukları Songül Turgut ile Gülşah Holat'tan 10 günü aşkın bir zaman geçmesine rağmen bir haber alınamadı.

24 Haziran 2000 günü Mardin'in Derik ilçe merkezindeki bir eve düzenlenen baskında gözaltına alınan Resul ve Şahin Kıyak kardeşlerden haber alınamadığı belirtildi. Baba Bahri Kıyak, çocuklarının önce İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne, ardından da Mardin merkezine gönderildiklerini, ancak olayın üzerinden 10 gün geçmesine rağmen yaptıkları başvuruların sonuçsuz kaldığını söyledi.

HADEP İstanbul İl Gençlik Komisyonu üyesi Lokman Bulut, Haziran ayı içinde Bilgin Akkoyun ve Yasin Çiftçi adlı üyelerinin kimliği belirsiz kişilerce kaçırılıp iki gün insanlık dışı muamelelere maruz bırakıldıklarını belirtti. Mağdurlardan Bilgin Akkoyun, kendisine ajanlık teklif edildiğini de söyledi.

Afyon Kapalı Cezaevi'nden tahliye edildiği 24 Kasım 1999 tarihinden beri haber alınamayan Şafak Akbulut bulundu. Akbulut, cezaevinden jandarma tarafından alınarak Tokat Jandarma Komutanlığı'na götürüldüğünü ve bu zamana kadar Tokat Valiliği'nin giderlerini karşıladığı bir evde zorla tutulduğunu öne sürdü.

CİNSEL TACİZ/TECAVÜZ

Çankırı Valisi Ayhan Çevik'e düzenlenen suikastın ardından gözaltına alınan Lale Açık'ın avukatları, Tokat TEM'de görevli polisler ile işkence ve tecavüzü görmezden gelen doktorlar hakkında suç duyurusunda bulundular.

Mardin/Nusaybin'de 1991, 1992 ve 1993 yıllarında gözaltına alınan Kamile Çiğci'ye tecavüz eden bir komiser ve 7 polis hakkında açılan davaya Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Çiğci, üç yılda üç kez gözaltına alındığını ve her defasında tecavüz ve işkenceye maruz kaldığını belirterek, "Ben utanmıyorum, onlar utansın" dedi. Mahkeme heyeti, avukatların sanıkların tutuklanması talebini reddetti.

İŞKENCE/İŞKENCE İDDİASI

İstanbul Avcılar'da kahvehane işleten İbrahim Öztürkler adlı kişi, işyerini kapattıktan sonra götürüldüğü Şehit Ilgaz Aykutlu Karakolu'nda işkence gördüğünü ve bu nedenle mide kanaması geçirdiğini söyledi. Aldığı darbeler sonucu Anadolu Hastanesinde ameliyat olan Öztürkler'in ameliyatlı görüntüleri ekranlara kadar yansıdı. Ameliyatta Öztürkler'in karnına 20 dikiş atıldı. Öztürkler, kavga eden iki kişiyi ayırmasının gözaltına alınma nedeni olabileceğini söyledi. Öztürkler'in iddialarını yalanlayan emniyet görevlileri, Öztürkler'in devriye gezen polislerce yolda darp edilmiş halde bulunduğunu iddia ettiler.

İstanbul Esenyurt'ta karıştığı bir kavga nedeniyle gözaltına alınan İlhan Erzik, hırsızlık suçlamasıyla 3 gün boyunca işkence gördü. Erzik'e, işlediği iddia edilen 20 tane hırsızlık suçu kabul ettirildi. Jandarmanın 4 senedir aranan "Çakır" lakaplı hırsız olduğunu iddia ettiği İlhan Erzik, hırsız olmadığını defalarca söylemesine rağmen, Esenyurt Jandarma Karakolu'nda 3 gün boyunca işkence gördü. Avukatı Ersin Dere'nin girişimleriyle, aranan "Çakır" olmadığı anlaşılan Erzik, 29 Temmuz günü serbest bırakıldı.

Hizbullah üyesi oldukları iddiasıyla Adana 2 Nolu DGM'de yargılanan Abdulhakim Sonkaya, Veysi Sonkaya, Mehmet Güler, Veysel Yavuz, Şah İsmail Kaya ve İsmail Yıldırım adlı tutuklular, gözaltındayken işkencelere maruz kaldıklarını belirttiler.

Diyarbakır'ın merkeze bağlı Kardeşler Mezrası'nda oturan Ali Altuntaş, asker kaçağı olan oğlu nedeniyle gözaltına alındığı Mermer Jandarma Karakolu'nda 3 saat boyunca işkence gördüğünü söyledi. Altuntaş, işkenceci askerler hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu.

Şanlıurfa Cumhuriyet Savcısı Ömer Kocasinan, Şanlıurfa'da görevli Şendağ Kurtoğlu ve Salih Korkmaz adlı polis memurları hakkında, üç kişiye işkence yapmaktan dava açtı. Kocasinan, iddianamesinde, yurda kaçak mal soktukları gerekçesiyle gözaltına alınan DYP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Yalçınkaya'nın yeğeni İbrahim Yalçıkaya ile Halaf Aydın ve Cuma Yektur'a adı geçen polislerin işkence yaptığını belirtti.

İstanbul Mahmutköy'de bir apartmanın çatısına çıkarak intihar etmek istediğini söyleyen Dursun Eray Bilgin adlı genci kurtarmaya giden polisler, Bilgin'i feci şekilde dövdüler.

İHD Bölge Temsilcisi Hanifi Işık, Kulp, Silvan ve Sason'a bağlı köylere düzenlenen baskınlarda gözaltına alınan Medeni Kocağa, Muhterem Alsaç, Hüsnü Demir, S. Ak ve Saliha Demir'e işkence yapıldığını söyledi.

Antalya'nın Kemer İlçesi'nde jandarma tarafından gözaltına alınan inşaat işçisi Çetin Dölek'e işkence yapıldı. İki gün iş göremez raporu alan Dölek, TİHV İzmir Temsilciliği'ne başvurdu. Dölek daha sonra Avukatı Lokman Acar aracılığıyla Kemer Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

F Tipi Cezaevlerini protesto amacıyla İstanbul'dan Ankara'ya hareket eden otobüs kafilesinin Sakarya'ya girmesine izin vermeyen güvenlik görevlileri, bu durumu protesto ederek yolda oturma eylemi yapmak isteyen gruba sert bir şekilde müdahale etti. Müdahale sonrası 20 protestocu çeşitli yerlerinden yaralandı.

Bir trafik kazası nedeniyle gözaltına alınan Garip ve Sultan Aygün çiftine işkence yaptığı gerekçesiyle yargılanan polis memuru Turan Binali, ikinci kez beraat etti. İki yıl süren yargı maratonunda Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay'ın "işkence ve kötü muamele var" kararına tekrar direndi.

İzmir'de cinayet zanlısı olarak gözaltına alınan 5 kişiye işkence yaptığı gerekçesiyle yargılanan İzmir Emniyet Müdürlüğü Ağır Suçlar Bürosu eski Amiri Hacı Murat Dursun, "delil yetersizliği"nden beraat etti. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz yargılanan ve halen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Koruma Şubesi Emniyet Amiri olarak görev yapan Hacı Murat Dursun katılmadı.

Kamuoyunda "Manisalı Gençler Davası" olarak adlandırılan davada, gözaltına alınan gençlere işkence yapan 10 polisin yargılanmasına devam edildi. Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada sanıklardan Başkomiser Halil Emir ile polis memuru Levent Özver hazır bulundu. Duruşmaya mağdurlar katılmazken, İskenderun'da görev yapan Mehmet Emin Dal'ın yazılı ifadesinin mahkemeye ulaştığı görüldü. Ancak sanık Atilla Gürbüz'ün ifadesinin alınmasıyla ilgili Van Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazılan talimata verilen cevapta, Gürbüz'ün halen savunmasının alınamadığı bildirildi.

Attığı dayak televizyonlara yansıyan 'Hortum Süleyman' lakaplı Fatih Ekipler Amiri Süleyman Ulusoy hakkında yürütülen 'işkence sonucu adam öldürmek' soruşturmasında savcılık takipsizlik kararı verdi. Beyoğlu'nda 1991 yılında hırsızlık suçundan gözaltına alınan Yücel Özen'in öldürülmesiyle ilgili 7 polisin 'Faili belli olmayacak şekilde işkenceyle adam öldürmek' suçundan yargılandığı davanın son duruşmasında mahkeme, Süleyman Ulusoy hakkında suç duyurusunda bulunarak, ek iddianame hazırlanmasını istemişti. Bunun üzerine dosya Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı'na gönderildi. İncelemeyi tamamlayan savcılık Süleyman Ulusoy'un olaya karıştığına ilişkin yeterli delil bulunmadığını belirterek, hakkında dava açılmasına gerek olmadığını bildirdi. Bu arada İstanbul İl İdare Kurulu, televizyonlara yansıyan dayak görüntüleriyle ilgili olarak Ulusoy hakkında "Lüzumu Muhakeme" kararı verdi.

Gözaltında sorgulanan sanıklara "işkence yapılıp yapılmadığını" doktor raporuyla belgeleyen formları matbaada bastırmak isteyen Sağlık Bakanlığı gerekli finansmanı bulamayınca İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı'na durumu bildirdi. İki bakanlık arasında yaşanan kriz, Başbakanlık Basımevi'nin devreye sokulmasıyla geçici olarak çözümlendi. Başbakanlık Basımevi, gereken ödemenin Maliye Bakanlığı tarafından yapılması şartıyla Adli Formların baskı işini bu yıl için üstlendi.

Emniyet Genel Müdürü Turan Genç, "Karakollarda işkence var mı?" sorusuna "İşkence olmadığını herkes biliyor. Ama bazen depoda bulunmuş alet ya da sopanın işkence aleti olduğu yönünde iddialar ortaya atılıyor" şeklinde cevap verdi.

İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyelerinin Dudullu Polis Karakolu'nda tespit ettiği işkence olaylarını iftira olarak niteledi. FP Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın konuyla ilgili soru önergesini yanıtlayan Tantan, polislerin iftiralara maruz kaldığını söyledi.

İstanbul'da yapılan baskınlar sırasında Küçükköy Karakolu'nda 'Filistin askısı' bulan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun üyelerinden ANAP İstanbul Milletvekili Emre Kocaoğlu, polisin kendisi hakkında bilgi topladığı duyumu aldığını söyledi. Kocaoğlu, durumu İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'a bir mektupla iletti.

Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi Başkanı Silvia Casale, Türkiye'nin insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılması konusunda önemli ilerlemeler kaydettiğini; ancak bunun herşeyin çözümlendiği anlamına gelmediğini bildirdi. Silvia Casale ve komite üyeleri, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Sema Pişkinsüt'ü ziyaret ederek bir süre görüştü. Casale, görüşme öncesinde yaptığı açıklamada, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun çalışmalarını ilgiyle izlediklerini ve olumlu bulduklarını belirtti.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı DSP Milletvekili Sema Pişkinsüt, işkence raporlarında ifadeleri yer alan mahkumların isimlerini, "şikayette bulunan mahkumları riske atamam" diyerek savcılıklara bildirmeyeceğini açıkladı.

ÇEŞİTLİ AMAÇLARLA YAPILAN BASKI VE TEHDİTLER

HADEP Osmaniye İlçe Örgütü yöneticisi Cafer Karataş, 4 sivil polis tarafından bir otomobile bindirilerek Güneysu Polis Karakolu'na götürüldüğünü ve polislerin kendisine "bir daha HADEP'e gidersen bacaklarını kırarız" dediklerini belirtti.

GÖZALTILAR

ADANA: Azadiya Welat Gazetesi dağıtımı yaptığı sırada Hakan Bozkurt; F tipi cezaevlerini protesto etmek isteyenlerden 10 kişi;

ANKARA: Antalya Akdeniz Ambarı'nda örgütlenme çalışması yapan TÜMTİS Ankara Şube yöneticisi 6 kişi; durumları şüpheli görülen 304 kişi; Sincan Organize Sanayi Bölgesinde bildiri dağıtan EMEP Sincan İlçe Örgütü üyeleri Tugay Bek ve Özcan Akın; Sağlık Bakanlığı önünde cezaevleri ile ilgili pankart asan SES üyesi 15 kişi; polisin yaptığı genel aramada durumları şüpheli görülen 431 kişi; TÜMTİS Ankara Şube Başkanı Nurettin Kılıçdoğan, Şube Mali Sekreteri Selahattin Demir ile 12 işçi; Türk Traktör Fabrikası çıkışında işçilere bildiri dağıtan EMEP üyesi 5 kişi; durumları şüpheli görüldüğü gerekçesiyle 295 kişi; Kızılay Meydanı'nda F Tipi Cezaevleri karşıtı gösteri yapmak isteyen ve aralarında Prof. Dr. Fikret Başkaya'nın da bulunduğu 30 kişi;

ANTALYA: Yeni Gündem Gazetesi dağıtımcıları Ümran Özmen ile Umut Acu; Kepez Belediyesi sınırları içindeki evlerinin "gecekondu" olduğu gerekçesiyle yıkımına direnenlerin 15'i; Kaş ilçesi sahillerindeki Sarıbenli adasında 206 mülteci;

BATMAN: Evine düzenlenen baskınla Ahmet Bahadır adlı kişi; Belediye Meclisi Üyesi M. Emin Altun'un evine düzenlenen baskında Altun'un eşi Türkiye Altun;

BİNGÖL: Solhan İlçe Jandarma Karakolu'na bağlı askerler tarafından piknik dönüşü 66 HADEP'li;

BURDUR: Burdur Cezaevindeki olayların ardından cezaevi önünde toplanarak çocukları hakkında bilgi almak isteyen tutuklu yakınlarından 3 kişi;

DENİZLİ: Sendikal çalışma için gittikleri Denizli'de TÜMTİS İzmir Şube Başkanı Hasan Yayık ve Mali Sekreter Cafer Kömürcü;

DİYARBAKIR: Bir faili meçhul cinayet sonucu öldürülen Vedat Aydın'ın ölüm yıldönümü dolayısıyla mezarı başında toplanan çeşitli kurum temsilci ve üyelerinden 19 kişi;

EDİRNE: İlin değişik yerlerinde 353 mülteci;

ERZURUM: Iraklı 7 mülteci;

IĞDIR: Aralık ilçesinde toplam 81 mülteci;

İSTANBUL: Yabancı uyruklu ve şüpheli oldukları gerekçesiyle toplam 150 kişi; kapatılan Emek Gazetesi'nin sahibi Halit Keskin; durumları "şüpheli" görülen 222 kişi ile pasaportu olmayan 6 kişi; Beyoğlu'nda F Tipi Cezaevlerini protesto amaçlı gösteri yapanların 14'ü; yabancı uyruklu ve şüpheli oldukları gerekçesiyle toplam 150 kişi; F Tipi Cezaevine karşı Salıpazarı'nda imza toplayan Ruşen Kılıç, Akın Kılıç, Ali Basin, Derya Duman, Yeşide Yalçınkaya, Türkan Yalçınkaya ile Ekil, Menal ve Serpil adlı kişiler; Tuzla Tersanesinde Limter-İş Sendikası'na üye oldukları için işten atılan işçilere destek eylemine katılan Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kazım Bakış, Genel Sekreter Hacı Yapıcı ile Yönetim Kurulu üyesi Hakkı Demiral; Kadıköy'de F Tipi Cezaevlerini protesto etmek isteyen 15 kişi; Taksim'de Nazım Hikmet afişi asan 6 SİP üyesi;Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi'nden bir kişi; Politikada Atılım Gazetesini Aydıntepe tren istasyonunda dağıtan 4 kişi; Kartal'da duvarlara slogan yazdıkları iddiasıyla 7 kişi; Hücre Tipi Cezaevlerine Karşı Birlik'in yürüyüşüne yapılan müdahale sonucu 20 kişi; İHD İstanbul Şubesi önünde F Tipi Cezaevlerini protesto amacıyla toplanan ve aralarında İHD Şube yöneticilerinin de bulunduğu 14 kişi; Galatasaray Lisesi önünde F Tipi Cezaevlerini protesto edenlerin 48'i; Mezopotamya Kültür Merkezi'nde yapılan arama sonunda 22 kişi; Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda "Toplumsal Barış İçin Genel Af" konulu açıklama yapmak isteyen 30 HADEP'li; Kanal D televizyonu önünde F Tipi Cezaevleri karşıtı gösteri yapanların 50'si;

İZMİR: Menemen'de işçilere iş kazaları ile ilgili bildiri dağıtan ve aralarında EMEP GYK üyesi Gürsoy Turan'ın da bulunduğu 5 kişi; İHD'nin eski genel merkez yöneticilerinden Ali Aslan; Seferihisar'da 207 mülteci; Mezopotamya Kültür Merkezine düzenlenen baskında 2 kişi;

MERSİN: Mezopotamya Kültür Merkezine düzenlenen baskında 18 kişi;

SAMSUN: Çarşamba ilçesinde pikniğe giden 29 kişi;

SAKARYA: F Tipi Cezaevlerini protesto amacıyla İstanbul'dan Ankara'ya hareket eden otobüs kafilesinden 21 kişi;

VAN: Gürpınar ilçesinde 138 mülteci gözaltına alındılar.

TUTUKLAMALAR

ANKARA: Antalya Akdeniz Ambarı'nda örgütlenme çalışması yürütürken gözaltına alınan TÜMTİS üyesi 4 kişi;

DİYARBAKIR: HADEP Gençlik Kolları Üyesi Mehmet Tali;

HAKKARİ: Bir düğünde Kürtçe şarkı söylediği için mahalli sanatçı Aydın Acar;

MERSİN: Mezopotamya Kültür Merkezine düzenlenen baskında gözaltına alınanlardan 3 kişi;

SAMSUN: Çarşamba'da 'irticacı' oldukları gerekçesiyle piknik dönüşü gözaltına alınan 29 kişinin 8'i tutuklandı.

GÖZALTINDA ÖLÜM

Gözaltında tutulduğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde yaşamını yitiren sendikacı Süleyman Yeter'i "işkence yaparak" öldürdükleri öne sürülen 3 polisten tutuklu olan 2'si ilk kez mahkemeye çıktı. "Yeter'in sandalyeden" düştüğünü iddia eden sanık Mehmet Yutar şubede yazıcı olarak; "Yeter'in gözaltındayken televizyon seyrettiğini" öne süren Erol Erşan da şöför olarak görev yaptığını söyledi. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, gıyabi tutuklu sanık Ahmet Okuducu katılmadı.

YERLEŞİM MERKEZLERİNE YÖNELİK BASKILAR

Ardahan, Ağrı, Erzurum, Kars, Iğdır'da yayla yasakları kısmen kalkmakla birlikte, izin dahilindeki yaylalara gitmek isteyenler için "Yaylacı ve Çobanlık İzin Kartı" alma zorunluluğu getirildi.

BİNGÖL: Genç ilçesi ve Yenisu beldesine bağlı köylerde gıda ambargosu halen sürerken, Yeniyazı Jandarma Karakolu tarafından 5 Temmuz günü 2 köylüye verilen "erzak fişi"nde hayvan yeminin de miktarı belirlendi. "Yeniyazı Karakol Komutanı" imzasını taşıyan belgede, S.O. adlı köylüye 50 kg. hayvan yemi, C.N. adlı köylüye de 50 kg. un ve 5 kg. şekeri, 7 Temmuz tarihine kadar evlerine götürebileceklerine ilişkin izin verildiği belirtildi.

ŞIRNAK: PKK'ya yardım ve yataklık ettikleri gerekçesiyle 13 Eylül 1999 tarihinde Beytüşşebap ilçesinde tutuklanarak Siirt Cezaevi'ne konulan ve 29 Haziran 2000'de serbest bırakılan korucubaşı Mehmet Aslan ile Bezan (Söğütçü) köyü muhtarı Halit Aşan'ın Beytüşşebap'a girişlerinin askerlerce yasaklandığı belirtildi.

VAN: Gürpınar ilçesindeki Nordız Yaylası'nda ot biçmek isteyen köylülere izin verildi. Ot biçmek amacıyla Gürpınar Kaymakamı Halil İbrahim Ertekin ile görüşen köylülerin talebi kabul edildi. Çatak ilçesine bağlı Narlıca Karakol Komutanının, koyunlarını yaylada otlatmak için kendisine başvuran köylülerden haraç aldığı öne sürüldü. İddiaya göre, Çatak'a bağlı Dayinsa Jor köyü sakinleri, koyunlarını yaylada otlatabilmek için 8 Temmuz günü Narlıca Karakolu'na başvurdu. Karakol Komutanı da müracaatta bulunan köylülerden, vereceği izin karşılığında aile başına 25 milyon istedi.

CEZAEVLERİNDE YAŞANAN OLAYLAR

5 Temmuz günü Burdur E Tipi Kapalı Cezaevi'ne yönelik kepçeli operasyon sonrasında 61 mahkum yaralandı. Sadık Türk, Asiye Gülen, Veli Saçılık, Osman Özarslan, Kadir Ağbaba, Neriman Sayılı, Birsen Dermanlı, Yusuf Timur, Kazım Ceylan, Barış Gönülşen, Ahmet Gün, Mehmet Leylek, Tuncay Yıldırım, Hülya Turuş, Nuray Özçelik, Ali Aycan ve Özgür Şahin adlı tutuklularda hayati tehlike olduğu belirtilirken, 32'sine de 2 gün ile 1 ay arasında değişen raporlar verildiği kaydedildi. Yapılan muayeneler sonucu tutuklularda "darp, gaz zehirlenmesi, vücuttan parça kopması, taciz ve tecavüze maruz kalma, kafada travma" bulgularına rastlanıldığı belirtildi. Operasyon sırasında kullanılan kepçenin kopardığı Veli Saçılık'ın kolu, olaydan birkaç gün sonra, bir sokak köpeğinin ağzında bulundu. Adalet Bakanlığı, vahşetin sorumluları hakkında soruşturma başlatıldığını bildirdi. Bu arada Burdur Cezaevi'nde çıkan kanlı olaylar dolayısıyla hakkında ağır iddialarda bulunulan Cezaevi Müdürü Katip Özen'in daha önce görev yaptığı Erzurum Cezaevi'ni Nazi kampına dönüştürmekle suçlandığı ve bu durumun TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun raporunda yer aldığı ortaya çıktı. Komisyon üyesi FP'li Mehmet Bekaroğlu da Müdür Özen'in tavırlarından dolayı yetkilileri uyardıklarını açıkladı. Başbakan Bülent Ecevit yaşanan işkence olaylarının son derece üzücü olduğunu belirterek, "gereken yapılacaktır" dedi. ANAP Diyarbakır Milletvekili Sebgetullah Seydaoğlu ise, operasyondan sonra görüştüğü Cezaevi Savcısı Ramazan Solmaz'ın kendisine "Devletin itibarını koruduk" dediğini belirtti. Bir grup tutuklu ve hükümlü yakını, olaylar nedeniyle Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ile diğer ilgililer hakkında suç duyurusunda bulundu. Avukatlar ise, Burdur Başsavcılığı'na gönderilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdikleri suç duyurusunda Konya Jandarma Bölge Komutanı Tahsin Baltacı, Burdur İl Jandarma Alay Komutanı Ali Sait Erduran, Cezaevi Müdürü Katip Özen'in de aralarında bulunduğu 54 jandarma, özel tim görevlisi ve gardiyan hakkında "işkence, tehdit, hakaret, tecavüz, cinsel taciz, gasp, yağma, görevi suistimal ve görevi ihmal""direnişin kırılmasına gerekecek kadar zor kullanılmasına dikkat edildiğini" ileri sürdü. Bergama Cezaevine sevk edilen yaralı tutukluların fotoğraflarının basına yansımasının ardından Adalet Bakanlığı tarafından Cezaevi Müdürü Nedim Elbistan hakkında soruşturma başlatıldı. Bu durumu hazmedemeyen Elbistan, tutukluları "Sizi şişlerim. Bakalım o zaman resminizi kim çekecek?" diye tehdit etti. Cezaevi Müdürü Elbistan, ayrıca işkenceye maruz kaldıklarını fotoğraflarla belirleyen altı tutuklu ve hükümlü hakkında da soruşturma açtı. suçlamalarıyla dava açılmasını istediler. İçişleri Bakanlığı, operasyon sonrasında işkence fotoğraflarının basına yansıması üzerine yazılı açıklamayla savunma yaptı. Bakanlık, operasyon sırasında bir tutuklunun kolunun kopmasına, duvarın delinmesi için kullanılan iş makinesine saldırmasının sebep olduğu açıklamasını getirirken

İBDA-C sanığı Salih İzzet Erdiş'in avukatları Harun Yüksel, Güven Yılmaz ve Ahmet Arslan, sistemli işkence nedeniyle müvekkilleri Erdiş'in beden ve ruh sağlığının bozulduğunu ifade ettiler. Avukatlar, müvekkilimizde Mart ayı başından itibaren birtakım rahatsızlıklar gözlemeye başladık. Halisünasyona benzeyen ve kendisini 24 saat rahatsız eden birtakım insan seslerinden söz ediyor. Müvekkilimiz, hücresinden gelen seslerin en azından bir bölümünün elektronik birtakım aletlerle yaptırıldığını ifade ediyor. Yemeklerine halüsinasyon doğurucu ilaç veya kimyevi maddeler atılmış olabilir. Resmi başvuru için yeterli kanıt olmaması nedeniyle tahlil yaptıramadık." dediler.

Çankırı E Tipi Kapalı Cezaevi'nde 20 tutuklu ve hükümlü Burdur ve Sağmacılar Cezaevi'ndeki tutuklu ve hükümlülere destek vermek amacıyla açlık grevi başlattı.

Bayrampaşa Cezaevi'nde bir grup adli tutuklu, nakilleri protesto amacıyla 11 infaz koruma memurunu rehin aldı. Olaylar üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici "Devlet hiçbir zaman taviz vermez, ancak makul teklifler değerlendirilerek, hareket edilir. Her eylemde devletin haysiyeti düşünülür" dedi.

Amasya Cezaevi'nde kalan yedi hükümlü, cezaevi koşullarını protesto için kendilerini havalandırma avlusuna hapsederek, jiletle intihar tehdidinde bulundular.

İHD Muş Şubesi, Kadri Gökdere adlı mahkumun siroz hastası olduğu halde hastanede tedavi altında tutulmayarak Muş E Tipi Cezaevi'ne götürüldüğünü açıkladı.

Erzurum Cezaevi'nde tek kişilik koğuşlara konuldukları belirtilen Hidayet Vanlı ve Murat Ak isimli tutukluların 10 Temmuz'dan itibaren açlık grevine başladıkları belirtildi.

Batman Cezaevi'nde hırsızlık suçlamasıyla tutuklu bulunan Mazlum Sevinç (16), Elazığ Islah Evi'ne nakledilme kararını duyduktan sonra bunalıma girerek kendini yaktı.

Akdeniz anemisi olduğundan "cezaevinde kalamaz" raporu olduğu belirtilen ve halen Ulucanlar Cezaevi'nde tutulan Filiz Gülkokuer'in sağlık durumunun kötüye gittiği belirtildi.

Kırklareli Cezaevi'nden başka bir cezaevine sevklerini isteyen 4 tutuklunun talebi, açlık grevlerinin 67. gününde kabul edildi.

İzmir Barosu İnsan Hakları Merkezi Daimi Çalışma Grubu üyesi 17 avukat, 1994'den günümüze kadar Erzurum Cezaevi'nde yaşanan olaylarda ihmali olan yetkililer hakkında disiplin soruşturması başlatılması için Adalet ve İçişleri bakanlıklarına başvuruda bulundu.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Sema Pişkinsüt, "Türkiye'deki cezaevi sistemi 18. yüzyıldaki doldurma topluluk sistemidir" dedi.

Danıştay 10 Ceza Dairesi, Adalet, İçişleri ve Sağlık Bakanlıkları arasında imzalanan protokolün avukat ve doktorlara yönelik bölümlerinin "yürütmesini durdurma" istemini reddetti. Avukatlar, protokolde, müvekkilleri ile görüşmeye giderken aranma ve gerek görülürse evrakların geçici olarak alıkonulmasının savunma hakkını kısıtladığını belirterek dava açmışlardı.

ANAP Milletvekili Beyhan Aslan, hazırladığı yasa teklifinde, cezaevlerinin etrafına mayın döşenmesini istedi. Teklif uyarınca tüm hapishaneler şehir dışına taşınacak. Mücavir alanın en az 10 kilometre dışına çıkarılacak olan hapishanelerin 2 kilometre çevresine de hiçbir bina yapılamayacak. Böylece hükümlünün tünel kazıp görünemeyeceği bir yere çıkması önlenmiş olacak. Hapishanenin çevresi dikenli tellerle çevrilecek ve etrafına mayınlar döşenecek. Tutuklu herhangi bir yolla hapishaneden çıksa dahi,dikenli tel ve mayın engeline takılacak.

Diyarbakır Barosu Cezaevi Komisyonu Genel Sekreteri Avukat Fehime Kaş Danış ve komisyon üyesi Müzeyyen Nergiz, Mardin Cezaevi'nde kalan tutuklu ve hükümlülerle yaptıkları görüşmeleri bir rapor halinde yayımladılar. Raporda Türkçe bilmeyen tutuklu ve hükümlülerin, aile görüşü sırasında Kürtçe konuşmalarının yasaklandığı öne sürüldü. Çeşitli sağlık ve hijyen sorunlarının yaşandığı cezaevinde, jandarmanın yasal sınırları aşan uygulamaları nedeniyle sorunların büyüdüğü iddia edildi.

Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı Behiç Şahin, E Tipi Kapalı Cezaevi'ndeki 18 koğuştan 14'ünün, "oda" sistemine dönüştürüleceğini söyledi. Başsavcı Şahin odaların 3, 5, 6 ve 8 kişilik olacağını, oda sistemine dönüştürülmeyen 4 koğuşun ise sosyal amaçlı olarak kullanılacağını belirtti.

Bergama Cezaevi'nde bulunan tünel nedeniyle gergin saatler yaşandı. Tutuklu ve hükümlüler koğuşları ateşe verirken, güvenlik görevlileri de sis bombalarıyla karşılık verdiler. Çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin devreye girmesiyle gerginlik sona ererken, yaklaşık 75 tutuklu ve hükümlü Buca Cezaevi'ne sevkedildi ve tüneli kazanlar hakkında soruşturma başlatıldı.

Ordu Efirli Kapalı Cezaevi'nden açıklama yapan Bayram Altun ve Hacı Haykır adlı hükümlüler, cezaevine Kürtçe yasağı getirildiğini belirttiler.

CEZAEVLERİNDE ÖLÜM

İzmit Merkez Kapalı Cezaevi'nde Vedat Kibar adlı tutuklu, bir grup hükümlü ve tutuklunun şişli saldırısı sonucu ağır yaralandı.

Nevşehir E Tipi Kapalı Cezaevi'nde adli suçluların kaldığı koğuşta çıkan kavgada Erdal Asal adlı hükümlü ölürken, Kadir Yılmaz ve Sacit Çakı adlı hükümlüler de yaralandı. Kavgada şiş ve bıçak kullanıldı.

Şanlıurfa Kapalı Cezaevi'nde Cuma Aktar adlı hükümlü ölü bulundu. Cesette darp izleri tespit edilmesi üzerine, ceset Adana Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Cezaevinde karaciğer kanserine yakalanmasına rağmen uzun süre tedavisi yapılmayan, öleceğinin tıbben kesinleşmesinden sonra ancak tahliye edilen Murat Dil, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.

Konya'nın Kadınhanı Cezaevi'nde çıkan kavgada, 2 hükümlü yaralandı

Murat Aslan adlı tutuklunun 20 Temmuz 2000 günü Beycuma Cezaevi'nde kendini asarak intihar ettiği belirtildi. Aslan'ın yakınları, olaydan bir gün sonra, Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nden Aslın hakkında beraat kararı çıkması nedeniyle intiharı şüpheli karşıladıklarını söylediler.

Bergama Cezaevi'ndeki gerginlik sırasında güvenlik kuvvetlerinin sis bombasından 2 tutuklunun yaralandığı belirtildi.

Bakırköy Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi'nde Ali Kazan ve Yıldıray Kırdağ isimli adli tutuklular, aynı koğuştaki Fatih Oktay ve Fatih Rençber adlı kişilerce öldürüldüler.

DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ

İçinde 60 kadar suçlu(!?) yazıyı taşıyan "Düşünceye Özgürlük - 2000" adlı kitabın yayıncıları hakkında açılan davanın ilk duruşması İstanbul 5 Nolu DGM'de yapıldı. Yargılanan sanıklar Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Cengiz Bektaş, MAZLUMDER Genel Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, KESK Genel Başkanı Siyami Erdem, DİSK Genel Başkanı Vahdettin Karabay, Açık Radyo Yöneticisi Ömer Madra, Gazeteci Etyen Mahcupyan, Oyuncu Lale Mansur, Türkiye Yazarlar Birliği eski Başkanı M. Atilla Maraş, Prof. Dr. Ali Nesin, Oyuncu Zuhal Olcay, İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, TİHV Başkanı Yavuz Önen, yazar ve yayıncı Erdal Öz, HAK-İŞ Genel Başkanı Salim Uslu, Müzisyen ve Düşünce Suçuna Karşı Girişim Sözcüsü Şanar Yurdatapan ile Berdan Matbaası sahibi Sadık Daşdöğen hakkında TCK 162, 169, 312; TCK 5 ve 8/2.maddeleri uyarınca 15'er yıl 6'şar ay hapis cezası isteniyor. 27 Temmuz günü yapılan ilk duruşmada sanıkların kimlik tespitleri yapıldı ve duruşma, eksik evrakların tamamlanması için 17 Ekim 2000 Salı günü saat 09:00'a bırakıldı.

Eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın aldığı cezaya ilişkin soruları cevaplandıran TBMM Başkan Vekili ve MHP İstanbul Milletvekili Murat Sökmenoğlu, "312 ve Anayasa'nın 14. maddesinde çok açık bir şekilde vatanın bölünmez bütünlüğü ile ilgili konuşmalara biz siyasetçilerin çok dikkat etmesi gerekiyor. Şeriatın kestiği parmak acımaz" diye konuştu.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünver, onama kararını değerlendirirken, "312. Maddeyle ilgili TBMM'de değişiklik olur diye dosyayı günlerce beklettik. Ama olumlu bir netice alamayınca davayı bitirmek zorunda kaldık, vicdanımız rahat" dedi. Öte yandan Erbakan'ın konuşmasında diğer partilileri "batıl, gavur uşağı"olarak nitelediği kaydedilen tek sayfalık Yargıtay gerekçesinde, şu görüşe yer verildi: "Erbakan konuşmasında terörün ortadan kalkmasının birinci şartının İslam kardeşliği olduğunu vurgulayarak, 'ülkenin evlatları asırlar boyu mektebe besmeleyle başladığı halde siz geldiniz bu besmeleyi kaldırdınız. Ne koydunuz yerine? Türküm, doğruyum, çalışkanım. Sen bunu söyleyince Kürt kökenli Müslüman evladı Ben de Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım deme hakkını kazandı' diyerek halkı din, ırk ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği tespit edilmiştir." Gerekçede, konuşmanın TCK'nun 312/2. maddesinde tanımı yapılan suçu oluşturduğu belirtilerek, "yerel mahkemenin suç vasfının tayininde ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır" denildi.

İstanbul Barosu'nun avukatlar üzerinde yaptığı "Yargıda Yolsuzluk" anketinin sonuçları hakkında Açık Sayfa Aktüel Hukuk Dergisi'nde yayınlanan yazıdan dolayı derginin Yazı İşleri Müdürü Av. Ahmet Çoban'a, "adliyenin manevi şahsiyetine hakaret etmek"ten açılan davanın görülmesine Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Sözkonusu yazının Avukat Adnan Ekinci tarafından yazıldığı belirtilince, Ekinci hakkında soruşturma başlatılmasına karar verildi.

"Mehmedin Kitabı" adlı eseri nedeniyle yargılanan Nadire Mater ve yayıncı Hüseyin Semih Sökmen için esas hakkındaki mütalaa verildi. Mütalaada, bilirkişi raporunun aksine kitapta, "devletin askeri kuvvetlerinin tahkir ve tezyifi suçunun maddi unsurlarının oluştuğu" kanaatine varıldı. Savcı, Mater ve Sökmen için TCK'nın 159/1 maddesinin iki kez uygulanmasını talep ederek, 2 ila 12 yıl arasında hapis cezalarına çarptırılmalarını istedi. Dava, Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.

Gazeteci Abdurrahman Dilipak'ın suç sayılan bir makalesini "Düşünceye Özgürlük-41" adlı kitapçıkla tekrar yayınlayan müzisyen Şanar Yurdatapan ile gazeteci Ferzende Kaya'nın yargılanmalarına devam edildi. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmaya katılan Yurdatapan ve Kaya, yargılanmanın usulüne itiraz ettiler. Duruşma dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

İSTENEN CEZA

Yazar Şükrü Erbaş'a, Vedat Çetin'in 'Yıkılan/Boşaltılan Köyler ve Göç' adlı kitabında yer alan bir yazısından dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dava açıldı. İddianamede, kitapta Şükrü Erbaş ve Vedat Çetin'in "devletin askeri veya emniyet muhafaza kuvvetlerini alenen tahkir ve tezyif etmek" suçunu işledikleri öne sürüldü.

Yaptığı bir konuşma nedeniyle sanatçı Ahmet Kaya hakkında, 7.5 yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle bir dava daha açıldı. İstanbul DGM Cumhuriyet Savcılığı, Kaya'nın Hamburg'taki bir konserde yaptığı konuşmadan dolayı resmen başlattığı soruşturmayı tamamladı. Hazırlanan iddianamede, Ahmet Kaya'nın "PKK handır diğerleri yolcu" sözleri nedeniyle TCK'nın 169/1 ve 3713 sayılı TMK'na göre, "yardım yataklık ettiği" öne sürülerek, 4.5 ile 7.5 yıl arasında ağır hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

HEP eski Genel Başkanı ve Demokrasi Hareketi Girişim Grubu üyesi Feridun Yazar hakkında, Medya TV'de yaptığı "Avrupa Birliği, Demokrasi ve Kürt Sorunu" konularını kapsayan konuşması nedeniyle, Diyarbakır DGM'de 3713 sayılı TMK'na muhalefetten dava açıldı.

Almanya'nın Hanover kentinde katıldıkları toplantıda, Türkiye aleyhine açıklama yaptıkları iddiasıyla yedi HADEP'li Belediye Başkanı hakkında Diyarbakır ve Van DGM'de üç yıl hapis istemiyle dava açıldı. Diyarbakır, Batman, Bingöl, Hakkari, Siirt, Van ve Mardin'in Dikmen Belde Belediye Başkanlarının açıklamaları üzerine Diyarbakır DGM soruşturma başlatmıştı. İddianamede, Başkanların açıklamalarında ırk ve bölge farklılığı gözeterek halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettikleri vurgulandı.

VERİLEN CEZA

"Kürt Sorunu ve Demokratikleşme" başlıklı 24 sayfalık kitapçık nedeniyle Evrensel Basın Yayın'ın Sahibi Songül Özkan, TCK 312'den İstanbul 3 Nolu DGM'ce 2 yıl hapis, 182 milyon lira ağır para cezasına çarptırıldı.

1996 yılındaki bir konuşması nedeniyle EMEP Genel Başkan Yardımcısı Haydar Kaya'ya TMK 8/1'den 1 yıl hapis, 600 milyon lira para cezası verildi. Ankara 2 Nolu DGM'de görülen duruşmada, aynı dava kapsamında yargılanan Akın Birdal, Recep Doğaner, Mehmet Ragıp Duran ve Mustafa Kahya beraat etti.

İstanbul Eski Milletvekili Hasan Mezarcı, 23 Mayıs 1992 tarihinde Elbistan'da yapmış olduğu bir konuşma nedeniyle "Atatürk'ün hatırasına hakaretten" 2 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edildi.

ONANAN CEZA

Yargıtay 8. Ceza Dairesi, kapatılan RP'nin Genel Başkanı ve eski Başbakan Necmettin Erbakan'a TCK'nın 312/2. maddesinden Diyarbakır 1 Nolu DGM'ce verilen bir yıl hapis cezasını oybirliği ile onadı. Aynı daire, YDP eski Genel Başkanı ve eski Devlet Bakanı Hasan Celal Güzel'e, Kayseri'de yapmış olduğu bir konuşma nedeniyle yine aynı maddeden verilen 1 yıllık hapis cezasını da onadı.

Emeğin Partisi Genel Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Yalçıner hakkında, bir panelde yaptığı konuşma nedeniyle Ankara 2 Nolu DGM tarafından TCK'nun 312. maddesi uyarınca verilen 13 aylık hapis cezası, Yargıtay tarafından onandı.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, eski milletvekili Şevki Yılmaz'a verilen 25 ay hapis cezasını onayladı. Yılmaz, "hükümetin manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif etmek" ve "Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun"a muhalefet ettiği iddiasıyla, Düzce Ağır Ceza Mahkemesi'nce 25 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Kur'ani Mücahede Dergisi sahibi Ramazan Yılmaz'a yazdığı bir yazı nedeniyle TCK 312'den Ankara 2 Nolu DGM'ce verilen 3 yıllık hapis cezası Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nce onandı. Yılmaz'a bir başka yazısı dolayısıyla verilen 1.5 yıl hapis cezası da yine aynı Daire tarafından bozuldu. 3 yıl cezasının onanmasıyla birlikte, basın affıyla ertelenen cezalar da tekrar gündeme geldiğinden Yılmaz hakkındaki kesinleşmiş hapis cezası toplam 8 yıl 6 ay oldu.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

FP Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış'ın yazılı soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Ekim 1999'da çıkarılan "Basın Yoluyla İşlenen Suçların Ertelenmesini Öngören Yasa" kapsamında ertelenen mahkumiyet kararlarının "bölücülük propagandası", "inanç farkı gözeterek halkı kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek" gibi suçları içerdiğini belirtti. Türk, yasa kapsamında 73 kişinin mahkumiyetlerinin, 94 kişiye dava açılmasının ve 567 kişiyle ilgili davaların kesin hükme bağlanmasının ertelendiğini söyledi.

YDP eski Genel Başkanı Hasan Celal Güzel'in avukatı Hacı Ali Özhan, Ankara DGM Başsavcısı Cevdet Volkan'a dilekçeyle başvurarak, bir süreden beri uygulanmakta olan DGM'deki duruşmalara foto muhabiri ve kameramanların alınmaması yasağının kaldırılmasını istedi. Özhan dilekçesinde "Millet adına karar veren mahkemelerin, 'asıl' olan milletin adaleti denetleme hakkını ortadan kaldırması düşünülemez." ifadelerine yer verdi.

FP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu'nun konuyla ilgili soru önergesini yanıtlayan İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, 01 Ocak 1999 - 03 Mayıs 2000 tarihleri arasında polisin 65, jandarmanın ise 7 gazeteciyi gözaltına aldığını ve 44 gazetecinin de cezaevinde olduğunu söyledi.

KAPATILAN/TOPLATILAN/YASAKLANAN YAYIN VE ETKİNLİK

RTÜK; atv, Kral TV ve Show TV'ye birer gün; Interstar 'a 4 gün; Özgür Radyo'ya 1 yıl; Radyo Söz'e 90 gün; Güneş TV'ye 7 gün; Ufuk TV'ye de 1 gün kapatma cezası verdi.

Özgür Gelecek Gazetesi'nin 18. sayısı toplatıldı.

GAZETECİLERE VE YAYIN ORGANLARINA YÖNELİK BASKILAR/KISITLAMALAR

Erzurum Adliyesi'nde bir duruşmayı takip etmek isteyen Sabah Gazetesi muhabiri Sinan Aydın, Zaman Gazetesi muhabiri Orhan Yıldırım ve Palandöken Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Nihat Kılıçoğulları davacı yakınlarının saldırısına uğradılar.

Milliyet Gazetesi'nin 50. kuruluş yıldönümü kutlamalarını izlemek isteyen bazı gazeteciler, kıyafetleri uygun olmadığı gerekçesiyle Dolmabahçe Sarayı'na alınmadılar.

Özgür Halk Dergisi ve Yeni Gündem Gazetesi İzmir bürosuna polislerce baskın düzenlendi.

Mjora Lazepeşi Nene Kitabının yayını İstanbul Valiliği'nce 5680 sayılı Kanunun 9/4. maddesine dayanılarak durduruldu.

Ankara'nın Kızılay Meydanı'nda F Tipi Cezaevlerine dönük protesto gösterilerini izleyen Kanal D kameramanı Ferhat Yalçıner'in kamerası, polisin gruba müdahalesi sırasında kırıldı.

YARGILAMALAR

ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, bir haberde kişilik haklarına hakaret edildiği gerekçesiyle, Milliyet Gazetesi ve köşe yazarı Melih Aşık hakkında 5 milyar liralık manevi tazminat davası açtı.

Akit Gazetesi yöneticileri, Samsun Garnizon Komutanı Tümgeneral Doğu Silahçıoğlu'na, yayın yoluyla hakaret ettikleri gerekçesiyle 5 milyar lira manevi tazminat ödemeye mahkum edildi.

Bir televizyon programında İlim Yayma Cemiyeti'ne hakaret ettiği gerekçesiyle tarihçi Cemal Kutay hakkında 10 milyar manevi tazminat talebiyle açılan davaya İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde başlandı.

Bir yazısında, DYP Kocaeli Milletvekili Meral Akşener'in kişilik haklarına hakaret ettiği gerekçesiyle Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, Hürriyet Gazetesi ve yazarı Fatih Altaylı'yı 2 milyar tazminat ödemeye mahkum etti.

DİN ÖZGÜRLÜĞÜ

FP Balıkesir Milletvekili İlhan Aytekin'in soru önergesini yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, kamuya ve orduya ait tesislere başörtülülerin yanısıra dazlak, küpeli, kotlu ve kardinal sakallıların da girmesinin yasak olduğunu söyledi.

Genelkurmay Başkanlığı, OHAL bölgesindeki karakollara korucuların sakal bırakmalarının engellenmesi için talimat gönderdi. Bunun üzerine Van'da sakallarını kesmek istemeyen Nakşibendi tarikatına mensup korucular ile askeri yetkililer arasında gerginlik yaşandı. Korucuların, silahlarını bırakma tehdidinde bulunduğu belirtildi.

KAMU GÖREVLİLERİNE YÖNELİK BASKILAR

Sinop SSK Hastanesi'nde görev yapan Diyetisyen Gülşenay Atalay'ın görevine başörtülü olduğu gerekçesiyle son verildi. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı Personel Dairesi Başkanlığı, Batman'ın çeşitli camilerinde görev yapan Alaattin Gergin, Beşir Orhan, M. Emin Şimşek, Hamit Yıldız, A. Rahman İçlek, Ömer Dursun, M. Beşir Şimşek, Bilal Seyidoğlu, Hizbullah Görhan, M. Şefik Büyük ve Mehmet Günay adlı imamları mahkeme kararı olmadan görevlerinden aldı. Görevden almalar, müfettiş raporlarına dayandırıldı.

ÜNİVERSİTELER

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni birincilikli bitiren Fatma Kandemir adlı öğrenci, mezuniyet törenine başörtülü olduğu gerekçesiyle sokulmadı.

YARGILAMALAR

Milli Eğitim Bakanlığı'nın Malkara Milli Eğitim Müdürlüğü'nde görevli Mustafa Ünsal'ın, "mesai saatlerinde namazını aksatmadığı", "eşi başörtülü olduğu için tarafsız davranamayacağı", "ailesi sadece kendi görüşündeki insanlarla görüştüğü" gerekçeleriyle görevinden uzaklaştırılması kararını Danıştay 5. Dairesi haklı bularak onadı. Edirne İdare Mahkemesi, görevden uzaklaştırma kararı üzerine Ünsal'ı haklı bulmuştu; Milli Eğitim Bakanlığı da davayı Danıştay'ın gündemine taşımıştı.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından "türbanlı öğretmenlere yakın bir görüntü sergilediği" ve "8 yıllık zorunlu eğitime karşı olanlarla gönül bağı" bulunduğu gibi soyut ifadelerle İstanbul Eyüp İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlüğü'nden alınarak, Beyoğlu Taksim Ticaret Meslek Lisesi'ne atanan Yaşar Değirmenci'nin açtığı dava, 6. Bölge İdare Mahkemesi tarafından aynı gerekçeyle reddedildi.

ÖĞRENİM ÖZGÜRLÜĞÜ

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde 31 yıldır görev yapan öğretim üyesi Cengiz Arın'ın görevine son verildi. Karara tepki gösteren Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Kadir Erdin, "Yıllardır üniversitemizde baskıcı, otoriter, katılıma kapalı, kişiye bağlı, tepeden indirilen emir komuta zinciri şeklindeki yönetim biçimini olumsuz örnekleriyle yaşadık, yaşıyoruz" dedi.

YÖK Genel Kurulu, üniversitelerde yapılan seçim sonuçlarına bağlı kalmadı. Malatya İnönü Üniversitesi'ndeki seçimde 161 oyla birinci sırada yer alan Eşref Yüksel'i Cumhurbaşkanı'na sunulan üç kişilik listeye dahi almayan YÖK'ün bu kararında, askeri çevrelerin görüşünün dikkate alındığı ileri sürüldü. Dokuz Eylül Üniversitesi'nde 142 oyla üçüncü olan Faiksari Alioğlu'nun liste başı yapan YÖK, 449 oyla seçimlerin galibi Emin Alıcı ile 389 oyla ikinci olan Fethi İdiman'ı listeye almadı. Buna karşın seçimlerde birer oy alan Özcan Gökçe ile Orhan Uslu Cumhurbaşkanına gönderilen listeye alındılar. Cumhurbaşkanı Ahmet N. Sezer de YÖK Genel Kurulunun bu listesini geri iade etti. Sezer, listenin değiştirilmeden yeniden onayına sunulması üzerine, listeyi ikinci kez YÖK Genel Kuruluna iade etti. Cumhurbaşkanı Sezer listenin yeniden önüne gelmesinde ise, 4 üniversite dışında üniversitelerde en çok oy alanları rektör olarak atadı.

Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu, "gerici" olarak nitelendirdiği binlerce kitaba onay verdiği gerekçesiyle Kurul üyesi Ömer Açıkel hakkında soruşturma başlattı. Kurul, daha önce de aynı gerekçeyle İhsan Aksoy'u görevinden uzaklaştırmıştı.

Amasya Meslek Yüksekokulu'nda karşı görüşlü öğrencilerin saldırısına uğrayan ÖDP Üyesi Tahsin Hamurcu, Hasan Bektaşlı ve arkadaşları Tuncay Turna ile Turan Erçel isimli öğrenciler yaralandılar.

ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ

İHD Elazığ Şube Başkanı Cafer Demir, bir konuşmasında "devletin manevi şahsiyetini tahkir" ettiği gerekçesiyle Elazığ Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davadan, Dernekler Kanunu'nun 44. Maddesine muhalefetten de Elazığ 3. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki davadan beraat etti.

Hak-İş, DİSK, Türk -İş ve KESK yöneticilerinden oluşan 7 kişilik 1 Mayıs 2000 Tertip Komitesi'nin Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet ettikleri gerekçesiyle 18 aya kadar hapisle yargılanmalarına başlandı.

KAPATILAN SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ

Adana DGM'nin talimatı doğrultusunda Mersin Mezopotamya Kültür Merkezine düzenlenen baskının ardından polisler, derneğin kapısını mühürlediler.

Ankara Emniyet Müdürlüğü, yapılan aramada illegal yayın bulunduğu gerekçesiyle Mamak Halkevi'ni, 20 günlüğüne kapattı.

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE YÖNELİK BASKILAR/SALDIRILAR/ENGELLEMELER

Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derneği'nin Beyoğlu Muammer Karaca Tiyatrosu'nda yapmak istediği F Tipi Cezaevleri konulu panele polis izin vermedi.

Kozlu'da düzenlenmesi planlanan "Madencinin Işığında Kozlu Gençlik Buluşması"na Kozlu Belediyesi ve Emniyet Müdürlüğü tarafından izin verilmedi.

İstanbul'da Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi'ne, İzmir'de Mezopotamya Kültür Merkezine polislerce baskın düzenlendi.

Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi'nce düzenlenmek istenen "Umuda Türkülerle Merhaba" adlı kır gezisine Çatalca Kaymakamlığı'nca izin verilmedi.

Adana DGM Savcılığı'nın kararı üzerine Mezopotamya Kültür Merkezi'nin İstanbul Merkezi, Tarlabaşı ve İzmir Şubeleri ile kapatılan Mersin Şubesi'ne polis tarafından baskın düzenlendi.

SIĞINMA HAKKINA YÖNELİK İHLALLER

Antalya'nın Kaş ilçesi sahillerindeki Sarıbenli Adasında 206; Edirne'de 353; Erzurum'da Iraklı 7; Iğdır'ın Aralık ilçesinde 81; İzmir Seferihisar'da 207 mülteci; Van'ın Gürpınar ilçesinde 138 mülteci gözaltına alındılar.

Çeçenlerle birlikte Dağıstan'da bir cumhuriyet kurulması istemiyle Rusya'ya karşı direnen, Muhammed Tagayev'i Türkiye, Rus Dışişleri'nin Adalet Bakanlığı'ndan resmi bir yazıyla istemesine karşın, Azerbaycan'a gönderdi.

Yetkililer 2000 yılı içerisinde Türkiye-Yunanistan sınırında toplam 7.648 mültecinin yakalandığını belirttiler. Yakalananların başını 2.125'le İranlı mülteciler çekerken, bunları 1668 mülteciyle Filistinliler, 686 mülteciyle de Pakistanlılar izliyor.

Sığınmacı ve Göçmenlerle Yardımlaşma Derneği Genel Sekreteri Adem Arkadaş, mülteci ve sığınmacı çocuklarla ilgili uluslararası düzeyde birçok araştırmanın yapılmasına rağmen bu çocukların eğitim ve sağlık sorunlarının çözülemediğini belirtti.

ÇALIŞMA YAŞAMINA YÖNELİK İHLALLER

ÖLENLER: Kayseri'nin Melikgazi ilçesinde çalıştığı inşaattan düşen Süleyman Özyürek; İstanbul Halkalı'daki bir kebap salonunda meydana gelen tüp patlaması sonucu soyadı öğrenilemeyen Abdurrahman adlı garson; Bursa Çevre Yolu çalışmalarında dinamit patlaması sonucu Musa Tarlak; İstanbul Bağcılar'da kanalizasyon kazısı sırasında göçük altında kalan Latif Kılıç; İzmit'te Sağlık Ocağı inşaatında Fırat Neviroğlu; Türkiye Taşkömürleri Kurumu maden ocağında dinamit patlamasında Yüksel Güroğlu; Zonguldak'ta çalıştığı işyerinde kolunu makineye kaptıran Ozan Özen adlı işçi; Elazığ'ın Alacakaya ilçesi Yunusdere köyündeki bir krom ocağında meydana gelen göçük sonucu Hüseyin Dalmızrak adlı işçi; Kahramanmaraş'ta çalıştığı inşaatta elektrik akımına kapılan Akif Yıldız; Manisa'nın Soma ilçesinde bir maden ocağında meydana gelen göçükte Muzaffer Altuğ adlı işçi; Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde kazı çalışmaları sırasında makine altında kalan Mehmet Öz yaşamını yitirdi.

İŞTEN ATILANLAR: Soma'da kurulu Balcı maden ocağından 174 işçi; yılın ilk altı ayında Türkiye Taşkömürleri Kurumu'ndan 735 işçi; Adana'da kurulu Sasa'dan 21 işçi; İzmir Menemen'de kurulu Savraoğlu Deri Fabrikası'ndan 45 işçi; İGDAŞ'tan 16 işçi; İzmir Büyükşehir Belediyesi İç ve Dış Ticaret A.Ş. (TANSAŞ)'dan 80 işçi; İzmir'in Bergama ilçesindeki Orman İşletme Müdürlüğü'nde görevli 54 mevsimlik işçi; Hürriyet gazetesinden 32 kişi; Hatay'ın Reyhanlı Belediyesi'nden 3 işçi; Bolu Beypiliç'ten 100 işçi; Gebze Belediyesi'nden 3 işçi; İstanbul Kartal'da kurulu Siemens-Simko'dan 4 işçi işten atıldı.

YARGI HABERLERİ

Trakya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğretim görevlisi Nagihan Polat'a tecavüz edip öldürdüğü gerekçesiyle ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Orhan Dinç'in dava boyunca talep ettiği sperm testi, 6 yıl sonra kabul edildi ve Dinç'in suçsuz olduğu ortaya çıktı.

Hizbullah Ana Davası'nda idamla yargılanan ve yedi aydır tutuklu bulunan örgütün üst düzey yöneticileri Cemal Tutar ve Edip Gümüş, sorguları nedeniyle bir türlü cezaevlerine konulmuyor. Sanıkların 14 Temmuz'da yeniden sorguya alınmasına karşı çıkan avukat Mehmet Anul, uygulamanın anayasaya aykırı olduğunu belirterek, Diyarbakır DGM'ye itiraz dilekçesi sundu.

İstanbul Dolapdere'de kapkaççılık yaptığı iddia edilen Eda Tanrısevergil'i öldüren Murat Erol isimli polisin, bu suçtan 1 milyon TL para cezasına çarptırılmasının ardından, bu kez Tanrısevergil'in mirasçılarına karşı dava açıldı. Beyoğlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada, Erol'un elinin olay sırasında jiletle hafif yaralandığı iddiasıyla Tanrısevergil'in ailesinden 947 milyon 625 bin lira isteniyor.

Türkiye Kalkınma Bankası eski Genel Müdürü Özal Baysal, "Bankayı 80 milyar 376 milyon 606 bin 98 lira zarara uğratarak görevini kötüye kullandığı" gerekçesiyle yargılandığı davada, 1 milyon 633 bin 333 lira ağır para cezasına mahkum edildi. Baysal'ın cezası, "geçmişteki hali ve bir daha suç işlemeyeceği yolunda mahkemeye kanaat geldiğinden" ertelendi.

Susurluk skandalında adı geçen Tuğgeneral Veli Küçük'ün, hakkındaki iddialar nedeniyle yargılanması için İçişleri ve Milli Savunma Bakanlıkları aleyhine açılan davada Danıştay aşaması başladı. Ankara 2. İdare Mahkemesi'nin Küçük'ün yargılanmasına 'askeri kurum amiri karar verir'"Türkiye Cumhuriyeti devleti demokratik hukuk devletidir" ilkesine aykırı olduğu belirtildi. gerekçesiyle onay vermemesinin ardından Danıştay'a temyiz başvurusu yapıldı. İzmir Barosu Çeteleşmeye Karşı Hukukun Üstünlüğü Komisyonu üyesi 11 avukatın imzasını taşıyan temyiz dilekçesinde, Küçük'ün yargılanmasına izin verilmemesinin Anayasa'da düzenlenen

İstanbul 3 Nolu DGM'de 7.5 yıldır devam etmekte olan İslami Hareket Davası sonuçlandı. Yargılama sonunda, "anayasal düzeni silahla değiştirmeye teşebbüs etmek"ten suçlanan İrfan Çağrıcı, Ekrem Baytap, Mehmet Ali Şeker, Tamer Aslan ve Cengiz Sarıkaya idam cezasına çarptırıldı. Baytap, Şeker, Aslan ve Sarıkaya'nın cezaları mahkemedeki iyi tutumları nedeniyle müebbet hapse çevrildi; Çağrıcı'nın cezasında ise indirim yapılmadı. Diğer sanıklardan 12'si 4 yıl 6'şar ay ile 12 yıl 6'şar ay arasında değişen hapis cezalarına çarptırılırken, 20'si beraat etti, 7'si hakkındaki dava da zaman aşımına uğradı. İdam cezasına çarptırılanlardan Cengiz Sarıkaya'nın gözaltına alındığında gördüğü işkence ve aldığı darbeler nedeniyle kafatası kırılmıştı. İlk duruşmasına sedyeyle çıkarılan Sarıkaya, yargılanma süresince felçli olduğundan konuşamadı ve savunmasını yapamadı.

15 sanıklı Hizbullah ana davasına Diyarbakır DGM'de başlandı. 181 sayfalık iddianamede 156 kişinin öldürülmesi, 80 kişinin yaralanması, çok sayıda bombalama, adam kaçırma ve sorgulama eylemlerinden sorumlu tutulan sanıklardan 13'ünün idamı, ikisinin de 15 yıla kadar hapsi isteniyor.

Son on yılın en çok konuşulan Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetleriyle ilgili soruşturmayı tamamlayan Ankara DGM Savcısı Hamza Keleş, 9 sanık hakkında idam, 8 sanık hakkında da 5 ila 22 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezaları istedi. Savcının idamlarını istediği 9 kişi arasında Ankara Emniyet Müdürü Kemal İskender'in cinayetlerle bir ilgilerinin olmadığını açıkladığı Yusuf Karakuş ve Abdülhamit Çelik de bulunuyor.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 1978 yılında Ankara Bahçelievlerde TİP üyesi yedi gencin boğularak öldürülmesiyle ilgili olarak yedişer kez idama mahkum edilen Bünyamin Adanalı ve Ünal Osmanağaoğlu'yla ilgili kararı esastan bozdu. Daire, sanıklara "asli maddi fail" olmaktan değil, "fer'i fail olmaktan" (öldürme eylemini fiilen gerçekleştirmeyen fail) 20 yıldan az olmamak üzere ağır hapis cezası verilmesini istedi.

İzmir'in Karabağlar semtinde iki tişört çaldıkları gerekçesiyle 3 genç hakkında verilen toplam 77 yıl hapis cezası Yargıtay'dan döndü.

AİHM YARGILAMALARI

Dışişleri Bakanlığı'nın verilerine göre, Türkiye aleyhine AİHM'ne Kıbrıs Rum kesiminden 2.250, kamulaştırma bedellerinin geç ödenmesi nedeniyle 455, köy yakma ve boşaltma nedeniyle 418, işkence ve gözaltı süresinin uzunluğu nedeniyle 350, kayıp ve faili meçhul olaylar nedeniyle 134, düşünce ve ifade özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle 75, adil yargılama yapılmaması nedeniyle 94, YAŞ kararları nedeniyle 62, mülteciler tarafından 22, sendika hakkı ve parti kapatma nedeniyle 13, devlet tarafından 2, yürürlükte olmayan kanun uygulaması nedeniyle 2, aile hayatı ve konut dokunulmazlığı nedeniyle de 3 olmak üzere toplam 3.880 başvuru yapıldı.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye'nin AİHM'nin "Loizidu Davası" olarak bilinen davada aldığı karara uymasını ikinci kez istedi.

AİHM, Metin Dikme'nin 1992 yılında işkenceye uğradığı gerekçesiyle açtığı davada Türkiye'yi Dikme'ye 18 milyar lira ödemeye mahkum etti.

1993 yılında yazdığı bir yazı nedeniyle cezaya çarptırılan "Haberde, Yorumda Gerçek Dergisi" Yazı İşleri Müdürü Pelin Şener, AİHM'ye açtığı davayı kazandı. Mahkeme, Türkiye'yi, ifade özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle Şener'e 3.6 milyar tazminat ödemeye mahkum etti.

AİHM, Seho Ekinci'nin kardeşi Nuri Ekinci'nin askerler tarafından öldürüldüğü iddiasıyla yaptığı başvuruda Türkiye'yi suçsuz buldu.

Eski Başbakan Necmettin Erbakan, TCK 312'den verilen ve Yargıtay'ca onaylanan 1 yıllık hapis cezasının infazının durdurulması için AİHM'ye başvurdu.

AİHM, DEP davasını "kökeninden dolayı hiç kimsenin ayrıma tabi tutulamayacağı"nı düzenleyen maddeye göre "kabul edilebilir" buldu. AİHM, dokunulmazlıkları kaldırılan DEP Milletvekillerinin başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesi'nin "adil" bir yargılama yapıp yapmadığını da değerlendirecek.

İNSAN HAKLARI POLİTİKALARI

BM bünyesinde oluşturulacak Savaş Suçları Mahkemesinin çalışma esaslarıyla ilgili olarak New York'ta yapılan toplantılar sırasında ABD'ye Türkiye ve İsrail'den başka destek veren ülke çıkmadığı belirtildi. ABD, BM şapkası altında barış gücü faaliyetlerine katılacak askerlerinin, Savaş Suçları Mahkemesi tarafından yargılanmasına karşı çıkıyor ve bu konuda kendisine ayrıcalık tanınmasını istiyor. Toplantıya katılan 45 ülke temsilcisinin 43'ünün ABD'nin bu istemine karşı görüş beyan ettiği belirtildi.

ANASOL-D döneminde gündeme getirilen ancak tasarı haline getirilemeyince askıya alınan yeni TCK taslağında idam cezasının kaldırılması için ilk adım atıldı. Adalet Bakanlığı'nca oluşturulan komisyon, Türk Ceza Kanunu'nun ön tasarısı üzerinde değişiklikler ve eklemeler yaptı. Komisyon, 1997'deki ön tasarıda olduğu gibi idamı gerektiren suçlara "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası" verilmesini oybirliği ile kabul etti. Ön tasarıya, ırkçılık-soykırım (jenosit) suçu da iki madde olarak konuldu.

55. Hükümetin TBMM'ne sevkettiği "irticayla mücadele paketinde" olmasına rağmen bir türlü çıkartılamayan"Dahiliye Memurları Kanunu, Devlet Memurları Kanunu, Hakimler ve Savcılar Kanunu ile 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname" Cumhurbaşkanlığına sunuldu. Kararname, "irticai" ve "bölücü" faaliyetlere karışan memurlar ile hakim ve savcıları iki müfettiş raporu ile meslekten men etmeyi öngörüyor. Gazetecilerin soruları üzerine birçok Bakan, boş kağıda imza attıklarını, böyle bir kararnameden haberleri olmadıklarını vurgularken, gazetecilerin sorularını yanıtlayan İçişleri Bakanı ile Başbakan da önce KHK'den habersiz olduklarını söylediler. Aradan birkaç gün geçtikten sonra KHK'yi Cumhurbaşkanı Ahmet N. Sezer'e sunduklarını açıklayan Başbakan, "Düzenleme, 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlarına dayanıyor" dedi. Başbakan, Kararnamenin Cumhurbaşkanına ne zaman sunulduğu sorusuna ise "Ne zaman sunulduğunu bilmiyorum, ama Köşk'te olduğunu biliyorum" diye cevap verdi. Memurların "yargısız infaz"a uğrayacakları eleştirilerine de değinen Başbakan, memuriyetten ihraç yönünde verilecek tüm kararların, yargı denetimine tabi olduğunu, bu nedenle "yargısız infaz"ın kesinlikle sözkonusu olmadığını söylemekle yetindi. Başbakanlık'tan yapılan bir başka açıklamada ise, "Memurlara verilen hafif disiplin cezaları, irticai, yıkıcı ve bölücü faaliyetleri önlemede zafiyet yaratmaktadır" denilerek "yargısız infaz" gerçeği üstü örtülü bir şekilde kabullenildi. Kararnamenin onaylanmasıyla birlikte 28 Şubat sonrası kurulan ve il, ilçe, belde ve köy ölçeğinde de örgütlenen Başbakanlık Takip Kurulu (BTK)'nun daha etkin çalışacağı belirtiliyor. Sözkonusu Kurul, ordu içinde yine 28 Şubat sonrası kurulan Batı Çalışma Grubu (BÇG)'nun sivil uzantısı olarak kurulmuştu ve kamu çalışanlarını "yıkıcı, bölücü ve irticai" faaliyetler açısından yakın takibe alarak raporlar tutmaya başlamıştı. Kararnamenin onaylanması halinde bu raporların kamu çalışanlarının atılmasında en etkin "delil" olacağı belirtiliyor. Nitekim Türkiye, 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri sonrasında da "kamu personeli temizliği"ne şahit olmuştu.

Polis Akademisi'nin 55'inci dönem mezuniyet törenine katılan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, "Bugün özgürlükçü demokrasilerin en önemli ilkesi, devletin insan için var olduğu anlayışıdır. Hukuk devleti de kişilerin devlet gücü karşısında korunması gereksiniminden doğmuştur. Bu anlayışla hukuk devleti, kişilerin hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı, yönetenlerin her türlü eylem ve işleminin yargı denetimine bağlı olduğu, böylece kişilere hukuk güvenliğinin sağlandığı devlettir." dedi. Demokrasi ile hukuk devletinin ayrı düşünülemeyecek iki temel kavram olduğunu söyleyen Sezer, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerinden birinin de insan haklarına saygılı bir devlet olması olduğunu hatırlattı. İşkence konusundaki hassasiyetini dile getiren Sezer, suç işlediği savında bulunulan kişilerin özgürlüklerinin hangi durumlarda kısıtlanabileceğinin Anayasada belirtildiğini dile getirdi. Sezer "Buna göre tutuklama nedenleri yasa ile belirlenecek ve tutuklamaya ancak yargıç karar verebilecektir" dedi. Sezer temel hak ve özgürlüklerden en önemlilerinden birinin insanın kendi bedeni üzerinde sahip olduğu hak ve özgürlükler olduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Anayasada, kişi dokunulmazlığı korunurken işkence, eziyet, insan onuruyla bağdaşmayan ceza ve muamele yasaklanmıştır. Bugün insanlığın ulaşmış bulunduğu uygarlık düzeyinde bu tür davranışlara yer yoktur. Hiç kimse insan onuru ile bağdaşmayan işlem ve eylemle karşı karşıya bırakılamayacağından, devlet gücünü ellerinde bulunduranların, ülkemizin ulaştığı uygarlık düzeyinin gereği olarak uygulamalarında insan onurunu gözetmeleri zorunludur. İnsan hak ve özgürlüklerini korumakla yükümlü olan kamu görevlilerinin bu hak ve özgürlükleri ihlal etmeleri kabul edilemez. Bu doğrultu, aynı zamanda Türkiye'nin AB'ye tam üyelik gereğiyle de uyumludur."

İnsan Hakları'ndan Sorumlu Devlet Bakanı Rüştü Kazım Yücelen Başkanlığında toplanan Başbakanlık İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu toplantısına katılan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Sema Pişkinsüt'ün Üstkurul'a üye olma talebinin reddedildiği ve Kurul'da İnsan Hakları Eğitimi Türkiye Programı konusunda maddi ve siyasi desteğin olmaması nedeniyle hiçbir ilerlemenin kaydedilemediği belirtildi.

FP Van Milletvekili Fetullah Erbaş, Çingeneler üzerine bir araştırma önergesi hazırladı. Erbaş'ın hazırladığı araştırma önergesi kabul edilirse, TBMM'de 13 milletvekilinden oluşan bir komisyon kurulacak ve bu komisyon, Çingenelerin sorunlarını araştıracak. Bu komisyon Çingenelerin sorunlarını araştırırken, bir yandan da, "Çingeneler neden inançsız, nikahsız ve sünnetsiz sanılıp, İslam dışı sayılıyor? Çingenelerden neden kız alınıp verilmiyor?" sorularına yanıt arayıp, bu konudaki önyargıları yıkmaya çalışacak.

Batman'nın antik kenti Hasankeyf'te incelemelerini tamamladıktan sonra kent merkezine dönen İngiliz parlamenterler Ann Clwyd ve Peter Lloyd'un pasaportlarına polis el koydu. Parlamenterlerin pasaportları İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın devreye girmesiyle 15 saat sonra iade edildi. Batman Valisi İsa Parlak, "bu tamamen polislerin işgüzarlığıdır" diyerek parlamenterlerden özür diledi.

Genelkurmay Başkanlığı karargahındaki ikili görüşmeden sonra, Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e kapsamlı bir brifing verdiği belirtildi. Brifingde bir süre öncesine kadar YAŞ kararlarının yargıya açılmasını savunan Sezer'e, "TSK'daki disiplin ve hiyerarşi açısından bu kararların yargıya açılmaması gerektiği" mesajının verildiği kaydedildi.

MGK'nın yapısının sivilleştirilmesi ve sivil üyelerin sayısının artırılması ile ilgili bir soruya Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, "Sivil üye sayısını istiyorlarsa artırabilirler. İsterse yüz tane sivil üye olsun. MGK'da kararların uzlaşma içinde oluşması olumlu bir gelenektir" dedi.

Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki eski avukatlarından Prof. Dr. Aslan Gündüz, Türkiye'nin temel probleminin kendi hukuk sistemi olduğunu söyledi. Gündüz Türkiye'nin hukuk sistemini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi standartlarına uydurması gerektiğini, aksi halde çok iyi hukukçular savunma yapsa da başarı şansının marjinal kalmaya mahkum olacağını söyledi.

Adalet eski Bakanı Oltan Sungurlu, Erbakan'ın da mahkum olduğu 312. maddenin aşırı ve keskin biçimde uygulandığını söyledi. Sungurlu "Kafaları değiştirmedikten sonra kanunları değiştirmenin bir anlamı yok. Uygulamada maksadı aşan aşırılıklar var" dedi .

MHP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, Gümüşhane'deki temasları sırasında 312. madde konusunda yapılan tartışmalara işaret ederek "TCK'deki 312. maddeyi Türkiye'nin gündemine getiriyorlar. Bunu bir şeyle ilişkilendirerek izaha çalışıyorlar. 312'nin kalkmasını istiyorlar. Bu ülkede birlik ve dirlik sağlanmadıkça; mutluluk, huzur, karşılıklı güven ve saygı yerleşmedikçe, maddenin gereği unsurlar ortadan kalkmadıkça, 312 bu ülkeden kalkmamalıdır. 312'yi ortadan kaldırmayı düşünenler, mağduriyet içerisinde başka hedeflerle ilişkilendirerek 312'nin kaldırılması gibi bir yanılgıya düşmektedirler" dedi. Bahçeli bir başka konuşmasında da, "Uzun yıllardır, siyaset dünyasında yer almış ve Başbakanlık yapmış bir siyasi şahsiyetin karşı karşıya olduğu durum, hukuki açıdan olmasa bile, vicdani açıdan üzücüdür" dedi ve ekledi "312'nin kaldırılmasını savunmanın hiçbir haklı ve mantıklı izahı yapılamaz."

CHP Genel Başkanı Altan Öymen, "312. madde kalkamaz. Dünyanın bütün çağdaş ve demokratik ülkelerinde vardır. Ancak metinde değişiklik yapılabilir" dedi.

Başbakanlık, Milli Güvenlik Kurulu'nda alınan kararlar doğrultusunda "İrticai (Siyasal İslam) Faaliyetlerine Karşı Yürütülecek Mücadele Stratejisi" hazırladı. Buna göre YÖK'e 7 maddelik "Alınacak Stratejik Önlemler" paketi gönderen Başbakanlık, "gerici" kadroların taşra üniversitelerinde yoğunlaşmaması için "doçent ve yardımcılarının YÖK tarafından atanmasını, personel seçiminde irticaya ödün vermeyecek kişilerin dikkate alınmasını, türbanın üniversitelerde kullanımı önlenerek bu konuda kararlı bir uygulama gösterilmesini" istedi. Başbakanlık tarafından hazırlanan önlemler paketine göre, 22 üniversitede yapılan rektörlük seçimlerine uymayarak tepki çeken YÖK'ün yetkileri arttırılıyor. Başörtüsü konusunda yasa ve yönetmelik hükümlerinin çok açık olduğu, bu konuda yeni bir düzenlemeye gerek olmadığı vurgulanıyor. YÖK Yasası'nda değişiklik yapılmasını da öngören Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Şağar imzalı, gizli damgalı belgede şöyle deniyor: "28 Nisan 2000 tarihinde yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısına sunulan ve 18 Mayıs 2000 tarihinde Sayın Başbakan tarafından onaylanarak yürürlüğe konulan 'Siyasal İslam Faaliyetlerine Karşı Yürütülecek Mücadele Stratejisi' gereğince Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı'nca alınacak önlemler ilişik listede belirtilmiştir. Söz konusu tedbirlerin tam olarak ve kararlılıkla uygulanmasını, her bir tedbire ilişkin olarak yapılan işlem ve uygulamaların her ay sonunda Başbakanlığa bildirilmesini önemle rica ederim."

Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, yayınladığı bir genelgeyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye aleyhine verdiği kararlardan eksik soruşturma yürüten savcıları sorumlu tuttu. AİHM'nin verdiği tazminatların eksik soruşturma yapan savcılardan ve gerekli denetimi yapmayan başsavcılardan alınacağını vurgulayan Türk, genelgede şunları söyledi: "AİHM, savcıların hazırlık soruşturmalarında noksanlıklara yol açmalarını insan haklarının ihlali olarak kabul edip, ülkemizi yüksek miktarda tazminat ödemeye mahkum etmektedir. Savcılar sadece sanık aleyhine değil, sanık lehine olan delilleri de toplamaya mecburdur."

İçişleri Bakanı Saadettin Tantan, yıllardan beri topluma hizmet eden sivil toplum örgütleri bulunduğunu belirterek, "Bunun yanında ülkemizi jurnalleyen sivil toplum örgütleri de vardır. Biz ülke menfaatine kendisini rehber edinmiş sivil toplum örgütleri etrafında kenetlenip bunları daha ileri götürmek mecburiyetindeyiz. Ülkeyi jurnalleyen sivil toplum örgütleri artık halkın nazarında, vicdanında mahkum edilmelidir. Mahkumiyeti devletin resmi organlarından beklememelisiniz" dedi. Bu konuda İçişleri Bakanlığı'nın yeni bir çalışma başlattığını belirten Tantan, "Milli strateji, menfaatleri ülke dışına taşıyacak gönüllü sivil toplum örgütlerine hukuki destek ve bütçe ortamından kaynaklar aktaracak bir yaklaşımı hükümetlerimiz yapmak mecburiyetindedir" dedi.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Lord Russel-Johnston, kapatılan RP'nin Genel Başkanı ve eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın mahkumiyet kararının onanmasının, Türkiye'nin Avrupa ile giderek artan bütünleşmesine açıkça zarar verdiğini söyledi. Lord Russel-Johnston, "Karar, demokrasinin iyi çalışması için gerekli olan ifade özgürlüğü ve biraraya gelme hakkı konusundaki Avrupa Konseyi'nin temel standart ve ölçülerine terstir" dedi.

İnsan Haklarında Sorumlu Devlet Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, "312. madde bütün dünya devletlerinin kendisini korumak için kullandığı bir kalkandır. Yalnız Türkiye'deki şekliyle 312. madde ağır yazılmıştır. Yazımı değiştirilebilir ama, tamamen kalkması devletin üzerindeki zırhı kaldırmak olur" dedi. Devletin kendisini korumak zorunda olduğunu belirten Yücelen, kişisel görüşünü şöyle açıkladı: "Madde iki dereceli olarak düzenlenebilir. Birinci derecede, sözkonusu suçlara daha küçük bir ihtar verilebilir, üç aylık ceza olabilir. İkinci derecede ise ağırlaştırılabilir. Bu konuyu vatandaşların önünde tartışmak gerekir."

DÜNYA İNSAN HAKLARI RAPORU

"Çocuk Asker Kullanımını Durdurma İttifakı" Endonezya, Filipinler ve Laos gibi ülkelerde çatışmalarda çocuk asker kullanımının arttığına dikkat çekti ve eski adı Burma olan Myanmar'daki askeri yönetimin en fazla çocuk asker kullanan yönetim olduğunu söyledi. Sözkonusu kuruluş, 30'dan fazla ülkede çatışmalarda yaklaşık 300 bin kadar çocuğun asker olarak kullanıldığını belirtti.

Afrika Birliği Örgütü tarafından hazırlanan bir raporda, 500 bin kişinin öldüğü Ruanda katliamından BM, ABD, Fransa, Belçika ve Katolik Kilisesi sorumlu tutuldu. Raporda, sözkonusu ülke ve kuruluşların, katliamı önleyebilecek, durdurabilecek ve azaltabilecek rolde oldukları belirtildi.

BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Srebrenica'da yaşanan katliamın BM tarihinde kara bir leke olduğunu söyledi. BM tarafından güvenlikli bölge ilan edilerek Hollandalı askerlere teslim edilen Srebrenica'yı Hollandalı askerlerden devralan Sırplar, yaklaşık 10 bin Müslüman'ı katletmişti. Annan, olayın sorumlularının yakalanmamış ve cezalandırılmamış olmalarının kendisine büyük ızdırap verdiğini vurguladı.

İnsan Hakları İzleme Komitesi (HRW), Burundi hükümetini, iç savaş sırasında köylüleri topladığı kampları hala kapatmadığı için kınadı.

AİHM, Falkland savaşı kurbanlarının İngiltere ve eski Başbakan Thatcher aleyhine açtıkları davayı görmeyi reddetti. Mahkeme zaman aşımına uğradığı için davayı ele almayacağını bildirdi.

ABD: Yaptığı haber yüzünden işten atılan gazeteci Jack Smith, CNN televizyonunu mahkeme verdi. Smith, haberinde ABD'nin Vietnam savaşı sırasında asker kaçaklarına karşı sinir gazı kullandığını öne sürmüştü. Amerikan Sivil Haklar Birliği (ACLU), bu ülkenin hukuk sisteminde son zamanlarda yapılan değişikliklerle, çocuk suçluların yetişkinler gibi yargılanıp mahkum olduğunu, gazetelere tam sayfa ilan vererek duyurdular. Kosova'da görev yaparken 11 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz ederek öldüren Amerikalı asker Frank J. Ronghi suçunu itiraf etti. Ronghi'nin ömür boyu hapse çarptırılacağı belirtiliyor.

ALMANYA: Federal Eyalet Temsilciler Meclisi, ikinci dünya savaşı sırasında fabrikalarda zorla çalıştırılan "köle işçilere" tazminat ödenmesiyle ilgili yasa tasarısını oybirliğiyle kabul etti.

BANGLADEŞ: Janakantha gazetesinin Jessore kenti büro şefi Şamsur Rahman, bürosunda uğradığı silahlı saldırı sonucu öldü.

CEZAYİR: Ülkenin değişik yerlerinde yaşanan çatışmalarda 40 kişi öldü, 2 kişi de yaralandı.

ÇEÇENİSTAN: "Çeçen Günlüğü" adlı bir program hazırlayan Rus Kamu televizyonu (ORT) kameramanı Dimitri Zavadsky'nin Belarus'ta "esrarengiz" biçimde ortadan kayboldu.

ÇİN: Doğu Türkistan'da İslami devlet kurmayı amaçladıkları gerekçesiyle 6 Uygur Türk'ü idam edildi.

ENDONEZYA: Din çatışmalarında 79 kişi ölürken, çatışmaların yoğunlaştığı Moluk adalarından kaçış da devam etti.

FİLİPİNLER: Moro'nun özgürlüğü için mücadele eden Müslüman gerillalarla askerler arasında çıkan çatışmalarda 13 kişi öldü, 12 kişi de yaralandı. Cotabato bölgesinde meydana gelen patlamada 2 kişi öldü. Ülkenin güneyinde, silahlı bir grubun tarım işçilerini taşıyan bir kamyona saldırması sonucu 13 kişi öldü, 14 kişi yaralandı. Bir televizyon adına, rehine krizi üzerine haber yapmak amacıyla Ebu Seyyaf'ın sığınağına giden iki gazeteci kaçırıldı.

FİLİSTİN: İsrail askerlerinin Gazze Şeridi'nde açtıkları ateş sonucu bir Filistinli kadın öldü, dört Filistinli de yaralandı.

HİNDİSTAN: Hükümet, İslam Konferansı Örgütü'nün Keşmir için önerdiği "self-determinasyon" (ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı) önerisini reddetti ve bunun kendi iç işi olduğunu açıkladı. Keşmir Eyaleti'nden sürgün edilen 300 kişilik 50 aile, Pakistan'a sığındı. Bihar eyaletinde İşbirliğinden Sorumlu Bakan Lalid Kumar Yadav, kamyonunu çalmakla suçladığı iki kişiyi evine kapatarak bir ay boyunca işkence yapmaktan tutuklandı. Malpura kentindeki Hindu-Müslüman çatışmasında 9 kişi öldü. Keşmir'in bağımsızlığı için mücadele veren silahlı gerillalar ile Hindistan ordu güçleri arasındaki çatışmalar devam etti. Tezpur kentine gitmekte olan bir trene konulan bombanın patlaması sonucu 12 kişi öldü.

IRAK: Irak Komünist Partisi, Kürdistan Yurtseverler Birliği'ne bağlı milislerin, 6 üyelerini öldürdüğünü duyurdu. Zikar kentinde bir tören alanına atılan bomba nedeniyle iki kişi hayatını kaybetti.

İNGİLTERE: BM İnsan Hakları Komisyonu'nun bir toplantısında tartışılmak üzere hazırlanan İngiltere'deki hak ihlalleri raporu, basına sızdı. Guardian Gazetesi, "BM raporu, İngiltere'nin bozuk insan hakları karnesini ortaya koydu" diye yazdı. Gazete haberinde, rapor içeriğinde bulunan ve özellikle güvenlik güçleri tarafından yapılan insan hakları ihlalleri ile basının üzerinde kurulan baskı ve yönlendirmelerin düzeltilmesi istenen bölüm öne çıkarıldı. Geçen Eylül ayında öğrencisine tokat attığı için mahkemeye verilen Marjorie Evans adlı öğretmene 6 ay hapis cezası verildi.

İRAN: İsrail adına casusluk yaptıkları iddiasıyla yargılanan 17 İranlı'dan iki Yahudi'ye 13'er yıl hapis, 8 Yahudi ve iki Müslüman'a da kırbaç ve 4 ila 11 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. "Şeriatın bazı ilkelerini sorgulamak, ulusal güvenliği tehdit etmek, kamuoyunu yanlış fikirlere sevketmek ve dayanaksız haber yayınlamak" iddialarıyla suçlanan gazeteci İmadeddin Bagi'ye 5.5 yıl hapis cezası verildi. Kapatılan gazetelerden Arya'nın Genel Yayın Yönetmeni Muhammed Rıza Zohti 4 ay hapis cezasına çarptırılırken, gazetenin yayın izni iptal edildi. Haftalık Gunagun adlı derginin de kapatılmasıyla birlikte son birkaç ay içinde kapatılan yayın organı sayısı 19'a ulaşmış oldu.

İSRAİL: HAMAS'ı desteklemekle suçlanan İngiliz müzisyen Yusuf İslam'ın ülkeye girmesine izin verilmedi.

İSPANYA: Kuzey Afrika ülkelerinden bu ülkeye girmek isteyen 286 göçmen yakalandı.

İSVEÇ: AB Adalet Divanı, kadın haklarını fazla gözeterek, cinsiyet ayrımcılığı yaptığı gerekçesiyle bu ülkeye kınama cezası verdi.

İTALYA: Kazakistan eski Başbakanı ve muhalefet lideri Akejan Kajıgeldin, Kazakistan hükümetinin Interpol aracılığıyla iletilen talebi üzerine İtalyan polisi tarafından Roma'da gözaltına alındı. Bir gemide 400 mülteci yakalandı. Napoli kentindeki bir polis çevirmesinde, başında kask olmadığı için durmak istemeyen motosikletli genç Mario Castelano, açılan ateş sonucu hayatını kaybetti. Genel af istemiyle cezaevlerinde başlatılan açlık grevleri devam ederken, Roma'daki Regina Coeli Cezaevi'nde çıkan olaylarda 26 güvenlik görevlisi yaralandı

KAZAKİSTAN: Gözaltına aldıkları bir kişiye işkence ettikleri belirlenen 4 polis memuru, toplam 21 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edildi.

KKTC: Polis teşkilatının Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına bağlı olmasını eleştiren haber ve yorumlar üzerine "vatan hainliği ve casusluk" suçlamalarıyla tutuklanan Avrupa Gazetesi sahibi Şener Levent ve gazete yazarlarından Ali Osman tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar. Haber ve yorumlar üzerine Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Ali Nihat Özeyranlı, "vatan hainliği" suçlamasında bulunmuştu.

KOLOMBİYA: Melva kenti yakınlarında yedi köylü, kimliği belirsiz kişilerce katledildi. Yılbaşından beri en az 100 çocuğun kaçırıldığı belirtildi. Ordu birlikleri ile muhalif silahlı gerillalar arasındaki çatışmalar devam etti.

LÜBNAN: 1975-1990 iç savaşında kaybolanları araştırmakla görevli komisyon, bu kişileri ölü ilan etti.

MACARİSTAN: Köylerinde saldırıya uğradıklarını ve evlerinin yakıldığını belirten 46 Macar Çingenesi, Fransa'dan siyasi sığınma talebinde bulunurken, insan hakları ihlalleri konusunda da AİHM'ne başvurdular.

MEKSİKA: Kaçak yollarla Meksika'ya girmeye çalışan Guatemala'lıları taşıyan teknenin, ülkenin güneyinde batması sonucu 9 mülteci öldü.

MISIR: İbni Haldun Kalkınma Çalışmaları Merkezi'ni basan polis, tanınmış sosyologlardan Saad Eddin İbrahim'i gözaltına aldı.

PAKİSTAN: Ülkenin yönetimini darbe ile ele geçiren General Müşerref'in askeri yönetimini protesto eden Pakistan Müslümanlar Birliği'nin 300'den fazla yöneticisi gözaltına alındı. Kata kentindeki bir alışveriş merkezinde meydana gelen patlama sonucu 9 kişi öldü, 28 kişi yaralandı. Pakistan'ın devrik Başkanı Nevaz Şerif'in eşi Gülsüm Şerif, askeri yönetim aleyhinde protesto gösterisi düzenlediği için Lahor polisi tarafından gözaltına alındı. Karaçi'de bir yolcu treninde bomba patlaması sonucu 8 kişi öldü, 25 kişi yaralandı.

PERU:Yaşları 6 ila 14 arasında değişen 100 bin kadar çocuğun evlerde köle gibi çalıştırıldığı belirtildi.

RUANDA: Geçtiğimiz yıllardaki katliamlar dolayısıyla şimdiye kadar yaklaşık 400 kişiye idam cezası verildiği belirtildi.

RUSYA: Vladikavkaz kentinde meydana gelen patlamada 3 kişi öldü, 4 kişi yaralandı. Çuvaçi bölgesinde bir köyde aralarında 7 yaşında bir çocuğun da bulunduğu 8 kişi öldürüldü. Devlet Başkanı Putin, "Batı, Rusya'ya teşekkür etmelidir. Çünkü tek başımıza Afganistan'da Üsame bin Ladin'le ve Filipinler'de Ebu Seyyaf grubuyla savaştık. Onlar İslam hilafetini ihya etmek istiyorlar. Bundan dolayı bütün Hrıstiyan ve Yahudi dünyasını problemi keşfedip, bu konuda bize yardıma çağırıyorum" dedi.

SUUDİ ARABİSTAN: Uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlanan Pakistan uyruklu bir kişi idam edildi. Bu idamla, 2000 yılı içerisinde idam edilenlerin sayısı 65'e yükselirken, geçtiğimiz yıl toplam 99 kişi idam edilmişti.

TACİKİSTAN: Tepay Semarkandi köyünde aynı aileden 11 kişi, kimliği belirsiz kişilerce katledildi.

YUNANİSTAN: Avrupa ülkelerine kaçak yollarla girmek isteyen 222 mülteci, bir gemide yakalandı.

____________________________

*Bu rapor, MAZLUMDER İnsan Hakları İhlallerini İzleme Komisyonu tarafından hazırlanmıştır.

YAYIN BİLGİLERİKategori Adı Yurt İçi RaporlarTarih 2000-07-30
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4922055