‘Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp hevanıza (tutkularınıza) uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.’(Nisa 135)
‘Ne zulmedin, ne de zulme uğrayın.’(Hadis)
Zulmü alkışlayamam, zâlimi aslâ sevemem…/Zâlimin hasmıyım amma severim mazlûmu…" (M. Akif)
‘Hakkın hatırı âlîdir. Hiçbir hatıra feda edilmez.’(Bediüzzaman)
MAZLUMDER, bu sözlerin ifade ettiği hakikati hayata egemen kılmak için var olan, herkesin içinde bulunabileceği bir kuruluştur.
En temel ilkesi şu sloganda hayat bulmuştur: ‘Kim olursa olsun, zalime karşı mazlumdan yana.’ Ne pahasına olursa olsun bu ilke doğrultusunda hareket etme gayretinden geri durmaz.
Bunun için: Risk almaktan, bedel ödemekten kaçınmaz. İlkelerden taviz vermez. Çifte standarda, başvurmaz. Her türlü kamu ve özel fon dâhil olmak üzere hiçbir yerden maddi destek almaz. İktidara, güç sahiplerine yaranmadığı gibi sebepsiz bir karşıtlık içine de girmez. Gerektiğinde bütün iktidar ve güç sahiplerinin karşısında doğrunun yanında yanlışın karşısında durur. Dilsiz şeytanlardan olmamak için haksızlık karşısında susmaz. Yalnız bir kesimin değil; hangi inanç ve etnik guruba mensup olmasına bakmaksızın, adaletin gerektirdiği çerçevede herkesin hakkını savunur. Tarafgirlik yapmaz, kendisine haksızlık yapanların da hakkının çiğnenmesine razı olmaz. Allah’ın insana tanıdığı ama zalimlerin gasp ettiği haklara sahip çıkmak temel amacıdır.
Bütün zorluklara, baskılara ve imkânsızlıklara rağmen Ulusal ve Uluslararası arenada saygın bir yere sahip olan Mazlumder, ilkeli duruşu nedeniyle pek çok çevrede takdirle anılmaktadır. Çıkarcı, her şeyi meşru gören, değer tanımayan, ahlaki kaygıları olmayan, küçük hesaplarla hareket eden, gurup fanatizmine saplanmış, vicdanı uyanmayan, digergamlıktan nasipsiz, adalet duygusundan uzaklaşmışlar ise Mazlumder’den rahatsız oluyorlar. Bağımsız düşünme yeteneğini kaybetmiş aklını ve iradesini başkalarının emrine vermiş olanlar ve başka nedenlerle bu rahatsızlar arasında yer alanlar bulunmaktadır.
Türkiye toplumunun yüz akı olan Mazlumder, denilebilir ki en çok içinden geldiği İslami Camia tarafından ağır ithamlara maruz kalmaktadır. Bunun için birçok neden gösterilebilir. Öne çıkan üçü üzerinde duralım:
1- İktidarla İlişkiler:Camianın, iktidarın bütün yaptıklarını tarafgirlikle alkışlamasına karşılık; Mazlumder gerektiğinde eleştirebilmekte, yanlışlarına karşı çıkmaktadır.
2-Kürt Meselesi:Müslümanlar büyük ölçüde savruldukları yerden, devletin; ırkçı, milliyetçi, sağcı yaklaşımını sahipleniyorlar. Konuya Din’in baktığı yerden değil, adeta zulüm ve haksızlığı onaylar bir zaviyeden bakıyorlar. Mazlumder hem Din’in, hem beşeri vicdanın gerektirdiği hassasiyetle ve adalet çizgisindeki duruşuyla yapılan haksızlıklara karşı çıkıyor.
3-Müslüman Olmayanların Hakları:Müslüman olsun olmasın insanların haklarına sahip çıkmayı Dinî bir vecibe sayan İslamiyet’in bu hükmünden habersiz duran İslami Camia, öteden beri bu hakları tanımayan bir tutum içinde bulunuyor. Din’in hükümlerini ve İslam Tarihindeki uygulamaları göz ardı ediyorlar. Ulusalcı refleksleri Din’e aitmiş gibi sahipleniyorlar. İlginç bir şekilde, Mazlumder, bu yanlışı doğrultmaya yönelik ve her kesimin haklarını gözeten doğru yaklaşımı nedeniyle suçlanıyor.
Mazlumder; yapılan her türlü eleştiriden yararlanmayı önemli ve gerekli sayar. İçindekilerin ve dışındakilerin acımasız eleştirilerine muhatap olduğu ve bundan gocunmadığını birçok arkadaş gibi ben de biliyorum, şahidim. Ama eleştiri; suçlama, itham, hakaret, aşağılama, alay değildir. Bunları Mazlumder’e reva görmek; haksızlıktır, zulümdür, adaletsizliktir, vicdansızlıktır, insafsızlıktır, haddini aşmaktır. Bunu yapanlar bütün hukuklar nezdinde suçludur.
Erdal Şimşek, Gazetemizdeki köşesinde eleştiri sınırlarını çok aşan bir yazı ile karşımıza çıktı:
Ortada görünen bir neden ve her hangi bir gerekçe yokken Mazlumder’in konuyla ilgili yaptıklarını göz ardı eden, itham, hakaret ve suçlamalarla dolu bu yazı niye yayınlandı?
Bu düşmanca önyargı ve tutumun nedeni nedir?
Milat Gazetesi ile Mazlumder’in ilişkileriniolumsuz etkileyeceği açık olan böyle bir yazı hangi saikle kaleme alındı?
Gerektirecek bir neden yokken, eleştiri imkânı da varken argo ifadelerle bu hakaretlere neden başvuruldu?
Mazlumder’in Güngören’le ilgili gösterdiği tepki neden görmezden gelindi? İtham ve hakaretlere gerekçe yapılan diğer konularda da Mazlumder’in tepkisi neden saklandı?
İlgililerden bilgi istenmemesi veya basının taranmamasının sebebi nedir? Yoksa kasıtlı olarak mı bilmezden mi gelinmiştir?
Uludere’deki katliama Mazlumder’in gösterdiği haklı tepki neden rahatsızlık vermiştir?
Mazlumder’i PKK’nin yörüngesine girmiş gibi göstermekle ve diğer kesimlere duyarsız davrandığını göstermekle amaçlanan nedir?
Mazlumder hedef mi gösteriliyor yoksa?
Mazlumder Genel Merkezinin gönderdiği tekzip metninin tümü neden yayınlanmamıştır? (İlgilenenler için tekzip metninin tümü Mazlumder’in sitesinde görülebilir: http://www.mazlumder.org/faaliyetler/detay/basin-aciklamalari/1/milat-gazetesi-tekzip-metni/9224)
Özür yazısı olacağı ifade edilen ikinci yazı bir özür yazısı falan değil. İlk yazıdaki tutumun devam ettiği, Gazete yönetimini, Mazlumder camiasını, şahsımı ve ilgili herkesi alaya alan bir yazı.
Bir yığın soru cevap bekliyor. Bu masum bir yanlış mı değil mi? Yazıyı yazan, bu sorunun cevabını vermekle yükümlüdür. Merakla bekliyoruz.
FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı
Basında MazlumderTarih
2012-07-31