2 Mayıs 2015, Diyarbakır Haber
Mazlumder'den 1 Mayıs açıklaması
Mazlumder Diyarbakır Şubesi, 1 Mayıs Emek Bayramı vesilesiyle basın açıklaması yayımladı.
Mazlumder Diyarbakır Şubesi'nin açıklaması şöyle:
Emek Mücadelesinin en önemli simgesi olan 1 Mayıs’ın İşçi Bayramını kutlanılmaya ve işçilerin emek mücadelelerini dile getirdikleri, insanlığın sürüklendiği krize karşı farklı itirazların, farklı arayışların dile getirildiği bir tarih olarak ayrı bir anlam ve önem taşıyor. Dünya sisteminin neo-liberal ekonomi politikalarının toplumlarda ve yerkürede yarattığı tahribattan bahsedilen bu gün ülkemizin birçok şehrinde umutla kutlanmaktadır.
Ancak yaşadığımız ülke ve coğrafyada çalışma şartları gerekli standartlardan çok uzak noktalardadır. Mevcut durumda sosyal güvencesiz çalışan emekçi sayısı oldukça yüksektir. Verilen emeklerin karşılığında alınan asgari ücret ise açlık sınırının dahi altında kalan komik rakamlarda seyretmektedir. Daha da kötüsü; asgari ücret ve hatta bu rakamın altında çalışmaya, hayatlarını idame ettirmeye çalışan emekçiler gerekli tedbirler alınmadığından maalesef hayatlarını yitirmektedirler. Hayatlarını devam ettirebilmek için çalışmak zorunda olan işçiler kimi zaman yerin metrelerce altında Somada, Ermenek’te kimi zaman yerin metrelerce üstünde Torunlar Center inşaatında can vermektedirler. Kimi zamansa Türkiye’nin büyük hastanelerinden olan Çapa Devlet Hastanesinde iş güvenliğinin alınmaması sebebiyle kaptığı enfeksiyonla hayatını yitiren ve son sözlerinde “Biliyorum arkadan iki gün ağlayıp üçüncü gün unutacaksınız. Hayatınıza hiçbir şey olmamış gibi devam edeceksiniz. Benden önce her sene iş kazasından ölen 1500 kişi gibi Soma’da ölen 301 işçi gibi…” diyen Zafer Açıkgöz ve isimlerini zikredemediğimiz binlerce işçi meslek hastalığı sebebiyle hayatını yitirmektedirler. Sosyal Sigortalar Kurumu ve İSİG Meclisi verilerine göre 2014 yılında ‘iş kazası’ ve ‘meslek hastalığı’ sonucu ölen işçilerin sayısı 1567. Ayrıca Soma ve Ermenek’deki işçi ölümlerini de sayarsak 1886 işçi 2014 yılında iş kazaları ve meslek hastalığı sebebiyle yaşamlarını yitirmişlerdir. Bu işçi ölümlerine maalesef işverenlerin az masrafla daha çok kazanma hırsları sebep olmuştur.
Çalışma sahasındaki bu haksız insan onuruna aykırı koşullardan çocuklardan maalesef ki nasibini almışlardır. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş güvenliği Meclisi verilerine göre 2014 yılında yaşamlarını yitiren işçilerin 54’ü çocuk işçilerdir. (19’u 14 yaş altı, 35’i 15-17 yaş arası) Asgari ücretin de altında çalışan çocuk işçilerin çalışma koşulları da ağırdır. TÜİK 2013 raporuna göre ücretli, yevmiyeli veya kendi hesabına çalışan çocukların yüzde 52’si 2012 yılında 400 Tl’lik bir gelirle çalışmak zorunda kalmıştır. Ve bu çocukların %3,4’ü sakatlanma ve yaralanma yaşamış, 4’ü aşırı yorulmuş ve 3’te birine işyerinde yemek verilmemiştir.
Evet 1 Mayıs Emekçiler gününde umutlu bir tablo çizemedik fakat söylememiz gerekir ki emekçiler hak mücadelelerine devam ediyorlar. Tabii ki emek mücadelesin bir güne sığdırmak mümkün değil. Emekçiler hak mücadelesine, çalıştıkları kurumlarda iş güvenliğinin sağlanması için ve hak ettikleri ücretlerini almak gibi temel hakları için mücadele ediyorlar. Sendikalaştıkları, sendika değiştirdikleri için işten çıkarılan, en temel hakları olan grev yapmalarını çeşitli sebeplerle ertelemeleri ile işçilerin mücadelesi sürüyor. Emekçinin emeğinin karşılığını alabilmesi bir yana, Anayasal haklarını kullanmasına dahi izin verilmeyen emekçilerin hakların aramak için mücadele etmelerinden, haklarını dile getirmelerinden daha doğal bir şey yoktur. Bununla birlikte, emekçilerin kimi zaman sendika değiştirdikleri için Ülker işçileri gibi, kimi zamansa sebep dahi sunulmadan daha ucuza çalıştırabilecekleri işçiyi bulan işverenler tarafından işten atıldıkları da bilinmektedir. Ülkemize iç savaş nedeniyle göçmek zorunda kalan Suriyeli, Rojavalı sığınmacıların da kendilerine çalışma izni verilmediğinden ülkenin dört bir tarafında işverenler tarafından ‘ucuz iş gücü’ olarak çalıştırıldığını da bilinmektedir. Ülkelerindeki kötü koşullardan bir umut ile yola çıkıp Türkiye’ye sığınan göçmenleri çalışma izinlerinin olmayışı ve kaçak yollarla çalışmak zorunda kalmaları sebebiyle işverenlerin daha fazla para kazanma hırslarının kurbanları olmuşlardır.
Son üç yıldır bu bayramın kutlanması kısmen serbestiyet kazanmasına rağmen kutlama yeri vs. bahane edilerek çeşitli engeller çıkarılmaktadır. MAZLUMDER olarak öncelikle işçi ve emekçilere yönelik tüm hak ihlallerinin çözülmesini, yasalarla işçilerin haklarının güvenceye alınmasını ve 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın kutlanması önündeki tüm engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Başta tarlalarda, evlerde, iş yerlerinde tarihin emekçileri kadınlarımızın emek bayramını kutlar, dünyanın yükünü omuzlarında hisseden, emeğinden fazlasını yemeyen tüm emekçilerimizi selamlarız.''
2 Mayıs 2015, soL
Liselerde ‘Veda Hutbesi’ konulu kompozisyon yarışması
Fatih Belediyesi ve Mazlumder, liselerde “Veda hutbesi bağlamında insan hakları anlayışı” konulu kompozisyon yarışması yapacağını duyurdu.
İstanbul Fatih Belediyesi ve Mazlumder, liselerarası “Veda hutbesi bağlamında insan hakları anlayışı” konulu kompozisyon yarışması düzenlemeye hazırlanıyor.
İki kurumun imzasıyla ilçedeki liselere gönderilen ilanda, yarışma şartlarının yanı sıra Veda Hutbesi metni de yer alıyor.
İlanda yarışmaya Fatih ilçesindeki lise öğrencilerinin katılabileceği, okul olarak katılım sağlanacağı ve yayımlanmaya değer görülen kompozisyonların daha sonra kitap olarak basılacağı belirtiliyor. Duyuruda ayrıca bütün kompozisyonların telif haklarının Mazlumder’e ait olacağı ifade ediliyor.
İlanın ekinde ise yine ilçedeki liselerde duyurulmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan Veda Hutbesi metinleri gönderildi