4 Mayıs 2015, Haber 10
Filistinli Akil’in dilinden İsrail cezaevleri
“Cezaevi Söyleşileri-Dünyadan Örnekler” programın kapsamında 20 yıl boyunca İsrail zindanlarında tutulan Velid Akil yaşadığı insanlık dışı olaylar ve tabi tutulduğu muameleyi anlattı.
Filistin Dayanışma Derneği (FİDDER) ve Mazlumder tarafından düzenlenen ve cezaevlerinde yaşanan insanlık ihlallerinin konu alındığı “Cezaevi Söyleşileri-Dünyadan Örnekler” programı kapsamında 20 yıl boyunca İsrail zindanlarında tutulan Velid Akil yaşadığı insanlık dışı olaylar ve tabi tutulduğu muameleyi anlattı.
Hakkında 16 kez müebbet hapis cezası verildi
Sözlerine kısa bir selamlama ile birlikte kendini tanıtarak başlayan Akil, aslen Gazzeli olduğunu ve 28 yaşında cezaevleri ile tanıştığını ifade etti. Hakkında 16 kez müebbet hapis cezası verilen Akil, İzzeddin el-Kassam Tugayları kurucularından olduğu iddiasıyla hapsedildiğini belirtti. 20 yıl cezaevinde kalan Akil, 2011 yılında Hamas ve İsrail arasındaki “Esir Takası” neticesinde serbest bırakıldığını söyledi. Hapse girmeden evvel matematik öğretmeni olduğunu ve şuan 5 çocuk babası olduğunu söyleyen Akil, serbest bırakıldıktan sonra takas protokolü gereği ailesi ile beraber Türkiye’ye yerleştiğini de sözlerine ekledi.
30 m² ’lik koğuşlarda 24 kişi tutuluyorduk
Kendisi gibi birçok Filistinlinin yaklaşık 20 ayrı İsrail hapishanesinde esir tutulduğunu belirten Akil, bazı esirlerin 120 cm²’lik hücrelerde bazılarının ise 30 m²’lik koğuşlarda 24 kişi tutulduklarını beyan etti. Bu hapishanelerde günde 1 saat dışarıya çıkma ve hava alma haklarının bulunduğunu belirten Akil, yeme içme, tuvalet ve banyo gibi tüm ihtiyaçlarını da kaldıkları hücre içerisinde karşıladıklarını dile getirdi.
Bir Filistinli için işkence yakalanma ile başlar
Akil, bir Filistinlinin yakalanma ile başlayan sürecini şöyle anlattı: “Bir Filistinli için işkence yakalanma ile başlar. Bir kişiyi yakalamak istediklerinde yüzü kapalı ajanlar ve İsrail askeri evin kapısını kırarak içeri girerler ve o kişiyi alıp götürürler. Bu kişiler, çocuk, yaşlı, kadın herhangi bir ayrım yapmadan yakalayacakları kişiyle beraber tüm ev halkına baskı ve işkence uygularlar. Yakaladıkları kişiyi dövdükten sonra elleri ve ayaklarını bağlayarak araca alırlar. Araçta dövülerek hapishaneye getirilen esirlerin üstü tamamen çıkartılarak hapishane elbisesi giydirilir. Bu esirler orada da dövülmeye devam edilir.”
5 ay sorguda tutuldum
Sorgu aşamasındaki uygulamalardan da bahseden Akil, esirlerin sandalyeye bağlandığını, bu şekilde birçok dayak ve işkence ile konuşturulmaya çalışıldıklarını, yapmadıkları şeyleri itirafa zorlandıklarını söyledi. Birçok işkence türü ile muhatap bırakıldığını aktaran Akil, vücudun hassas yerlerine yönelik kaba dayak, ağız ve burnu kapatarak boğma, Filistin askısı, 10 saati aşan sürelerle morg benzeri soğuk odalarda tutulma gibi birçok yöntemle yaklaşık 5 ay sorguda tutulduğunu ifade etti.
İsrail hapishanelerinde 6 bin Filistinli var
İsrail hapishanelerinde 50’si kadın, 180’i çocuk ve milletvekillerinin içerisinde olduğu 6 bin kişinin tutulduğunu dile getiren Akil, bu hapishanelerde sağlık, ziyaret, iletişim ve açık havaya çıkma gibi birçok konuda hukuksuzluklar yaşandığını aktardı. Hapishane revirinin tamamen göstermelik olduğunu aktaran Akil, özellikle felçli ve ağır hasta mahpuslara gereken tedavi ve ilaç işlemlerinin uygulanmadığını, neredeyse her hastaya basit ağrı kesiciler verildiğini belirtti. Hatta örnek olarak bir Filistinli kadını gösteren Akil, bu kadının hamile olmasına rağmen kendisine yardım edilmediğini, bir sedyeye bağlanarak ambulansa alındığını ve kendi başına elleri ve ayakları bağlı iken çocuğunu doğurduğunu, bu çocuğun annesiyle beraber 2 yıl cezaevinde kaldığını anlattı.
7 yıl boyunca ailelerin ziyaretleri engellendi
Akil konuşmasının devamında hapishane ziyaretleri hususunda, esirlerin sadece anne, baba, eş ve çocukları ile görüşebildiğini, bu kişilerin de sicilinin temiz olması şartı ile ziyaret hakkını kullanabileceğini belirtti. Ziyaretlerin en fazla iki haftada bir gerçekleştirildiğini belirten Akil, bir dönem İsrail askerlerinin Filistinli direnişçiler tarafından esir alınması sebebi ile yaklaşık 7 yıl ziyaret haklarının ellerinden alındığını aktardı. Akil, yapılan ziyaretlerin kişiler arası teması engelleyecek şekilde küçük bir pencereden gerçekleştirildiğini dile getirdi.
170 arkadaşım açlık grevi sebebi ile şehit oldu
Yapılan haksızlıklara ve kötü muamelelere karşı hapishanede kaldığı dönemde 10 defa açlık grevi başlattıklarını belirten Akil, bu grevlerin 20 gün ile 35 gün arasında sürdüğünü ifade etti. Yaklaşık 170 arkadaşının grev sebebi ile şehit olduğunu aktaran Akil, bu eylemler neticesinde TV, radyo, havalandırma ve eğitim hakkı gibi birçok kazanımlarının da olduğunu, eylemler sırasında dışarısı ile irtibat kurarak dışarıda da sivil eylem ve baskılarla kamuoyunda gündem oluşturduklarını dile getirdi. “İsrailliler bizleri hapse koymakla mücadelemizi zayıflatacaklarını zannediyorlar ama ne bizim maneviyatımızı/psikolojimizi bozabildiler ne de dışarıdaki gücü azaltabildiler. Filistinliler hapishanelere girdikçe, dışarıdaki mücadele de kat kat büyüyor.” diyen Akil, hapishanede bazı esirlerin Kur’an’ı ezberlediğini, bazılarının yüksek lisans, doktora yaptığını, sağlıklarını korumak için de sürekli spor yaptıklarını ifade etti.
Her zaman aramızdan bir imam seçer ona tabi olurduk
İsrail hapishanelerindeki Filistinli direniş gruplarının tek vücut olarak hareket ettiğini belirten Akil; “Aramızdan bir imam seçerdik ve bir de şura heyeti oluştururduk. Bu şekilde eylemlerde tek vücut olarak hareket ederdik.” ifadelerinde bulundu.
Program, Velid Akil’in katılımcıların sorularını cevaplandırması ile son buldu.
4 Mayıs 2015, Ülke Haber
Akil, Filistin'deki cezaevlerini anlattı
MAZLUMDER Cezaevi Komisyonu, 2 Mayıs Cumartesi günü FİDDER ile birlikte düzenlediği “Cezaevi Söyleşileri-Dünyadan Örnekler” programında 20 yıl boyunca İsrail hapishanelerinde tutulan Velid Akil’i konuk etti. Akil, hapishaneleri ve sorgu sürecini anlattı
MAZLUMDER Cezaevi Komisyonu Başkanı Av. Kaya Kartal’ın açılış konuşması ile başlayan programda Kartal, Türkiye’den örnekler bağlamında bugüne kadar 30’a yakın söyleşi yaptıklarını bugün ise dünyadan örnekler sunmak istediklerini ifade ettikten sonra sözü Velid Akil’e bıraktı.
Sözlerine kısa bir selamlama ile birlikte kendini tanıtarak başlayan Akil, aslen Gazzeli olduğunu ve 28 yaşında cezaevleri ile tanıştığını ifade etti. Hakkında 16 kez müebbet hapis cezası verilen Akil, İzzeddin el-Kassam Tugayları kurucularından olduğu iddiasıyla hapsedildiğini belirtti. 20 yıl cezaevinde kalan Akil, 2011 yılında Hamas ve İsrail arasındaki “Esir Takası” neticesinde serbest bırakıldığını ifade etti. Hapse girmeden evvel matematik öğretmeni olduğunu ve şuan 5 çocuk babası olduğunu söyleyen Akil, serbest bırakıldıktan sonra takas protokolü gereği ailesi ile beraber Türkiye’ye yerleştiğini dile getirdi.
Kendisi gibi birçok Filistinlinin yaklaşık 20 ayrı İsrail hapishanesinde esir tutulduğunu belirten Akil, bazı esirlerin 120 cm2’lik hücrelerde bazılarının ise 30 m2’lik koğuşlarda 24 kişi tutulduklarını beyan etti. Bu hapishanelerde günde 1 saat dışarıya çıkma ve hava alma haklarının bulunduğunu belirten Akil, yeme içme, tuvalet ve banyo vb. tüm ihtiyaçlarını da kaldıkları hücre içerisinde karşıladıklarını dile getirdi.
Akil, bir Filistinlinin yakalanma ile başlayan sürecini şöyle anlattı: “Bir Filistinli için yakalanma ile işkence başlar. Bir kişiyi yakalamak istediklerinde yüzü kapalı ajanlar ve İsrail askeri evin kapısını kırarak içeri girerler ve o kişiyi alıp götürürler. Bu kişiler, çocuk, yaşlı, kadın vb. herhangi bir ayrım yapmadan yakalayacakları kişiyle beraber tüm ev halkına baskı ve işkence uygularlar. Yakaladıkları kişiyi dövdükten sonra elleri ve ayaklarını bağlayarak araca alırlar. Araçta dövülerek hapishaneye getirilen esirlerin üstü tamamen çıkartılarak hapishane elbisesi giydirilir. Bu esirler orada da dövülür.”
Sorgu aşamasındaki uygulamalardan da bahseden Akil, esirlerin sandalyeye bağlandığını, bu şekilde birçok dayak ve işkence ile konuşturulmaya çalışıldıklarını, yapmadıkları şeyleri itirafa zorlandıklarını dile getirdi. Birçok işkence türü ile muhatap bırakıldığını aktaran Akil, vücudun hassas yerlerine yönelik kaba dayak, ağız ve burnu kapatarak boğma, Filistin askısı, 10 saati aşan sürelerle morg benzeri soğuk odalarda tutulma gibi birçok yöntemle yaklaşık 5 ay sorguda tutulduğunu ifade etti.
İsrail hapishanelerinde kadınlar, çocuklar ve milletvekillerinin içerisinde olduğu 6.000 kişinin tutulduğunu (50 kadın, 180 çocuk) dile getiren Akil, bu hapishanelerde sağlık, ziyaret, iletişim ve açık havaya çıkma gibi birçok konuda hukuksuzluklar yaşandığını aktardı. Hapishane revirinin tamamen göstermelik olduğunu aktaran Akil, özellikle felçli ve ağır hasta mahpuslara gereken tedavi ve ilaç işlemlerinin uygulanmadığını, neredeyse her hastaya basit ağrı kesiciler verildiğini belirtti. Hatta örnek olarak bir Filistinli kadını gösteren Akil, bu kadının hamile olmasına rağmen kendisine yardım edilmediğini, bir sedyeye bağlanarak ambulansa alındığını ve kendi başına elleri ve ayakları bağlı iken çocuğunu doğurduğunu, bu çocuğun annesiyle beraber 2 yıl cezaevinde kaldığını anlattı.
Akil konuşmasının devamında hapishane ziyaretleri hususunda, esirlerin sadece anne, baba, eş ve çocukları ile görüşebildiğini, bu kişilerin de sicilinin temiz olması şartı ile ziyaret hakkını kullanabileceğini belirtti. Ziyaretlerin en fazla iki haftada bir gerçekleştirildiğini belirten Akil, bir dönem İsrail askerlerinin Filistinli direnişçiler tarafından esir alınması sebebi ile yaklaşık 7 yıl ziyaret haklarının ellerinden alındığını aktardı. Akil, yapılan ziyaretlerin kişiler arası teması engelleyecek şekilde küçük bir pencereden gerçekleştirildiğini dile getirdi.
Yapılan haksızlıklara ve kötü muamelelere karşı hapishanede kaldığı dönemde 10 defa açlık grevi başlattıklarını belirten Akil, bu grevlerin 20 gün ile 35 gün arasında sürdüğünü ifade etti. Yaklaşık 170 arkadaşının grev sebebi ile şehit olduğunu aktaran Akil, bu eylemler neticesinde TV, radyo, havalandırma ve eğitim hakkı gibi birçok kazanımlarının da olduğunu, eylemler sırasında dışarısı ile irtibat kurarak dışarıda da sivil eylem ve baskılarla kamuoyunda gündem oluşturduklarını dile getirdi. “İsrailliler bizleri hapse koymakla mücadelemizi zayıflatacaklarını zannediyorlar ama ne bizim maneviyatımızı/psikolojimizi bozabildiler ne de dışarıdaki gücü azaltabildiler. Filistinliler hapishanelere girdikçe, dışarıdaki mücadele de kat kat büyüyor.” diyen Akil, hapishanede bazı esirlerin Kur’an’ı ezberlediğini, bazılarının yüksek lisans, doktora yaptığını, sağlıklarını korumak için de sürekli spor yaptıklarını ifade etti.
İsrail hapishanelerindeki Filistinli direniş gruplarının tek vücut olarak hareket ettiğini belirten Akil; “Aramızdan bir imam seçerdik ve bir de şura heyeti oluştururduk. Bu şekilde eylemlerde tek vücut olarak hareket ederdik.” ifadelerinde bulundu.
Program, Velid Akil’in katılımcıların sorularını cevaplandırması ile son buldu.
Programda, resim sergisi de gösterildi