Yürürlüğe Giren Af Nitelikli İnfaz Düzenlemesi Hukuka Aykırı ve Adaletsiz Bir Düzenlemedir

Bir yıldır gündemde olan, son zamanlarda ise Koronavirüs (COVİD-19) salgınının yayılması yanında artan hastalık ve ölüm riski sebebiyle hız kazanan infaz düzenlemesi, Cumhurbaşkanının imzası ile Resmi Gazetede yayımlanarak 15 Nisan tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Kanunun metin olarak henüz ortada olmadığı aşamada, konuşulanlar ve kamuoyuna yansıyan bilgiler üzerinden yaptığımız 26 Mart tarihli açıklamada; devletin ancak kendisine karşı işlenen suçlar yönünden af mahiyetinde düzenlemelere imza atabileceğini ve siyasi mahpusları kapsam dışı bırakacak bir düzenlemenin eşitlik ve adalet ilkesi açısından sakıncalarını dile getirmiştik. (https://www.mazlumder.org/tr/main/faaliyetler/basin-aciklamalari/1/yeni-bir-af-kanunu-konusulurken-siyasi-mahpus/13795 )

Kanun teklifi meclise sunulduğunda ise mecliste bulunan siyasi parti liderlerine 7 Nisan tarihinde Genel Başkanımız tarafından mektup yazılarak çekincelerimiz tekrar iletilmiştir. (https://www.mazlumder.org/tr/main/faaliyetler/basin-aciklamalari/1/meclis-genel-kurulu-gundemine-gelen-infaz-pak/13799 )

Salgın bahanesiyle gündeme getirilen “af” ya da af niteliğini haiz “infaz düzenlemesi”nin suç ayrımı yapılarak geçmiş olması, hele ki kişilere karşı işlenen çok sayıda adli suçu bu kapsama alırken soyut iddialara dayalı örgüt üyeliği, propaganda, yardım gibi suç tiplerini kapsam dışı bırakması, açık bir çelişkidir. Kanun teklifi itirazlar göz ardı edilerek meclisten hızlı bir şekilde geçirilmiş ve aynı gün içerisinde Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak 15 Nisan tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun yürürlüğe girmesi ile de tahliyeler başlamıştır.

İfade etmek isteriz ki söz konusu kanun, önceki benzerleri gibi adaletsiz bir düzenleme olarak çok sayıda sorunu da beraberinde getirecektir. Cezaevlerindeki yoğunluğu esaslı şekilde azaltmayacağını düşündüğümüz kanun ile önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde cezaevlerinin tekrar dolacağı ve af tartışmalarının tekrar gündeme geleceği açıktır. Kanun, kapsam içine aldığı ve almadığı suç tipleri yönünden ciddi çelişkiler barındırmaktadır. Ayakları yere basmayan, herhangi bir hukuk mantığına dayanmayan, kökleşmiş sorunlara katkısı olmayan bir düzenlemedir.

Son 30 yılın yargılama pratikleri, ülkemizde bütün suç tipleri yönünden ciddi “Adil Yargılanma Hakkı ihlalleri” olduğunu göstermektedir. Gerek 28 Şubat’ın brifingli yargı süreçlerinde gerek DGM süreçlerinde gerekse paralel yargı süreçlerinde hukukun silah olarak kullanıldığına ilişkin oluşan netliğin bir gereği olarak yargıya ve özellikle cezaevlerine yönelik birtakım düzenlemelerin yapılması gerekirdi. Yine 15 Temmuz darbe girişimi sonrası OHAL şartlarında yapılan örgüt yargılamalarında da ciddi adil yargılanma sıkıntıları olduğu görülüyordu. Kimi davalarda suçun karşılığı olmayan aşırı cezalar verilirken birçok davada da yaş ve kuru ayrımı açıkça ıskalanmış, suç tipi fark etmeksizin azımsanamayacak kadar masum insan cezaevlerine doldurulmuştur.

İlkesel olarak; kişilere karşı işlenen suçlar yönünden cezasızlığa yol açan, mağdurun hislerini yok sayan, ihkak-ı hak ve öç duygularını depreştiren af ya da bu anlama gelecek düzenlemelere karşıyız. Af yetkisi suçun mağdurunda ya da mağdurun yakınlarındadır. Devletin kişilere karşı işlenen suçları affetme yetkisi yoktur, devlet ancak kendisine karşı işlenen suçları affedebilir. Ancak yukarıda da ifade ettiğimiz üzere son 30 yıllık yargı pratiği bu konuda dahi tereddüt duymamıza yol açmakta ve bizi lüzumu halinde bir masum hatırına yüzlerce mücrimin göz ardı edilmesine, istemeyerek de olsa razı etmektedir. Madem bu ilkeye uyulmayacaktır, o zaman ayrım da yapılmamalıdır. Özellikle herhangi bir silahlı eyleme ya da katliama karışmamış siyasi mahpusların söz konusu yasadan yararlandırılmaması; adalet anlayışımıza, eşitlik ilkesine ve devletin ancak kendisine karşı işlenen suçları affedebileceği yönündeki temel ilkeye aykırıdır.

Asıl olanın cezaevlerini boşaltmak değil, adil bir yargı zemini inşa etmek ve mağduru da tatmin edecek adil bir infaz sistemi kurmak olduğunu bir kez daha vurgulayarak söz konusu yasanın hukukun temel ilkelerine, hak ve adalet anlayışına aykırı olduğunu ifade ederiz.

 

#MAZLUMDER

#İnfazDüzenlemesi

#AffetmekMağdurunHakkıdır

#DevletKendisineKarşıİşlenmeyenSuçlarıAffedemez

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2020-04-18
Okunma Sayısı : 1369
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4645601