YÖK ve eğitim

Sayın Osman YAZICI

Sağduyu Gazetesi - ANKARA

Bilindiği gibi YÖK, ülkemize bir 12 Eylül ara rejim armağanıdır ve üniversitelerimizin var olan özerkliklerini ve bilimsel özgürlüklerini kısıtlamak ve üniversiteleri, arzulanan resmi ideolojik kalıplar içerisine hapsetmek amacıyla kurulmuştur. Yıllardan beri kendisine yüklenen bu misyonu yerine getiren YÖK, 28 Şubat süreciyle, bu misyonunu yerine getirmek konusunda daha özel bir duyarlılık ve gayret içerisine girmiştir. Bu özel duyarlılık ve gayretin sonucu olarak YÖK mevzuatına yeni birtakım sınırlamalar getirilmiştir.

Ülkemizde eğitim, ne yazık ki yıllardan beri, tek tip birey oluşturmak için kullanılan bir ideolojik beyin yıkama aracı olarak algılanmakta ve kullanılmaktadır. Bu nedenle YÖK de, akademik ve bilimsel işlevlerini bir yana bırakarak, sürekli olarak gündelik siyasi çekişmelerin içinde yer alan militan bir unsura dönüşmüştür.

Üniversiteler, her geçen gün kışlalaştırılmaya çalışılmaktadır. Bu baskıcı sürece karşı çıkma cesareti gösteren öğretim üyeleri istifa etmeye zorlanmakta, etkisiz hale getirilmek istenmekte ve tasfiye edilmektedir. Bu yasakçı, dayatmacı yapıya karşı çıkan, masum taleplerini dile getirmek isteyen öğrenciler ağır hapis cezalarına mahkum edilmektedirler. Kılık kıyafet dayatmalarına ve insan haklarına aykırı baskılara karşı direnen öğrenciler ise soruşturmalar geçirmekte, cezalandırılmakta ve öğrenim hayatlarına son verilerek tüm hayatları karartılmaktadır.

Önce öğrenci disiplin yönetmeliğinde birtakım değişiklikler yaparak, öğrencileri ağır yaptırımlarla karşı karşıya getiren YÖK; şimdi de öğretim üyelerine ve görevlilerine yönelik büyük bir kıyım operasyonuna girişmektedir. Cumartesi günü Resmi Gazete'de yayımlanan "YÖK Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik", tam bir hukuksuzluk ve hukuka karşı pervasızlık belgesidir. Bu yönetmelikle ortaya konulan ve suç olarak tanımlanan fiilleri öğretim üyelerinin işleyip işlemediğini belirleme ve onları "öğretim üyeliğinden çıkarma" ve "öğretim üyeliğinden çıkarmayla birlikte, kamu görevlerinden yasaklama" gibi ağır cezalarla cezalandırma yetkisi, yargı organlarıdan alınmış, YÖK Denetleme Kurulu'na verilmiştir. Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'nde yapılan değişikliklerle Rektör ve Dekanlar, hem Savcı hem de Hakim yetkisiyle donatılmıştı; bu yönetmelikle ise yargı organlarının alanına müdahale edilmiştir. Üstelik ideolojik muhalefet, ömür boyu kamu hizmetlerinden yoksun bırakılma ve akademik ünvanı dışarıda da kullanamama gibi ağır cezalarla mahkum edilmek istenmektedir. Bu yaklaşımın değerlendirilecek bir tarafı var mı bilemiyorum. Korkunç bir pervasızlık, dehşet verici bir hukuksuzluk...Bu yönetmelik, üniversitelerde bir tasfiye operasyonunu gerçekleştirebilmek için çıkarılmıştır. Ben, ülkemizdeki yargı organlarının, hukukçuların bunun karşısında sessiz kalabileceklerini düşünemiyorum. Kaldı ki bugün bu zulüm karşısında susanlar, yarın kendileri de zulme uğramaktan kurtulamazlar; buna tüm kalbimle inanıyorum. Bugün bazılarını imha etmek amacıyla çıkarılan bu hukuksuzluk belgesinin, yarın kimleri daha vuracağı belli olmaz. Bu bakımdan hukukun üstünlüğüne inanan yargı görevlileri başta olmak üzere, hem politikacıları ve hükümet yetkililerini, hem de insan olmanın, hele hele bilim insanı olmanın, aydın olmanın onurunu kaybetmemiş herkesi, bu açık hukuksuzluk karşısında sessiz kalmamaya çağırıyorum. 10 Kasım 1998

Yılmaz ENSAROĞLU

Genel Başkan

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 1998-11-10
Okunma Sayısı : 2066
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4747673