YARGI ZULMÜ DEVAM EDİYOR!

"Yargı Zulmüne Dur!" demek adına organize ettiğimiz basın toplantısı, başta Hizb-ut Tahrir davaları olmak üzere brifingli ve paralel yargı kararlarıyla hukuksuz bir şekilde mahkum edilen mağdurlar, avukatlar, basın mensupları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile konuya duyarılı kişi ve kurumların katılımı ile gerçekleştirildi.

Açılışı ve sunumu MAZLUMDER Genel Sekreteri Av. Kaya Kartal tarafından yapılan Basın Toplantısına Köklü Değişim Medya Genel Koordinatörü Mahmut Kar, Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya ve Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkanı Mehmet Eşin katıldı.

Hizb-ut Tahrir dosyalarından yargılanan 78 kişi hakkındaki toplam 450 yıl hapis cezasının onanması yanında son 3 ayda çok sayıda siyasi dosyada verilen benzer kararlar üzerine bu toplantıyı yapma ihtiyacı duyduklarını ifade eden Av. Kaya Kartal, Yargıtay 9. Ceza Dairesindeki oluşumun dağıtılması sonrasında siyasi dosyalara bakmakla görevlendirilen Yargıtay 16. Ceza Dairesi son 3-4 ayda başta Hizb-ut Tahrir dosyaları olmak üzere (78 kişiye toplamda 450 yıl ceza) birçok siyasi dosyada cezaların Onanması  yönünde kararlar verdiğini belirterek Hizb-ut Tahrir’in mücadele metodu ve muhatap kaldığı yargısal süreç hakkında kısa bilgilendirmede bulunduktan sonra sözü katılımcı kurumlara bıraktı.

Köklü Değişim Medya Genel Koordinatörü Mahmut Kar: "Dün Hizb-ut Tahrir dosyasından yargılama yapan kişiler FETÖ adıyla cezaevine girdi. Ancak bugün onların hazırladığı dosyalar üzerinden kararlar veriliyor."

Onama kararı verilen dosyalarla ilgili ayrıntılı bilgiler veren Mahmut Kar, Yargıtay’ın vermiş olduğu kararı  eleştirerek, Hizb-ut Tahrir’in silahlı terör örgütü olmadığını ve üyelerinin de hiçbir silahlı eyleme katılmadığını belirtti.

Kar açıklamasında; “Yargıtay 78 kişi hakkında cezaları onadı. Ancak örgüt üyeliği suçundan aynı dosyada yer alan 10 kişi hakkında bozma kararı verdi. Bu nedenle karar çelişkilerle doludur. 2000 yılından bu yana yaklaşık 400 kişi hakkında dosyalar hazırlandı. Toplamda 700 yılın üzerinde cezalar istendi. Yaklaşık 100’ün üzerinde arkadaşımızın dosyası Yargıtay’da görülüyordu. Bunlardan 78’inin cezası onandı. 25 kişi hakkındaki dava ise Yargıtay’da halen karar aşamasında. Yargıtay paket halinde iki ay içerisinde Türkiye genelindeki bütün dosyalar hakkında kararlar vermiş. 16. Ceza Dairesi’nde bir üye yargıç konuyla alakalı karşı oy kullanmış. Hizb-ut Tahrir’in yasalara göre terör örgütü olmadığını söylüyor. Yargının Müslümanlara karşı düşman ceza hukuku tavrını bırakması gerekiyor. Biz Türkiye’deki rejime Müslüman kimliğimizden dolayı muhalefet oluşturuyoruz. Hükümetin politikalarını eleştiriyoruz. Ancak bu bizim suçlu olduğumuzu göstermez. Suçun tanımı yapılmış ise o suçu işlemediğimiz sürece suçlu olarak kabul edilmememiz gerekir. Dün Hizb-ut Tahrir dosyasından yargılama yapan kişiler FETÖ adıyla cezaevine girdi. Ancak bugün onların hazırladığı dosyalar üzerinden kararlar veriliyor." dedi.

Özgür-Der Başkanı Rıdvan KAYA: 28 Şubat’a Benzeyen Yargı Kararları Son Bulsun!

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya da Müslümanların maruz kaldığı yargısal süreçlere değindi ve Fetö yargısı gibi bir bahanenin artık geçerliliğini yitirdiğini ve bu bahanenin arkasına sığınılmaması gerektiğini belirterek:  “İster “Kemalist yargı” denilsin isterse de “FETÖ” yargısı denilsin, ne şekilde ifade edilirse edilsin dünden bugüne Müslüman kardeşlerimizin çeşitli yargısal zulümlere maruz kaldığının görüldüğünü, mağduriyetlerin sürekli devam ettiğini, 28 Şubat sürecinde yaşanan mağduriyetlerin sona ermesini beklerken -Hizb-ut Tahrir örneğinde olduğu gibi- yeni mağduriyetlerin yaşandığını belirtmek isterim" dedi. İktidar sahiplerinin mağduriyetlerin giderilmesi noktasında tavır değiştireceklerine dair bir inancının olmadığını söyleyen Kaya, aslolanın İslamî camianın olayları örtbas etme tavrından vazgeçip vicdanla, hak, hukuk ve adalet anlayışıyla bu olayları gündemleştirmesi ve bu dünyada da ahirette de hesap vereceklerini kendilerine hatırlatmaları gerektiğini belirtti. Rıdvan Kaya konuşmasında devamla:

“Mahmut kardeşim de dikkat çekti: gerçekten çok dikkat çekici bir olaydır; bakın, düne kadar “ByLock’la alakalı mağduriyetler var” dediğimiz zaman, bu mağduriyetleri dile getirdiğimiz zaman “vay siz kriptosunuz, fetöcüsünüz, mücadeleyi sulandırmaya çalışıyorsunuz” diye vahşice ahlaksızca saldıran insanlar, bugün bakıyorsunuz hiç bir şey yokmuş gibi -11 bin kişiden bahsediliyor, belki daha kimler var, belki binlerce kişi olabilir elbette. Sadece bunlarla sınırlı bırakmamak lazım olayı ama- 11 bin kişiyle alakalı hiçbir suçluluk psikolojisi duymuyorlar. “Ya biz bu insanlara zulmettik, işten attık, mağdur ettik, çevrelerinde bu insanları lekeledik. Dolayısıyla bizde hata vardır” demiyorlar. Doğru “FETÖ” suçludur, FETÖcüler bu işlere kumpas kurmuşlardır… Peki, bu kumpasa alet olanların hiç suçu yok mu? Bu kumpası hazırlayanları suçlayalım da peki bu kumpasta insanları mağdur edenlerin en azından özür dilemeleri gerekmiyor mu? Bununla alakalı “ya biz haksızlık yaptık, dolayısıyla biraz daha dikkatli davranalım. Bundan sonra başka insanları mağdur etmeyelim” demeleri gerekmiyor mu?

Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkanı Mehmet Eşin : Devlet Hafızasının Yenilenmesi Gerekir!

Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Başkanı Mehmet Eşin ise konuşmasında; “Bugün Hizb-ut Tahrir’i konuşuyoruz, dün Hizbullah’ı konuştuk, ondan önce İslamî Hareket’i konuştuk, seneler önce İstiklal Mahkemeleri’nin kararlarını konuştuk tartıştık. Ardından askeri mahkemeler DGM’ler, Ağır Ceza Mahkemeleri, Özel Yetkili Mahkemeler… Sağcısı geldi, solcusu geldi fakat hiçbiri bağımsız olmadı-olamadı” diyerek başladığı konuşmasını, bu haksız soruşturmaları yapan polislerin, yargılamayı yapan hâkimlerin şuan tutuklandığını ve bu kararın verildiği mahkemelerin kapatıldığını, zira haksız kararlar verdiğinin anlaşıldığını, fakat kapatılan mahkemelerce verilen bu haksız kararların devlet hafızası silinmediği için infaz edildiğini, onandığını dolayısıyla en azından adaletle hüküm verilebilmesi için önceden gelen devlet hafızasının silinerek yeniden yargılanma yolunun açılması gerektiğini ifade ederek konuşmasını sonlandırdı.

MAZLUMDER Genel Sekreteri Kaya Kartal: "Bugün, çok sayıda insan, kendisine operasyon yapan, ceza isteyen ve ceza veren polis, savcı ve hakimlerle aynı cezaevlerinde yatmaktadır."

MAZLUMDER adına Kaya Kartal tarafından okunan basın bildirisinde özetle, 28 Şubat döneminin Brifingli Yargı Kararlarının İptal edilmesini beklerken, arkasından gelen bu kararın  Müslüman Siyasi mahpuslar yönünden, yargı uygulamaları bakımından değişen herhangi bir şey olmadığı ifade edildikten sonra aşağıdaki hususlar vurgulandı:

“Yargının son 30 yılı incelendiğinde, Terörle ilişkilendirilmesi düşünülemeyecek çok sayıda kişi ve kurum gerek 28 Şubat sürecinin brifingli yargı kararları, gerekse bugün FETÖ üyeliği iddiasıyla tutuklu bulunan emniyet personeli, savcılar ve hakimlerce hazırlanıp cezalar yağdırılan dosyalar dolayısıyla yıllarca cezaevlerinde tutuldu, yıllardır cezaevlerinde tutuluyorlar,  Hizb-ut Tahrir özelinde yargının durumuna baktığımızda bugüne kadar hiçbir şiddet eylemine bulaşmamış, 60 yılı aşkın bir süredir aynı düşünceyi aynı yöntemlerle savunan ve siyasi bir mücadele ile  yürüten bir parti ile karşı karşıya olduğumuzu görebiliriz. Bu partinin çalışma metodu ve fikirleri değişmemiş olmasına rağmen son 30 yıl içerisinde  bir dönem “yasadışı örgüt”, daha sonra “silahsız terör örgütü” ve nihai mahkeme kararlarında ise “silahlı terör örgütü” olarak anıldığını görebiliyoruz. Bu durum ortada ne kadar keyfi ve sübjektif bir süreçle karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.”

Basın bildirisinde, 28 Şubat soğuğunda ve paralel yargı kumpas süreçlerinde bir şekilde düşman ceza hukuku çerçevesinde yargının bu zulmünün belli bir mantıkla açıklanabileceğini, ancak gelinen bu noktada  yaşadığımız sorunun; bunca  değişim ve dönüşümlere, 28 Şubatçıların müebbet hapis cezasıyla yargılanıyor olmalarına ve paralel yargıyı inşa edenlerin tutuklu ya da firari olmalarına rağmen bu süreçlerde verilen kararlara halen itibar edilmesinin olduğunu belirtilerek, bugün çok sayıda insanın kendisine operasyon yapan, ceza isteyen ve ceza veren polis, savcı ve hakimlerle aynı cezaevlerinde yatmakta olduklarının altı çizildi.

"MAZLUMDER olarak yaşanan çelişkiyi basının, siyasilerin ve toplumun dikkatine çeker, herkes için adil bir yargılama talebimizi tekrar ederiz" diyerek basın basın bildirisini tamamlayan Kartal, soruların cevaplanmasının ardından toplantıyı sona erdirdi.

---BASIN AÇIKLAMASI METNİ İÇİN TIKLAYINIZ---

" name="">

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2018-01-01
Okunma Sayısı : 1937
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4643192