TÜRKİYE’DE YAŞAYAN KARAÇAY-MALKARLILAR VATANDAŞLIK BEKLİYOR
Türkiye toprakları tarih boyunca kitlesel göçlerin, transit geçişlerin uğrak noktası olmuş, mülteci akınları ile şekillenmiştir. Yakın tarihte Balkanlardan, Batı ve Kuzey Trakya’dan, Kafkaslardan, Suriye başta orta doğu coğrafyasından, Afrika’dan, Doğru Türkistan başta Asya coğrafyasından gelen topluluklar coğrafyamızda ciddi bir kültürel zenginlik oluşturmuştur.
Bahse konu topluluklardan olan Karaçay – Malkarlılar ise sayısal olarak ciddi bir yekûn oluşturmasalar da aslında 200 yıldır Türkiye’de yaşayan, öncülleri bu ülke vatandaşı olan, Türk soylu statüsünde değerlendirilmek isteyen bir topluluktur. Ancak son 15 yıllık süreçte Türkiye’ye gelen Karaçay – Malkarlılar çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalmışlar; bu nedenle vatandaşlık başta olmak üzere birtakım taleplerde bulunmaktadırlar.
Sovyetler Birliği dönemindeki baskıcı politikalardan Rusya Federasyonu’nun asimilasyon politikalarına kadar çeşitli baskı ve zulümlere maruz kalsalar da bunlara karşı mücadele eden, mücadele imkanının kalmadığı noktada Türkiye’ye göç eden Karaçay – Malkarlılar, Kafkas toplulukları içerisinde yer alan, kendine has dili ve kültürel özellikleri bulunan bir topluluktur.
Kafkas sıradağlarının zirvesinde yer alan Elbrus Dağının eteklerinde yaşayan Karaçay-Çerkes ve Kabardey-Balkar Cumhuriyetinde yaşayan bu halkın artçıları halen devam eden ilk kitlesel göçü 1828’de yaşanmıştır. 1828-1907 tarihleri arasında ortalama 1.200 aile ve 10.000 kişi göç etmiştir. 19. Yüzyıl Kafkas-Rus Savaşlarında Kafkas direniş grupları arasında yer alan Karaçay-Malkarlılar 1873 yılına kadar Rus İmparatorluğuna karşı mücadele vermiştir. Karaçay-Malkarlılar 1885-1886 ve 1903-1907 yıllarındaki göçlerde İç Anadolu Bölgesinde yerleşerek toplam 17 köy kurmuşlardır.
Göç hareketleri Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında da devam etmiş, bu dönemde Türkiye’ye gelen Karaçay-Malkarlılar Türkiye’nin çeşitli şehirlerine yerleşmiş ve vatandaşlık statüsüne kavuşmuşlardır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilere esir düşen 200 kadar Karaçay-Malkarlı grup Türkiye’ye gelmiş, ancak KGB tarafından takip edildikleri anlaşılınca 1960’lı yıllarda ABD’ye göç etmek zorunda kalmışlardır. Tüm bu göç hareketleri sonucunda Türkiye’ye gelen Karaçay-Malkarlılar vatandaş olma noktasında bir sıkıntı yaşamamıştır.
Bu kronoloji göstermektedir ki Karaçay-Malkarlılar ata yurtları Kafkasya’da dinleri ve kültürlerini özgürce yaşama imkânı bulamamış, o topraklardan göç etmek zorunda kalmış, Türkiye’ye yerleşerek burayı yurt haline getirmişlerdir. Ancak 150 yıldır bu topraklarda yaşayan, Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre Türk kökenli oldukları için vatandaşlık alabilecek gruplar arasında yer alan Karaçay-Malkarlılar son dönemde vatandaşlık problemi yaşamaya başlamış olup son 20 yıldır Rusya’ya iade edilme korkusu yaşamaktadırlar.
Kafkasya’da yaşanan savaş, çatışma, insan kaçırma, yargısız infaz, asimilasyon politikalar gibi se- beplerle son 20 senede yaklaşık 100 aileden ve 500 kişiden oluşan Karaçay-Malkarlılar tıpkı ataları gibi vatanlarını terk etmek zorunda kalmışlardır. Dinlerini özgürce yaşamak, eskiden göç eden akrabalar, kültürel benzerlikler, ekonomik gelişmişlik nedenleriyle kendilerine en yakın buldukları Türkiye’ye göç etmişlerdir. Ancak bu son göç sürecinde çeşitli sıkıntılar yaşanmış, statü problemi giderilememiş, büyük çoğunluğu İstanbul’da yaşayan bu insanlar kaçak bir şekilde yaşamak zorunda bırakılmışlardır.
Bahse konu Karaçay-Malkarlı sığınmacılar, herhangi bir ikamet belgesine sahip olmadıkları için en basit günlük işlerini yapamaz hale gelmiş olup hastaneye gidemiyorlar, ehliyet alamıyorlar, telefon hattı çıkaramıyorlar, şehir değiştiremiyorlar, elektrik, su, doğalgaz abonelikleri yapamıyorlar ve ev kiralayamıyorlar. Bir dönem geçici ikamet, insani ikamet gibi imkanlardan yararlanabilen bu halk bugün bu hakları yeniden elde edemedikleri için evlerinden dışarı çıkamaz hale gelmiş durumdadırlar.
Dışarı çıkıp bir şekilde kolluk denetimine denk gelen Karaçay-Malkarlıların bir kısmı ise aylarca, hatta bir yılı aşan sürelerle Geri Gönderme Merkezlerinde tutulmaktadırlar. MAZLUMDER tarafından hazırlanan Tahdit Kodu Mağdurları Raporunda da değinildiği üzere Rusya Federasyonu’ndan gelen bilgilere göre hakkında G87 tahdit kodu konulmuş olan ve geri gönderme yasağına (Non- refoulement) rağmen Rusya Federasyonu’na iade edilenler dahi bulunmaktadır. Oysa Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 4. maddesi gereğince hiçkimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez. Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesi gereğince de kişilerin işkence, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muameleye tabi tutulması yasaklanmış olup geri gönderme halinde bu riski taşıyan hiç kimse geri gönderilemez.
Anlaşılmaktadır ki bugün Karaçay-Malkarlıların sorununu çözecek yegane yöntem bu kişilere Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmesidir. Ancak ne yazık ki bu talep yıllardır dillendirilmesine rağmen resmi mercilerde bir karşılık bulmamış, esasen Türk soylu olmalarına rağmen pratikte gündeme gelen statüsüzlükten kaynaklanan sorunlar çekilmez bir hal almıştır.
Bugün burada toplanan STK’lar olarak başta Cumhurbaşkanlığı ve İçişleri Bakanlığı olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti yetkililerini Karaçay-Malkarlıların sorunlarını duyurarak bir çözüm bulunması için harekete geçmeye çağırıyoruz.
Aşağıda imzası bulunan STK’lar olarak;
MAZLUMDER KAFKASDER KAFKASVAKFI