09.03.2007
SORUŞTURULMASI GEREKEN ANDIÇ MI, BASINA YANSIMASI MI?
Daha Önce de örneklerini yaşadığımız son Andıç olayı basın örgütlerine yönelik açık bir tehdit niteliğindedir.
Hukuk dışı bilgi toplama ve değerlendirme notları ile kamuoyunda kamplaşma duygularını artırıcı tutumlar sergileme anlayışının tümüyle terk edilmesi ve sorumlularının açığa çıkarılması gerekmektedir. Siyaset, Sivil toplum, iş hatta sanat dünyasında daha önce benzerlerini yaşadığımız fişleme alışkanlıklarının yeni mağdurları gazetecilerdir.
Brifinglerle, tehditlerle yönlendirilmeye çalışan basın çalışanlarının yeni bir süreçle hedef gösterilmeleri ifade özgürlüğünün baskı altına alınmasıdır.
Şiddet ve hakaret içermeyen her türlü düşüncenin ağır eleştiri niteliğinde de olsa özgürce ifade edilebilmesi gerekirken karşıt, yandaş gibi tanımlamalarla düşmanlık, kin ve nefret oluşturacak davranışlardan kaçınılması zorunluluktur. Söz konusu Andıç girişiminin hangi yetkiye dayanılarak gerçekleştirildiği konusunda kamuoyuna açıklama yapılmalı işlemin gerekçesi olarak görülen kaygılarla ilgili bilgilendirme yapılmalıdır.
Değişen Dünya Sistemine artık TSK de adapte olmalı, sivil hayata ve siyasete müdahaleyi "durumdan vazife çıkartma" veya "gerekli görülen lüzum" sınıfından çıkartmalıdır.
Söz konusu fiilin basın aracılığı ile kamuoyuna yansıtılmasının üzerine gitmek uygulamanın devam edeceğinin işareti olarak görülecektir. Üzerine yoğunlaştırılması gereken asıl sorun farklı siyasal düşüncelere sahip onlarca gazeteci hakkında böyle bir fişlemenin yapılmasıdır.
MAZLUMDER Genel Yönetim Kurulu Üyesi Nurullah SARIHAN