Tekirdağ ili Çorlu ilçesinde, sokağa çıkma yasağı varken evinin önünde oturduğu iddia edilen bir kişi, ailesinin önünde ve bayram günü çok sayıda polis tarafından zor kullanılarak gözaltına alınmış ve görüntüler kamuoyuna yansımıştır.

Emniyet mensuplarının çabuk tahrik olduğu ve devlet gücünü kendi gücü gibi görüp, “hakeden (hakettiğini düşündüğü)” insanlara kendisinin ceza kesmeye kalktığı örneklerdeki artışı endişe ile izlemekteyiz. Son üç yılda yoğunlaşan bu örneklerde kimi polis ve bekçiler, kanunun kendilerine tanıdığı yetkileri hoyratça aşmakta, ölçülü ve orantılı müdahalede bulunmamakta, öfke kontrolü yap(a)mamaktadırlar. Normal bir uyarma ya da para cezası kesme işlemini dahi büyük bir olaya çevirmekte, ters kelepçe ve kötü muamele yollarına başvurmaktadırlar.

Hak ihlallerini ve işkenceyi bir devlet politikası olmaktan çıkarmış bir iktidar döneminde böyle gelişmelerin yaşanması bilhassa dikkat çekicidir. Devlet politikası mı değişmektedir, yoksa kontrol edilemeyen bazı unsurlar bilerek veya bilmeyerek bir komplo mu kurmaktadırlar? İkisi de birbirinden kötü ve ülkenin hayrına olmayan bu durum, ülkeyi yönetenlerin ilgisini ve müdahalesini beklemektedir. “Eski Türkiye”yi hatırlatan bu gelişmeler, Türkiye’nin yürüdüğü yola ve dünya çapında çizdiği perspektife uygun değildir.

Bir insan hakları kurumu sorumluluğuyla MAZLUMDER olarak;

• İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünü’nün uyarılması
• Kolluk kuvvetlerinin olaylara müdahale tarzı ve öfke kontrolünün daha dikkatle izlenmesi
• Hukuk dışına çıkan personel hakkında gerekli soruşturmaların yapılması

Hususunda yönetici iradeyi bilgilendiriyor ve gereğinin yapılmasını tüm kamuoyu adına bekliyoruz.

#MAZLUMDER

#CİMER

#Cumhurbaşkanlığıİletişim

#İçişleriBakanlığı

#EGM