25.12.2007
MİLLİ EĞİTİM
BAKANLIĞI'NI KEYFİ
UYGULAMALARI DURDURMAYA ÇAĞIRIYORUZ
Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel
Müdürlüğünün 27.02.2007 günlü, 11707 sayılı ve 2007 / 19 numaralı genelgesinin 16. maddesi ile bu genelgenin
dayanağı olan 16 Aralık 2006 gün ve 26378 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış
olan, 01.12.2006 gün ve 2006/11350 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 23.
maddesindeki "10, 14 ve 21 inci maddeleri" nedeniyle, öğretmenlerin okuttukları ders saatlerinden
hangilerinin ücretli ders olduğu önceden belirlenmekte ve eğitimciler
tarafından bilinmekte ve herhangi bir sebeple gelmedikleri günlerdeki yalnızca işlemedikleri
derslerin ücreti ödenmemek şeklinde iken, yeni ve yasaya aykırı olarak
yayınlanan genelge ile gelmediği gündeki tüm dersler, ek ders sayılarak kesilmektedir.
Bu uygulamayla zaten geçim darlığı çeken öğretmenlere bir darbe de ek
derslerden vurulmuştur.
Milli Bayramlar kesintiye konu edilmezken, dini bayramlarda kesinti
kapsamına alınmıştır.
Öğretmenler herhangi bir mazeretleri nedeniyle iki gün okula gitmese o
haftanın tüm ek ders ücretleri kesileceği için. Haftanın geriye kalan
günlerinde öğretmenleri izin kullanmaması için hiçbir neden kalmamıştır. Bunun
ahlaki sorumlusu da uygulamayı başlatan bakanlıktır.
Bakanlık bu uygulamayla; öğretmenlerin mazeret ve hastalıklarını hukuka
rağmen cezalandırmaktadır.
Dar bir bütçe ile planlı bir şekilde geçinmeye çalışan öğretmenler
üstünde bu belirsizlik psikolojik baskı oluşturmaktadır.
Öğretmenlerin müktesep hakları zayi edilmiştir.
Kamu çalışanlarının
"ücretsiz izin" hariç, her türlü izni, maaş karşılığı ücrete dahil kazanılmış
hak iken, Bakanlık Mazeret izinlerini ve Bayram tatillerini öğretmenlerin ek
ders ücretlerinden kotarmaya çalışmaktadır.
Bilfiil öğretmenlik yapmadıkları
halde ders ücreti alan yönetici konumundakiler korunmuş, öğretmenler
cezalandırılmıştır. Hukuka aykırı olan uygulama mahkeme sonucu beklenmeksizin.
Hükümetçe düzeltilmeli ve geriye dönük olarak telafi edilmelidir.
Uygulama hak ve adalet,
nesafet ve anayasal eşitlik kavramlarıyla bağdaştırılamaz. Kaldı ki, yasalarla
verilmiş haklar, yasal düzenlemeler hiyerarşisinde daha alt düzey düzenlemeler
olan Bakanlar Kurulu Kararı ve genel müdürlük genelgesiyle ortadan
kaldırılamaz.
Hakkını arayan eğitim
camiasını susturmaya çalışmak
ise ifade özgürlüğüne vurulacak bir
darbe olacaktır.
Hukuk devletinde
yönetsel yargının bu tür hukuka aykırı olup bittilere geçit vermeyeceğine
inanıyoruz.
MAZLUMDER Genel Başkanı
Ömer Faruk GERGERLİOĞLU