Gazeteci Merdan YANARDAĞ hakkında; genel yayın yönetmeliğini yaptığı televizyon kanalında katıldığı bir programda, Abdullah Öcalan ile ilgili sarf ettiği sözler gerekçe gösterilerek, 25.06.2023 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “suçu ve suçluyu övmek” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından resen soruşturma başlatılmış, devam eden süreçte sevk edildiği hakimlik tarafından hakkında tutuklama kararı verilerek cezaevine gönderilmiştir.
Olayın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada soruşturmanın titizlikle yürütüldüğü vurgulansa da soruşturma sürecinde başvurulan gözaltı ve tutuklama tedbirlerinin suç olarak isnat edilen eylemler karşısında ölçüsüz olduğu açıktır.
3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesinin 2. fıkrası terör örgütü propagandası yapmak suçunu düzenlemekte iken aynı fıkranın son cümlesi açıkça haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağını hükme bağlamıştır.
Açılan davalarda ve dava öncesi soruşturma aşamalarında adliye ve kolluk teşkilatının, temel hukuk kaideleriyle bağdaşmayan orantısız uygulamalara gittikleri ve suç ceza orantısını bozan kararlara imza attıkları gözlemlenmektedir. Çağrı üzerine ifade vermesi kuvvetle muhtemel olan kimselerin baskın usulüyle derdest edilmeleri, suç olarak isnat edilen eylemin, suç olup olmadığı hususunun ancak yargılamayla belirleneceği durumlarda dahi doğrudan tutuklama kararı verilmesi, yargısız infaza yol açmaktadır. Konuyla alakalı olarak, önceki dönemlerde hükümet tarafından açıklanan yargı reformu paketlerinde de bu hususlara dikkat çekilmiş ve çeşitli iyileştirme çalışmaları vadedilmişse de somut gerçeklikte gözle görülür bir değişiklik yaşanmamıştır.
MAZLUMDER olarak;