Ankara, 11 Ağustos 2000
MAZLUMDER Genel Sekreteri Ömer Ekşi, memur kıyımını öngören KHK'nın, hükümet tarafından yeniden Cumhurbaşkanı'na gönderilecek olması ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:
Tarih, At Gözlüğü Takanlarla, Hukuk Gözlüğü Takanları
Aynı Sayfada Değerlendirmeyecektir
HÜKÜMET SEZER'İ SİNDİRMEK İSTİYOR!
"Cumhurbaşkanı Ahmet N. Sezer tarafından ulusal ve ulusalüstü yasalarla açıkça çeliştiği için hükümete geri gönderilen ve memur kıyımını öngören Kanun Hükmünde Kararname (KHK)'nin, Bakanlar Kurulu'nca hiçbir değişiklik yapılmadan Cumhurbaşkanı'na yeniden sunulması karar verilmiştir. Başından beri 28 Şubat artığı kararnameyi savunan Başbakan Bülent Ecevit, birçok Bakan'ın ilk kez görme fırsatı bulduğu Kurul sonrası yaptığı açıklamada "Cumhurbaşkanı'nın ikinci kez değiştirilmeden kendisine gönderilen bir KHK'yı imzalaması anayasal bir zorunluluktur" diyerek, açık dayatmalarına anayasal meşruiyet sağlama yoluna gitmiştir.
Kuşkusuz, sayın Ecevit kendince haklıdır; kanaat önderlerininin (!) bile bir telefonla hizaya geldiği 28 Şubat sürecinin en kıdemli Başbakan'ı olarak, taifesiyle birlikte diyet ödemeyi görev telakki ediyor. Ancak, sayın Sezer daha da haklıdır; öncelikle bir yargıç olarak, darbelerle dahi değiştirilmesi/gizlenmesi mümkün olmayan evrensel hukuk ilkeleri ışığında, sorumluluğunun gereğini yerine getirmeye çalışıyor.
Ne var ki, sayın Ecevit'in haklılığı (!) kendinden menkul olduğundan, ahlaki temellere dayanmamaktadır ve bu noktada kendinden bekleneni sergileyerek, yeni Cumhurbaşkanı'nı inatla sindirme yoluna gitmektedir. Açıkçası sayın Ecevit, altta kalarak Türkiye'de "hukukun elinin" güçlenmesinden korkmaktadır. Yürütmenin başı Cumhurbaşkanı'nın, rejimin öncelikleri yerine, hukuku referans almaya yatkın oluşu, ideolojik devlet yapılanmasının temel esprileriyle çeliştiğinden, Sayın Ecevit, inadın doğasındaki büyülü üstünlüğe sarılmaktadır. Aynı durum hükümetin diğer ortakları için de geçerlidir.
Sayın Ecevit ve ortaklarının unuttuğu, hukukun doğrudan ve ahlaki bir üstünlüğe sahip olduğu gerçeğidir. Bu erdeme inanan insanlar, ortada hukuk varken, inada sarılarak kendilerini traji komik duruma düşürmezler. Ancak hukukun gereği noktasında ise, ellerinden gelen çabayı, ahlakı da gözönünde bulundurarak sonuna kadar ortaya koyarlar. Biz insan hakları savunucuları, bunun uğraşı içinde olmaya devam edeceğiz.
Bu durumda sayın Sezer'e düşen, bir kez daha ahlakın gereğini yerine getirerek, insanları yargısız infaza tabi tutacak KHK'yı sahibine geri iade etmek olmalıdır. Kuşkusuz tarih, at gözlüğü takanlarla, hukuk gözlüğü takanları aynı sayfada değerlendirmeyecektir."
BASIN BÜROSU