Ankara, 13 Temmuz 2001
İnsan Hakları İl ve İlçe Kurulları ile ilgili olarak MAZLUMDER Genel Başkanı Yılmaz Ensaroğlu ile Genel Sekreter Ömer Ekşi'nin düzenledikleri basın toplantısı metni :
MAZLUMDER İNSAN HAKLARI İL VE İLÇE KURULLARINDAN ÇEKİLİYOR
Demokrasi, laiklik, hukuk devleti gibi kavramları "bize özgü" birtakım tanımlara (!) kavuşturan Türkiye, son yıllarda "insan hakları"nı da, bize özgü tanımladığı kavramlar arasına katmaya çalışmaktadır. Teorik açıdan bize özgü bir insan hakları anlayışını geliştirmeye gayret ederek insan haklarını "özelleştirmek isteyen Türkiye, pratikte insan hakları ihlallerine karşı verilen mücadeleyi de "devletleştirmek" arzusundadır. Yasama ve yürütme içerisinde oluşturulan insan hakları birimlerinin hep bu amaç doğrultusunda işlev görmesi hedeflenmektedir. Aralık 2000'de İnsan Hakları İl ve İlçe Kurullarının oluşturulma biçimi ve bugüne kadarki işleyişi de insan hakları ihlallerine karşı verilen mücadelenin nasıl devletleştirilmek istendiğini açıkça ortaya koymaktadır.
"İnsan haklarının korunmasını sağlamak ve ihlallerini önlemek için gerekli inceleme ve araştırmaları yapmak" amacıyla faaliyete geçirilen İnsan Hakları İl ve İlçe Kurulları yedinci aylarını geride bırakmalarına rağmen, Türkiye'nin insan hakları tablosunda bir iyileşme olmadığı bilinmektedir.
İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı'nın Nisan 2001 verilerine göre, 79 ilde örgütlenmesini tamamlayan Kurullara yapılan başvuru sayısı yalnızca 63'tür. Bunların da büyük çoğunluğunun ne ölçüde bir insan hakları sorunu olduğu tartışmaya açıktır; en azından birinci kuşak sivil ve siyasal haklarla ilgili olmadığı görülmektedir. Buna rağmen, Kurullara yapılan başvuruların bir kısmı ilgili mercilere havale edilirken, özellikle başörtüsü sorununu da içeren başvurularda merkezi otorite gibi davranmak tercih edilmiştir; başvuru ya işleme konulmamış veya "yasaların uygulandığı"na karar verilmiştir. Bu arada hiçbir Kurul, kendiliğinden bir ihlali gündemine alarak üzerine gitmeyi tercih etmemiştir.
Bunların yerine Kurullar, eğitim çalışmalarına önem vermişlerdir. Eğitim etkinliklerinin sıklığı, Türkiye'nin insan hakları sorununu "eğitime" bağlayan merkezi iradenin, bu konuda Kurullara telkinde bulunduğu ihtimalini akla getirmektedir. Bu durum, Kurulların amaçları arasından "İnsan haklarının korunmasını sağlamak ve ihlallerini önlemek için gerekli inceleme ve araştırmalar" yapmanın fiilen çıkartılarak, "toplumu ve uygulayıcıları eğitme"nin tek amaç haline dönüştürüldüğünü çağrıştırmaktadır. Öte yandan İnsan Hakları Eğitimi Ulusal Komitesi ise, il ve ilçe kurullarının eğitim faaliyeti yapmalarına kesinlikle karşı çıkmaktadır.
Bazı Kurulların, "emniyet ve jandarmada incelemeler"de bulundukları, ancak sonucunu pek açıklamak istemedikleri görülmektedir.