MAZLUMDER Hak Ve Adalet Mücadelesinde 25 Yılını Doldurdu

 Devlet ve devlet altı tüm örgütlerden, siyasal parti ve gruplardan bağımsız çalışmayı benimsemiş bir insan hakları örgütü olan MAZLUMDER, insan haklarını hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm insanlar için çifte standartsız bir temelde savunmaya kararlı bir grup insanın ortak girişimi olarak 28 Ocak 1991 yılında kuruldu.  

Dönemin sosyal ve siyasal şartlarının zorluğunun farkında olarak, inanç ve kimlik temelli sorunlar başta olmak üzere, toplumsal adaleti ve barışı zora sokan birçok hak ihlal alan ve aktörleriyle mücadele etme ihtiyaç ve sorumluluğunu adil şahitlik bilinciyle harmanlayarak yola çıktı. 

Türkiye’de ve Dünyada özgün insan hakları mücadelesi yürütmeyi hedefleyen ve bu yapısıyla İslam dünyasında tek olma özelliğini de taşıyan MAZLUMDER, Müslüman kimliği ile ön plana çıkmış vicdan sahipleri tarafından uzunca bir süre yürütülen istişareler neticesinde inşa edilmiş  “Erdemliler İttifakı” olarak tanımlanabilir bir hareketin adı olmuştur. 

Bu değerlerden hareketle, MAZLUMDER;  insan haklarını, insan haysiyetiyle ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan, siyasal, ekonomik, sosyal, hukuki, psikolojik, kültürel ve fiili her türlü girişimi insan hakları ihlali ve "zulüm" olarak görmüştür. Bu amaç etrafında zulme uğrayan başta insan olmak üzere bütün varlıkların doğalarının korunması amacıyla mücadeleyi vermeyi kuruluş amacı olarak belirlemiştir. 

Çalışma zemininde, İlahi ve evrensel değerlerin inşa ettiği ortak hukuku, bozulmamış insan fıtratını esas alan MAZLUMDER, bu mücadelede kullandığı üslup, usul ve dilini de elinden geldiği ölçüde bu referanslarla inşa etmeye çalışmıştır. Bu çabaları “Kim Olursa Olsun Zalime Karşı Kim Olursa Olsun Mazlumdan Yana Olma” düsturuyla, zalimin ve mazlumun kimlik ve statüsünden bağımsız olarak hakkın yanında olma önceliğine odaklanmayı elzem görerek sürdürmeye çalışmıştır. 

Mücadele alanını ve bakışını salt içinde yer aldığı coğrafyaya değil,  bütün mazlum coğrafyalara yönelten MAZLUMDER, diğer coğrafyalardaki mazlumiyetlerle ilgilenirken, bir takım riskleri ve bedelleri de içinde barındıran kendi coğrafyasında ki zulümleri görmezden gelme kolaycılığına da düşmemiştir. Bu yaklaşımla, kim tarafından, kime karşı yapılırsa yapılsın her türlü haksızlık başta olmak üzere, işkence, hakaret ve tecavüze karşı mücadele verme, zalimleri ve zulmü teşhir etme gibi temel hedeflerini pratik alana taşımayı görev bilmiştir. 

Salt siyasi bir takım meseleler üzerinden değil tüm insanlığa ait kaynakların kullanımındaki adaletsizlikler ve ifsat edici tutumlardan, Kürt meselesine; işkence zulmünden, adil yargılama hakkı ihlallerine, cezaevlerinde yaşanan hukuksuzluklardan; zorunlu öğrenci andına, meclisteki zorunlu yemin zorbalığından,; başörtüsü yasağına kadar birçok alanda mücadele yürütmüştür. 

Ayrımcılık uygulamaları, mülteci hakları, inanç özgürlükleri, nefret suçları ve kimlik hakları konularındaki sorunları görmezden gelmemiştir.  

Rutinleşen ve cinayete dönüşen işçi ölümlerinden, zorunlu askerlik ve yaşanan şüpheli ölümlere, ekolojik yağmadan, emek sömürüsüne, kadın haklarından, sağlık ve eğitim hakkı sorunlarına kadar bir çok konu faaliyet alanlarımız içinde yer almıştır.

Son yıllarda artarak devam eden kentleşme ve kentsel dönüşüm üzerinden elde edilen haksız rant ve kaynak aktarımını toplumsal yaygınlığı olan bir hak ihlali olarak değerlendirmiş ve mücadele gündemi içinde tutmayı önemsemiştir.  

Yurt içi ve yurt dışındaki ihlalleri basın açıklamaları ve diğer etkinliklerin yanı sıra, raporlamalar yoluyla kamuoyuyla  paylaşmaya da özen göstermeyi ihmal etmemiştir.  

Türkiye de yaşanan ihlallerden, Suriye’de yaşanan ihlallere ve sonrasında başlayan sivil direnişe, Mısırda yaşanan değişim talebi ve sonrasında yaşanan darbeden, İslam dünyasında yaşanan tüm sorunlara, Nato ve uygulamalarına kadar geniş bir coğrafyayı esas aldık.

Eklektik ve asabiyeti önceleyen tuzaklara düşmeden kendi aleyhine bile olsa hakkı ayakta tutmayı, adaleti tahkim etmeyi önceleyen kadim değerleri ve MAZLUMDER ’i oluşturan vicdanın ortak duyarlılığı içinde korumaya çalıştık. 

Bu mücadelede kendimizi kanunlarla sınırlandırmadık. Kanunlarında üzerinde bir hukukun olduğunu ve mücadelenin hak ve adalet mücadelesi olduğunu, bu sorumluluk bilinci çerçevesinde yürütülmesi gerektiğini unutmadık.  

Üye tabanlı olmayı ve gönüllü sorumluluğu, hayrın ve infak bilincinin yaygınlaştırılması için önemli gördük. Ve mücadelenin merkezine koyduk. Tabanımızla sürdürdüğümüz dinamik ilişkiyi, “ Bir de sizlerden iyiliğe çağıran, doğruyu emreden, kötülükten alıkoyan önde giden bir topluluk bulunsun, İşte başarıya erecek olanlar, onlardır.” İlahı kelamından bağımsız düşünmedik.

Yine üye ve gönüldaşlarımızla kurduğumuz sorumluluk ve dayanışma öncelikli ilişki, bizi devletlerden ya da bir takım politik organizasyonlardan fon kullanmak zorunda bırakmadı; insan hakları mücadelemizin ticarileştirilmesine engel oldu. Ve insan hakları mücadelesini yürüten mensuplarımızın bir vesayet ve patronaj altına girmesine izin vermedi. 

Kuruluş aşamalarından bu güne kadar, MAZLUMDER çatısı altında binlerce insanın tecrübe, emek ve her türlü fedakârlıklarıyla verilen hak ve adalet mücadelesi 28 Ocak 2016 tarihi itibariyle 25. Yılını dolduruyor. 

MAZLUMDER’ in kuruluşundan bu yana kadar üyemiz olsun olmasın, zerre kadar emeği geçen herkese, çalışanlarına, üyelerine, destekçilerine, her zaman yerinde eleştirileriyle katkı sunan dostlara, 25 yıl boyunca birçok eylem ve etkinliğe birlikte imza attığımız sivil toplum örgütlerine, insan hakları aktivistlerine teşekkür ediyoruz. 

MAZLUMDER hareketi içinde yer alan, konjoktürel süreçlerin dayattığı başta siyasal iktidar olmak üzere, her türlü iktidar aygıtının oluşturduğu olumsuzluklara,  ekonomik zorlukların yanı sıra bir çok zorluklara ve cefalara karşı sabırla, vakarla, fedakârlıkla durarak mücadele zeminini tahkim eden, tüm baskılara rağmen; iyiliği yaygınlaştırmaya, kötülüğe engel olmaya çalışan fedakâr, cefakâr tüm MAZLUMDER ailesine teşekkür ediyoruz. 

Bu mücadelenin zorlu süreçlerinde, omuz omuza olduğumuz ve şu anda aramızda olmayan hakkın rahmetine kavuşmuş yol arkadaşlarımıza da bu vesileyle bir kez daha rahmet diliyoruz. 

 

Özgür, adil ve esenliğin hâkim olacağı bir geleceğin inşası için,  bu yolda aynı heyecan ve sorumlulukla, bu güne kadar edinilen tecrübe ve pratiklerimizi yeniden yorumlayarak, nice yılları aynı  fedakârlıklarla yürüyeceğimize olan inancımızı ve azmimizi 25. Yılını doldurduğumuz bu günde tüm kamuoyuyla paylaşıyoruz. 

Kim olursa olsun zulme karşı, mazlumdan yana olma yürüyüşü devam ediyor. 

Allah yar ve yardımcımız olsun.  

 

MAZLUMDER GENEL MERKEZİ 

 

 

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2016-01-28
Okunma Sayısı : 2469
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4922052