Mardin’in Nusaybin ilçesinde bir sitede çekildiği anlaşılan, tarih ve saati belli olmayan, kamera görüntülerinde apartmanların arasında kaçışan çocukların arkasından gelen ve elinde tabanca bulunan genç bir polis memurunun yerde duran küçük bir çocuğu elinden çekiştirerek polis aracının yanına kadar götürdüğü görülmektedir. Bahse konu görüntülerde ateşli silah sesi de duyulmaktadır.
Nusaybin Kaymakamlığı’nın olayla ilgili açıklamasında olayın 15 gün önce 24 Nisan’da sokağa çıkma kısıtlaması sırasında gerçekleştiği, devriye gezen polis aracına yönelik taşlı saldırı yapıldığı, ekip aracından inen polis memurunun kalabalığı dağıtmak saikiyle havaya bir el uyarı ateşi yaptığı ifade edilmiştir. Açıklamada çocukların bulunduğu bir ortamda uyarı ateşi yapılmasının tasvip edilmediği, hukuka uygun olmayan bu eylem sebebiyle ve yaşanan olay hakkında aradan geçen zamana rağmen hiyerarşik üslere bilgi verilmediği için ilgili polis memuru hakkında görevden el çektirme tedbiri uygulanarak soruşturma başlatıldığı ifade edilmiştir.
Bu açıklamayı olumlu bulmakla birlikte yetersiz görüyoruz. Zira mesele bireysel bir yetki aşımının ötesine geçmekte kurumsal ve yapısal bir soruna işaret etmektedir. Son on günde yaşanan olaylar bile dikkate alındığında kolluğun kanunlarda, yetersiz görsek de, bir takım şartlara bağlanan silah kullanma yetkisinin oldukça gevşek algılandığı, psikolojik ve fiziksel olarak silah taşımaya ehil olmayan personele silah verildiği anlaşılmaktadır. Herkes açısından ciddi bir tehlike arz eden, yaşam hakkının ihlali riski barındıran bu durumun derhal etkili bir şekilde ele alınması, personelin açık bir şekilde uyarılması, düzenli öfke kontrolü ve silah taşıma yetkinliği testlerinin yapılması, yetkisini aşan personelin cezasız bırakılmaması ve silah kullanmaktan men edilmesi gerekmektedir. Toplumdaki, bu gerekliliklerin aksine bahse konu aykırı tutum ve davranışların korunduğu yönündeki algının kırılması devletin ilgili birimlerinin sorumluluğudur.
Nusaybin’de yaşanan olayda da bir polis memurunun, küçük çocukların ve balkonda oturan insanların bulunduğu apartmanların arasında havaya ateş açması kabul edilmez bir sorumsuzluktur. Yine küçük bir çocuğun suçluymuş edasıyla çocukta oluşacak psikolojik etkiler göz ardı edilerek yakalanarak polis aracına kadar götürülmesi de açık bir zulüm içermektedir.
MAZLUMDER olarak bu tür olayların bireysel algılanmaması, kurumsal ve yapısal sorunlara işaret ettiğinin görülmesi ve kurum kültürünün insan hakları temelli olarak yeniden ele alınması gerektiğini vurgular, bu tür suçların cezasızlıkla sonuçlanmaması gerektiğini ifade ederiz.
#MAZLUMDER
#EGM
#PolisYetkiVeSelahiyetleri