Kobani Eylemlerinin Failleri, Azmettiricileri ve Tedbirde Gecikenler Yargılanmalı; Yargılama İntikam Aracı Olarak Kullanılmamal

KOBANİ EYLEMLERİ SIRASINDA YAŞANAN KATLİAMIN FAİLLERİ, AZMETTİRİCİLERİ VE OLAYLAR SIRASINDA VAKTİNDE TEDBİR ALMAYANLAR YARGILANMALI; YARGILAMA SİYASİ BİR İNTİKAM ARACI OLARAK KULLANILMAMALIDIR!

 

Kobani’nin IŞİD tarafından kuşatılması sonrasında 6-8 Ekim 2014 olaylarını tetikleyen ve siyasi sorumsuzluk örneği olan kışkırtıcı açıklamalar, özellikle mütedeyyin insanlara ve İslami hassasiyete sahip sivil örgütlere yönelik bilinçli-organize bir saldırının ve can-mal kaybıyla sonuçlanan olayların yolunu açmıştı. Konjonktür ya da başka politik hesaplarla devletin olaylara müdahalede gecikmesi ve hatta gecikmeden de öte neredeyse sokaklardan çekilmesi, katliamın boyutunu büyütmüştür.

PKK tarafından yapılan açık çağrılar ve HDP kanadından gelen sorumsuzluk örneği çağrı ve açıklamalar, İstanbul dâhil onlarca ilde gösterilere dönüşmüş, kısa sürede örgütlenen göstericiler; sakalı, kıyafeti ya da eşinin tesettürü üzerinden onlarca insana linç girişiminde bulunmuş, içerisinde mültecilerin ve Yasin Börü gibi çocukların da bulunduğu şahısları canice katledip cesetlerine dahi işkence yapmış, çeşitli bina ve iş yerleri ile araçları kullanılamaz hale getirmiştir. Olaylar sonrasında geç de olsa Yasin Börü ve arkadaşlarının katline dair suçlarla ilgili davalar açılmış, ancak Türkiye genelinde gerçekleşen diğer suçlarla ve azmettiricilerle ilgili dava açılmamıştır.

Olaylar yaşanırken yaptığımız açıklamalarda da vurguladığımız üzere; Türkiye’nin onlarca şehrinde koordineli olarak 3 gün boyunca gerçekleştiren eylem dizisinin bir parçası olan bu suçlar, salt “30-40 sokak serserisi tarafından gerçekleştirilen adi bir vaka” olarak değerlendirilemez. Sadece suça karıştığı iddia edilen bir kısım sanığın yargılanması ile geçiştirilmesi kabul edilemez. Bu tür vahşi ve infial oluşturan olayların bir daha yaşanmaması için bu suçların kışkırtıcılarının ve azmettiricilerinin de etkin bir soruşturma ile ortaya çıkarılması ve adil bir yargılamaya tabi tutulması ertelenemez bir sorumluluktur.

Bütün aramalara ve çağrılara rağmen olaya müdahale etmeyen/etmekte geciken kamu görevlilerinin sorumluluğu ise olayın bir başka yönünü oluşturmaktadır. Olaylardaki sorumlulukları tartışılmaz olup, görevini hakkıyla yerine getirmeyenlerin yargılanması, bu tür olayların önüne geçmek için olmazsa olmaz bir zorunluluktur.

Sorumluların cezalandırılması, adalet duygusunun kaybedilmemesi için ne kadar gerekliyse, yargının bir sopa gibi kullanılmaması, yaşanan olaylar bahane edilerek bir cadı kazanı kurulmaması, soruşturma ve yargılamanın bir siyasi hesaplaşmaya döndürülmemesi de o kadar gerekli ve zorunludur. 25 Ekim’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında yapılan gözaltı işlemleri için de aynı uyarıyı yapmayı gerekli görüyoruz. Basına yansıdığı üzere soruşturma kapsamında 7 ilde operasyon yapılmış, içlerinde HDP eski milletvekilleri ve Belediye Başkanlarının da bulunduğu 82 kişi gözaltına alınmıştır. 6 yıldır yürütülen bir soruşturmanın neden bu kadar uzadığı, “mağdur ve şüpheli hakları” açısından tartışılmayı fazlasıyla hak etmektedir. Tatmin edici açıklamalar yapılmadığı müddetçe bu kadar uzayan bir sürecin, zamanlama ve gözaltına alınan isimler yönünden soru işaretleri oluşturması engellenemez. Gerek zamanlama gerekse olaylarla alakasız olduğu açık olan bazı siyasilerin gözaltına alınmış olması, kamuoyunda soruşturmanın bir bahane olarak kullanıldığı ve siyasi bir içeriğe sahip olduğu hissini büyütmektedir. Özelde bir siyasi partinin, genelde ise muhalefetin etkisizleştirilmesi izlenimi veren bazı gözaltılar akıllarda soru işaretleri bırakmaktadır.

MAZLUMDER olarak,

Bu tür katliamların gerektiğinde raftan indirilecek siyasi bir aparata dönüşmemesi adına; bu soruşturmanın neden 6 yıl sürdüğü, bu kadar süre sonra alakasız olduğu izlenimi veren isimlerin de dâhil olduğu böyle bir operasyona neden ihtiyaç duyulduğu ve zamanlaması hakkında tatmin edici bir açıklama yapılması,

Söz konusu suçların failleri yanında azmettiricilerinin de, adil yargılama ilkelerini gözeten, tarafsız, etkin bir soruşturma neticesinde yargılanması,

Suça hiçbir şekilde karışmadığı hatta sürece karşı açıkça tavır koyduğu bilinen kişilerin de operasyona dâhil edilmesi ile oluşan çarpıklığın giderilmesi,

Suçu engelleme imkânı bulunduğu halde suça müdahale etmeyen kamu görevlilerinin de yargılanması gerektiğini,

Bu tür bir vahşetin bir daha yaşanmaması ve “siyasi operasyon” kaygılarını yok etmek adına vurgularız.

 

#MAZLUMDER

@TC_icisleri

@adalet_bakanlik

 

 

 

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2020-09-28
Okunma Sayısı : 1381
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4858410