Avrupa ülkelerinde İslam’a ve Müslümanların değerlerine yönelik saldırılar yaşanmaktadır. Bu saldırılar kimi zaman kılık kıyafetinden ya da yaşantısından dolayı masum insanlara kimi zaman da Kur'an-ı Kerim gibi dini değerlere yönelmiştir. Son aylarda ardı ardına İsveç ve Danimarka'da Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılar tüm dünyada tepkilere neden olmuştur.
20 Ocak'ta İsveç'teki Türkiye Büyükelçiliği önünde başlayan Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırı ve hakaret 28 Haziran'da Kurban Bayramı’nda yine başkent Stockholm'de cami önünde devam etmiştir. Son olarak 20 Temmuz'da Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da "Danimarkalı Vatanseverler" isimli gruba mensup iki kişi Irak Büyükelçiliği'nin önünde Kur'an-ı Kerim yakmıştır.
Bugün yaşadığımız bu hadiseler Orta Çağ Avrupa’sında ve Nazi rejimi döneminde yakılan kitapları, yok edilen Bağdat, Endülüs ve İskenderiye kütüphanelerini hatırlatmaktadır.
Artan İslam ve Müslüman düşmanlığının önlenmesi için acilen harekete geçilmelidir. Dini değerlere yönelik eylemler ifade özgürlüğünü aşarak belirli kesime karşı nefret ve düşmanlık söylemlerine dönüşmüş, bu nefretten beslenen katiller cami saldırıları gibi çeşitli şiddet eylemlerine yönelmiştir. Bu durum batıyı Orta Çağ’da içinde bulunduğu karanlık döneme sürüklemektedir.
İfade özgürlüğü ile alakası olmayan, tahrikten öte doğrudan saldırganlık amacıyla yapılan İslam düşmanlığı içeren bu tür saldırılar tarih boyunca karşı tepkilere neden olmuş; can ve mal kayıpları yaşanmıştır. Müslümanlar ise bir düşman figür olarak hedef tahtasına oturtulmuştur.
MAZLUMDER olarak;
beklediğimizi ifade ederiz.