Mısır'da İslami harekete yönelik başlatılan sindirme kampanyasının ardından cezaevlerinde İhvan-ı Müslimin hareketine mensup Müslümanlara yönelik çirkin işkenceler videoya kaydedilip medyaya yansımasının ardından Mısır güvenlik güçlerinden gelen açıklamalar herkesi şok etti. Olayı değerlendiren polis yetkilileri arsızca bu olayların rutin olduğunu söylerken, basına yansıyan bir başka yetkilinin, "Bunlar olağan olaylar. Asla utanılacak bir şey değil. İşimizi yapıyoruz" demesi dehşetin boyutunu gözler önüne serdi.

MÜSLÜMAN KADINA BUNU REVA GÖRÜYORLAR

Medyaya yansıyan iğrenç işkence görüntülerin de erkek tutuklulara yapılan işkencelerin farksız bir şekilde kadınlara da yapıldığı gözükürken birçok görüntüde çıplak kadınların ayaklarından asılmış vaziyette sorgulandıkları görülüyor. Müslüman kadınların çığlıklarına aldırış etmeyen güvenlik güçlerinin demir ve yumruklarla tutukluları döverek itirafta bulunması isteniyor. Görüntülerde, konuşmayı reddeden ve direnen Müslüman tutuklulara copla cinsel tacize varan işkencelerde var.

120 TUTUKLU HAYATINI KAYBETTİ

Mısır İnsan hakları Örgütleri yaptıkları açıklamalarda 1993-2006 yılları arasında 120 tutuklunun işkenceler altında hayatını kaybettiğini, bunlardan 14 tanesinin geçen yıl içinde olduğunu bildirirken ölenlerin çoğunun Müslüman olduğunu belirtti. Mısır İnsan Hakları Örgütü'ne bir yıl içinde 400 işkence dosyası ulaştı.

BÜYÜKELÇİLİK ÖNÜNDE EYLEM

Mısır'da askerin ve polisin işkence vakalarının delil teşkil eden görüntülü ve yazılı birçok haberin ardından MAZLUMDER üyeleri Mısır büyükelçiliği önünde 'işkence insanlık suçudur' sloganlarıyla işkenceleri kınadı. Eylemci grup adına elçilik önünde açıklama yapan MAZLUMDER Ankara Şubesi Başkan Yardımcısı Ali Dalaz, Mısır Büyükelçiliğinden olayların iç yüzünü öğrenmek için randevu talep ettiklerini ancak taleplerine cevap verilmediğini söyledi. Müslümanlara yönelik yıldırma amaçlı işkencelerin tüm dünyada sürdüğünü hatırlatan Dalaz, şunları söyledi: "Kendi halkına rağmen, yine halkından aldığı vergilerle ayakta durmaya çalışan ve emperyalist emellere çanak tutan, bununla birlikte özgürlük düşmanı olan yapıların ayakta durabilmeleri ve halkı sindirebilmeleri için kullanabilecekleri en ilkel yöntem işkencedir. Tarihin en acı sayfalarının yaşandığı Mısır'da aynı sayfaları andıran bu görüntüleri biz lanetliyoruz ve işkence suçunun insanlık suçu olduğunu bir kez daha ilan ediyoruz" diye konuştu.

MISIR TELİN EDİLDİ

Mısır'da yaşananların işgal güçlerinin Ebu Gurayb'de, ABD'nin Guantonamo'da uyguladığı işkence metotlarından farksız olduğunu belirten Dalaz, "Kendi halkına İşkenceyi reva gören dikta yönetim, Muhalif unsurları ve halkın özgürlük taleplerini, Ülke dışında batının sömürgeci gücüne yaslanmakla, ülke içinde ise insan haklarını hiçe sayan uygulamalar, baskı ve işkence ile bu güne kadar erteleyebilmiştir. Tarihi ve Jeopolitik konumundan dolayı Mısır halkı üzerinde yürütülmekte olan, 200 yılı aşkın Siyonist ve emperyalist planlar, halka rağmen dikta rejimlerini meşru saymıştır. Bugün ise batı uşakları ve dikta rejimleri de kendi kendini tüketmiş, toplumda insan hakları ve demokrasi talepleri ön plana çıkmıştır. Bugüne kadar Ortadoğu da ve Mısır'da yaşanan sürecin önümüzdeki yıllar için geçerli bir meşruiyet kaynağı olamayacağı aşikardır. Mısır yönetimini hangi düşüncenin sahibi olurlarsa olsunlar muhaliflerini ve Müslüman kardeşlere karşı yaptığı insanlık dışı işkencelerinden dolayı tel'in ediyoruz" dedi.

MAZLUMDE Genel Merkez