MAZLUMDER Genel Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Ali Doğan'ın Türkiye'nin mutlaka Irak Operasyonuna katılması gerektiğini savunması ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:
"Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Körfez Savaşında Türkiye'nin savaşa girmesine karşı çıktıkları gibi, yakın zamanda yaşanacak muhtemel bir Irak operasyonuna da ülkemizin katılmasına olumlu bakmadıkları bilinmektedir. Türkiye kamuoyunun ise neredeyse tamamı, ABD'nin tasarladığı Irak operasyonunun, kitle imha silahları ya da rejim değişikliği gibi bahanelerin ardına saklanılarak esasen Irak petrolleri ve Fırat altınları için düşünüldüğünü bilmekte ve bu savaşta Türkiye'nin yer almamasını istemektedir. Sadece Türkiye'deki değil tüm dünyadaki insan hakları savunucuları da, Irak'ta nasıl bir rejimin olması gerektiğine karar verme yetkisinin ABD'de değil Irak halkında olduğunu düşünmekte ve ABD'nin Irak'a yönelik girişimlerine karşı çıkmaktadırlar.
Kaldı ki savaşların yol açtığı sorunlar, kadın ve çocuklar başta olmak üzere sivillerin çektiği acılar; hatta Körfez savaşından bu yana sadece Irak halkının çektikleri, böyle bir savaşa karşı çıkmaya tek başına yetmektedir. Aynı şekilde ABD'nin, kıtanın yerli halklarına yönelik olarak başlayan ve yıllardır tüm dünya halklarına çektirdikleri; bugün hala Ortadoğu ve Afganistan başta olmak üzere dünyada izlediği politikalar, yine bu savaşa karşı çıkmaya başlı başına bir sebeptir.
Türkiye'de askeri ve sivil bürokrasinin mesafeli duruşuna ve halkın topyekün karşı çıkmasına karşın bir siyasetçinin, hem de İnsan Haklarından Sorumlu bir Devlet Bakanının, "Türkiye'nin mutlaka elini taşın altına koyması lazım, riske girmesi lazım, söz sahibi olması lazım" yollu açıklamalarda bulunabilmesi, Türkiye açısından büyük bir talihsizliktir; hükümetin insan hakları bilincinin düzeyini göstermesi bakımından da ibret vericidir.
Eğer mutlaka konuşacaksa, bir İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanından, insanın, insan haklarının, hukukun ve adaletin, petrol ve altınla karşılaştırılamayacak ölçüde değerli olduğunu vurgulaması ve insan hakları gözetilerek politika belirlenmesi gerektiğini söylemesi beklenir. Sayın Doğan'ın bir gazeteye de yansıyan ve şu ana kadar tekzip etmediği sözlerinin bir 'sürçülisan' olduğuna hala inanmak istiyor ve düzeltmesini bekliyoruz. Sayın Bakan hala aynı düşünceleri taşıyorsa, İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığından hemen istifa ederek insan hakları savunucularını daha fazla utandırmamalıdır."
Ziyaretçi Sayımız : 5229824
