Hol ve Roj Kamplarında Kalan Türkiye Vatandaşı Kadın ve Çocukların Türkiye’ye Geri Dönmeleri Önündeki Engeller Kaldırılmalıdır!

Suriye’de, YPG kontrolü altındaki Hol ve Roj Kamplarında, Türk Vatandaşı Kadın ve Çocuklar da bulunmaktadır.

Uluslararası hukuktaki tanımı gereği devlet, kendi vatandaşını başka ülke topraklarında korumasız bırakamaz. Vatandaşını sahipsiz bırakması, kendi egemenliğini hiçe sayması anlamına gelir. Eğer bu kadın ve çocuklar “suçlu” ise yargılamalarının da Türkiye’de yapılması, “suçlu” değil “tutsak” ise tutsaklıktan derhal kurtarılması devlet olmanın gereğidir.

Bu kamplarda çocukları bulunan aileler, devletlerine seslerini duyurmak istiyorlar.

Bu maksatla MAZLUMDER “VATANDAŞINA SAHİP ÇIK!” başlıklı bir basın açıklaması organize etmiştir. Açıklamanın metni şöyledir:

Hol ve Roj Kamplarında Kalan Türkiye Vatandaşı Kadın ve Çocukların Türkiye’ye Geri Dönmeleri Önündeki Engeller Kaldırılmalıdır!

Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından 1991'de kurulan el-Hol Kampı hâlihazırda Roj kampı ile birlikte Ortadoğu’nun en büyük mülteci kamplarından biridir. Bilineceği üzere Suriye iç savaşı sonrası IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) tarafından kurulan “Hilafet Devleti”ni kendi inançlarına uygun bulan ve farklı ülkelerden olup burada yaşamak isteyen pek çok kişi illegal yollarla bu bölgeye gitmiş ve IŞİD’in savaşına destek vermişti. Bunların yanlarında eşleri ve çocukları da bulunmaktaydı. IŞİD’in bölgeden tasfiyesi sonrası sahipsiz kalan kadın ve çocuklar bu kamplarda tutulmaya başlanmış ve önceleri 20 bin civarında olan mülteci nüfusu 3-4 kat artarak 70 bin kişiye ulaşmıştı. Bu kampların kontrolü 2015'in sonlarında YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) denetimine girmiştir.

Uluslararası raporlara, medyaya yansıyan haberlere ve kamplarda yakınları olan ailelerin verdiği bilgilere göre, bu kamplarda kadın ve çocuklar için en temel insan hakları bile hiçe sayılmakta, tüm dünyanın gözü önünde bir zulüm yaşanmaktadır. Geçtiğimiz haziran ayında, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri, YPG'nin kontrolü altında bulunan bu kamplardaki insani durumun endişe verici olduğunu, kadın, kız ve hatta erkek çocukların cinsel şiddete ve insan ticaretine maruz bırakıldığını veya zorla evlendirildiğini, cinsel köle yapıldığını ve sömürüldüğünü birinci ağızdan açıklamıştır. Son dönemde kamplarda yaşayan yaklaşık 50 kişinin de öldürüldüğü bilgisi kamuoyuna yansımıştır.

Kamplarda yakınları bulunan ailelerin verdiği bilgilerde de kadın ve çocukların kamplarda ciddi bir hijyen ve beslenme sıkıntısı yaşadığı, bu durumun salgın hastalıklara yol açtığı, kamptaki kadın ve çocukların sık sık sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldığı, 14-15 yaşına giren erkek çocukların kamp sorumlusu YPG militanları tarafından ailelerinden alınıp, bir daha kendilerinden haber alınamayacak şekilde kaybedildiği ifade edilmiştir.

Bu bilgiler ışığında görülmektedir ki, YPG kontrolü altında olan Hol kampında 70.000’e yakın kişi yaşam mücadelesi vermektedir. Bu kişiler arasında; Hol kampında 70’e ve Roj kampında 50’ye yakın Türkiye vatandaşı kadın ve çocuk da bulunmaktadır.

Türkiye vatandaşları dâhil, bu kamplarda tutulan kadın ve çocukların hukuki statüsünde var olan belirsizlik sorunu bir kat daha artırmakta, bunların “savaş esiri” mi yoksa “mülteci” mi oldukları sorusu bir yanıt bulamamaktadır. Bu kadın ve çocuklar, silahlı çatışmalarda yer almadıkları halde savaşın, kaosun ve karmaşanın getirdiği mağduriyetleri yaşamaktadırlar. Savaşların en çok etkileneni olan, savunmasız ve öncelikli korunması gereken çocukların böylesi bir ortamda büyümelerinin, bu çocuklarda onulmaz travmalar oluşturacağı açıktır.

Bu kişiler ne sıfatla adlandırılırsa adlandırılsın, egemenlik hakkının gereği olarak hiç bir devlet vatandaşlarını korumasız bırakamaz. Eğer bu kadın ve çocuklar “suçlu” ise yargılamalarının da yine egemenlik hakkı gereği Türkiye’de yapılması gerekmektedir. Bunun için de Türkiye’nin “suçluların iadesi” prosedürlerini işletmesi hukuki bir zorunluluktur. Eğer bu kimseler “suçlu” kabul edilmedikleri halde “tutsak” oldukları düşünülüyorsa yine bu tutsak vatandaşlarını kurtarmak devletin öncelikli görevidir.

MAZLUMDER’e başvuran ve kamplarda yakınları olan ailelerin, yukarıda ifade edilen bilgiler ışığında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden talebi, Türkiye’ye dönmek isteyen Türkiye vatandaşı kadın ve çocuklar için bir an önce gerekli dönüş olanaklarının sağlanmasıdır.

MAZLUMDER olarak, derneğimize başvuran ailelerin en temel insani taleplerinin görmezden gelinmemesini talep ediyor,

  • Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne; vatandaşlarının selameti için ülkelerine dönüşlerini sağlamasını, ulusal ve uluslararası gerekli hukuki - diplomatik tüm kanalları kullanmasını,
  • Başta BM olmak üzere tüm uluslararası kurum ve kuruluşlara ise insanlığın kanayan yarası olan bu konuda her türlü girişimi yapmalarının insani ve hukuki bir zorunluluk olduğunu hatırlatıyoruz.

Ayrıca bu kişileri hukuksuz olarak tutsak eden oluşum ve gruplardan da insanlık dışı eylemlerine bir an önce son vererek kadın ve çocukların vatandaşı oldukları ülkelere iadelerini sağlamalarını ivedilikle talep ediyoruz.

 

#HolKampı

#RojKampı

#HolVeRojdakiTürkler

#VatandaşınaSahipÇık

 

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2021-04-22
Okunma Sayısı : 1050
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4645414