DİN VE İDEOLOJİLER ZORUNLU DERS OLMAKTAN ÇIKARILMALIDIR

09.03.2008

DİN VE İDEOLOJİLER ZORUNLU DERS OLMAKTAN ÇIKARILMALIDIR

Danıştay'ın zorunlu Din dersinin hukuka aykırı olduğuna dair kararı tartışmalar yaratmıştır. Talepler ve beyanlar hakkında MAZLUMDER olarak hak ve özgürlükler yönünden aşağıdaki değerlendirmeyi yapmaktayız.

Danıştay 8. Dairesi : "Anayasa'nın 24. maddesinde, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretiminin zorunlu olduğunun belirtilmesi, ilk ve ortaöğretim kurumlarında verilen öğretimin adının din kültürü ve ahlak bilgisi olmasına rağmen, içerik olarak din kültürü ve ahlak bilgisi öğretimi olarak kabul edilemeyeceği açık olduğundan ve din eğitiminin de ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlı olması karşısında, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin bu içeriği ile zorunlu tutulmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır..." demektedir.

Eğitimden sorumlu yetkililer ise, okutulan dersin "Din dersi" değil, Din/Dinlerin kültürlerini öğreten ve ahlak bilgisinin verildiği bir ders olduğunu ifade ederek, dersin içeriği itibariyle zaten din dersi olmadığını ifade etmekteler.

MAZLUMDER Din ve vicdan özgürlüğünü; inanma ve inandığını özgürce yaşayabilme, araştırma, öğrenme, öğretme ve açıklama hakkını da içerdiği gibi inanmama ve buna dair talepte bulunma hakkı olduğunu da ifade eder. Bir dine veya onun bir yorumuna katılmama özgürlüğü gereği "Din Dersi" olması halinde bu dersin, talep etmeyen vatandaşların çocuklarına okullarda zorunlu olarak okutulmak istenmesini doğru bulmaz. Bu yönleriyle ailelerin taleplerinin dikkate alınması gerektiğini ifade eder.

Türkiye'de Din Kültürü ve Ahlak bilgisi dersinin Anayasa gereği zorunlu tutulması ve daha önceki Anayasa mahkemesi karar içeriğinden de anlaşılacağı gibi, Din ve vicdan özgürlüğünü sağlamak amacından çok, devletin resmi kurumları aracılığıyla, Dini/dini inanışları kontrol etmek ve bazen de yönlendirmek "kendi istediği dini" ortaya çıkarmaya yönelik bir çabayı barındırdığı söylenebilir.

Din/İdeolojiler, devlet iktidarının kendi amaç ve çıkarları doğrultusunda kullanabileceği, müdahale edebileceği bir alan olmaktan çıkarılmalıdır. Dinler, o dine inanan kişi ve toplulukların inanç değerleridir. Kişilerin inanacağı değerin/ideolojinin nasıl olacağına, başkalarının haklarına karşı bir ihlal vaki olmadığı sürece müdahale edilmemelidir.

Eğitim kurumlarında zorunlu dini eğitim verilmemeli, aynı şekilde Kemalizm gibi ideolojik eğitimlerde verilmemelidir. İnsanın bir kalıp içinde değiştirilip dönüştürüldüğü yapı asıl sorunlu yapıdır.

Danıştay'dan dinle ilgili konularda, inanma ve inanmama hakkını birlikte adil ve tarafsız bir şekilde değerlendirerek Millet adına karar vermesi beklenmektedir. Başörtüsü ve diğer bazı kararlarındaki gibi ideolojik duruşlardan kaçınmalı, bireyin taleplerini dikkate alan Din ve vicdan özgürlüğünü herkes için koruyan kararlar vermelidir.

Sonuç olarak MAZLUMDER; Türkiye'de herkesin inandığı dini özgürce yaşayabileceği ortamın oluşturulması, anne, babanın çocuklarının dini eğitimi hakkındaki talep ve görüşlerinin dikkate alınmasını ve bu konuda çifte standart yapılmamasını, bütün inanç gruplarının (Alevi, Sünni, Hristiyan, Yahudi vs.) ibadet özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını ifade ederek, Din ve Vicdan özgürlüğünün herkes için korunması gerektiğini ifade eder.

MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı

Nesip YILDIRIM

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2008-03-09
Okunma Sayısı : 2166
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 5229842