Yaklaşık 6500 binanın yıkıldığı ve binlerce binanın kullanılamaz hale geldiği, tahmini 15 milyon insanı doğrudan etkileyen depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diler, yakınlarına başsağlığı dileklerimizi sunarız. Depremden etkilenip halen ağır şartlar altında bulunan insanlarımıza ve deprem bölgesindeki çalışmalarda yer alıp yardımlarda bulunan herkese tüm kalbimizle kolaylıklar dileriz.
Depremin üzerinden geçen beş gün içinde yüreği deprem bölgesinde atan MAZLUMDER, kendi faaliyet alanı yönünden şu tespit ve uyarıları yapmayı görev bilmektedir:
1- Deprem bölgesindeki kişilerin can ve mal güvenliğinin temini için asayişin sağlanması, gerekli güvenlik önlemlerinin alınması, ölü soyuculuk, hırsızlık, yağma, bedelsiz elde edilen malzemelerin paralı satılması, yardım vaadiyle dolandırıcılık gibi olayların engellenmesi için her türlü tedbir alınmalıdır.
2- Depremde hayatını kaybeden kişilerin kimlik tespit işlemlerinin yapılması için gerekli mekân, zaman ve personel imkânları seferber edilmelidir.
3- Herkesin can derdinde olduğu yoğun çalışma şartlarında hakların kaybolmaması ve delillerin yok olmaması için delil tespitlerinin eksiksiz ve enkazlar kaldırılmadan yapılması sağlanmalıdır.
4- Kimliklerin doğru tespiti, hak kaybı ve hak gaspı yaşanmamasının teminatıdır; bu konuda gerekli titizlik gösterilmelidir.
5- Deprem bölgesinde yargının hızlı ve etkin çalışması vatandaşların haklarının uzun vadeli korunması bakımından önemlidir. Adalet Bakanlığı’nın bölgeye ek hâkim, savcı ve diğer adliye personeli görevlendirerek destek olması yerinde olacaktır.
6- Müşteki aranmaksızın ve şikâyet beklenmeksizin yıkım yaşanan binaların mühendislik ve mimari proje müellifleri, ruhsat ve iskân onaylarını veren yetkililer, inşa eden firmalar, yapı denetim firmalarının sorumluları vs. hakkında gerekli tespitler yapılmalı, sorumluluğu bulunan kişilere tedbiren yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol tedbiri tesis edilmelidir.
7- Sigorta şirketleri ve DASK, hak sahiplerinin işlemleri için gerekli prosedürleri tam ve eksiksiz olarak işletmeli, hasar tespit ve ekspertiz hizmetlerine yoğunluk vermeli, depremden kaynaklı delil ve başvuru işlemi eksikliklerini bahane etmemeli, yargısal süreçlere kişileri mahkûm etmemelidir.
8- Depremin neden olduğu yıkım ve zararlar ile deprem sonrası yaşanan koordinasyon eksikliğinin imar, iskân, afet mevzuatının zayıflığı, denetim mekanizmalarının güçsüzlüğü ve hukuki altyapının noksanlığı ile yakından ilişkili olduğu göz ardı edilemez. Bu yıkım ve yıkım sonrası yaşanan aksaklıklar karşısında mevzuat gözden geçirilmeli, deprem ve diğer doğal afetler dikkate alınarak imar planları yeniden gözden geçirilmeli ve imar izin prosedürleri yeniden düzenlenmelidir.
KAMUOYUNA VE YETKİLİLERE DUYURU
Yağma ve hırsızlık suçu işledikleri iddiasıyla yakalanan kişilere karşı işkence ve eziyet fiillerinin uygulandığı deprem bölgesinden bazı görüntüler, adeta bir kampanya halinde sosyal medya mecralarında yayılmaktadır.
Devletin görevi asayiş ve can güvenliğinin sağlanması yanında, işkence ve eziyeti de önlemek ve adil yargılamanın gerçekleşmesini sağlamaktır. Bu yükümlülükler hiçbir şart altında ortadan kalkmaz.
Asayişi sağlamanın yolu işkence ve eziyet değil, yeterli güvenlik gücünün bölgeye sevk edilmesi, sokakların bir an önce aydınlatılması ve suçluların kanunlar uyarınca yargılanıp cezalandırılmasıdır.
Zor şartlardan geçtiğimiz şu günlerde ülke çapında gerçekleşen övülesi dayanışmaya gölge düşmemesi için halkımızı ve yetkilileri uyarıyoruz.