Cezaevlerindeki Baskılarda Yeni Bir Aşama:
CEZAEVİ ZİYARETÇİLERİNE DE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI
"Diyarbakır'da tutuklanan yakınları ve bunlara ilişkin kendilerinin maruz kaldığı haksızlıklarla ilgili olarak MAZLUMDER Genel Merkezi'ne başvuruda bulunan üç aile, yetkilileri sorumlu davranmaya çağırdılar.
Yakınlarının haksız yere gözaltına alınarak tutuklandığını ileri süren Bayar, Tanrıkulu ve Toker aileleri, MAZLUMDER'e yaptıkları başvurularda, Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde tutulan yakınlarını görmeye gittiklerinde; çeşitli engellerle karşılaştıklarını, suçlu muamelesi gördüklerini, başörtülerini ya da çarşaflarını çıkarmaya zorlandıklarını, götürdükleri elbiseleri renklerinden dolayı veremediklerini belirterek, "Bu tür zulümlerin ve keyfi uygulamaların önüne geçilmesini" istediler.
Oğlu tutuklanan ve 50 yaşında olduğunu belirten anne Saniye Tanrıkulu, "Başımı açmam için zorluklar çıkarıyorlar" derken, kocası içeride olan Songül Bayar ise başvuru dilekçesinde, "Çarşaflı olduğum için beni görüştürmediler. Sonra manto giydim yine zulüm yaparak başımı açmamı istediler 'yoksa görüştürmeyiz' diyorlar" ifadelerine yer vermiştir.
Cezaevi yetkililerinin kendilerine de "suçlu" muamelesi yaparak "kaba ve sert" davrandıklarını ifade eden tutuklu annesi Habibe Toker de, götürdükleri kültürel içerikli kitap ve yayınların bile alınmadığını, görüşmelerin çok kısa tutulduğunu ve görüş mekanındaki camların kirinden-pisinden yakınlarıyla birbirlerini zor gördüklerini dile getirmiştir.
Başvurularında, yakınlarının gözaltındayken avukatlarıyla görüştürülmediğine dikkat çeken üç aile, cezaevi koşullarının kötülüğüne de değinmişlerdir. Anne Saniye Tanrıkulu, "Oğlumu ve başka birisini beraber, içinde hayvanların bile yaşayamayacağı bir hücreye atmışlar. Oğlum hastalandığında doktora bile götürmüyorlar." diyerek, gardiyanların tutuklulara çok kaba davrandıklarını ve zulmettiklerini ileri sürmekte ve oğluyla ilgili iddianamenin dahi henüz hazır olmadığını belirtmektedir.
İddialar üzerine MAZLUMDER Genel Merkezi, Adalet Bakanlığı, İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu başta olmak üzere tüm yetkili ve ilgili kurumlara birer mektup göndererek, bu tür keyfi ve hukukdışı uygulamaların önlenmesini, gerekli soruşturmaların yapılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını istedi."