BU BİR AKIL TUTULMASIDIR
Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya Ak Partinin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu. Ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan başta olmak üzere 71 kişiye de siyaset yasağı getirilmesini talep etti.
Ve gerekçe de Ak Parti laikliğe aykırı eylemlerin odağı olmuştur, deniyor.Başbakanın Cuma namazına gitmesi,başörtü yasağının kaldırılması için yasa çıkarılması YÖK Başkanının , üniversitelerde özgürlükle ilgili yaptığı açıklamalar iddiaların bazılarıdır .Bunlar Ancak totaliter devletlerde olabilecek iddialardır..Halkın % 47 sinin oy vermiş olduğu bir partiye böyle gerekçelerle dava açılması temelli kapatma talebinde bulunulması akla Türkiye ,1940lara götürülmek mi isteniyor sorusunu getiriyor. İnsan hak ve özgürlüklerini en fazla gözetmesi gereken yargı, insanların özgür iradeleriyle seçtiği ve iktidara taşıdığı bir partiyi hukuk dışı suçlamalar ve vehimlerle kapatmaya çalışması öncelikle insan haklarını ve milli iradeyi hiçe saymadır. Savcının neredeyse başbakanın konuşmalarının içinde din ve başörtüsü geçen her cümleyi iddianameye koyması düşündürücüdür.
Başsavcı görevi kötüye kullanmak, zorla delil tespit etmek
suçunu işlemektedir Savcı hakkında soruşturma başlatılmalıdır ve görevden
alınmalıdır. Hiç kimsenin, Cumhuriyet Başsavcısı olsa dahi mesnetsiz iddialarla
ülkeyi kaosa sürüklemek hakkı yoktur
Sayın başsavcıya sesleniyor ve diyoruz
ki demokrasilerde meclis ne işe yarar? Yasa yapmayacaksa ve kanun çıkarmayacaksa
eğer. Halktan, 2 kişiden birisinin oyunu almış bir partiye karşı girişilen bu
talepler aslında milli iradeyi yok saymaktan başka bir şey değildir.
Şunu
açıkça belirtmek istiyoruz ki, bu halkta, bu parlamento da bunu hak etmiyor. Bu
yöntemler çağdaş dünyada olmaması gereken yöntemlerdir. Bu halk iradesine karşı
girişilen bir tehdittir. Demokrasilerde partileri halk kurar ve halk kapatır
Muhalefet görevini de partiler yapar mahkemeler değil
Meclis bir insan
hakları ihlali olan öğrenim hakkının engellenmesini ortadan kaldıran bir yasa
çıkardı diye kapatmaya kalkışmak bu ülkeye ve halka en hafif şekliyle
saygısızlıktır, hakarettir
Artık halkı yok sayma ve halkın bir kısmını ikinci sınıf vatandaş sayma alışkanlığından vazgeçin, halkın iradesinin karşında durmayın. Özgürlüklerin, insan hakları ve inanç özgürlüğü alanında parlamentonun attığı adımları herkes hazmetmeli ve meclisin iradesine saygı göstermelidir.
Biz bir insan hakları örgütü olarak milletimiz ve ülkemiz adına bu girişimi kınıyoruz ve bu yanlıştan dönülmesini istiyoruz. Anayasa mahkemesi bu dosyayı derhal geri iade etmelidir. Ve cumhurbaşkanı ülkenin siyasi ve ekonomik istikrarını düşünerek, yetkisini kullanıp savcıyı azletmelidir. Aksi takdirde milli, irade hiçe sayılacak, ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü baskı altına alınmış olacak, anayasal suç işlenmiş olacaktır. Ve ülkemize, insanlarımıza yapılan bu haksızlığı bu gayri hukuki girişimi halkımız af etmeyecektir.
Hükümet bu hukuksuzluğu sürdürmede ısrar edenlerin ve her
fırsatta buna malzeme çıkaranların, ellerindeki bu yetkiyi demokrasi yanlısı
sivil güçlerin konsensüsüyle aciliyetle çıkarılacak bir sivil anayasa ile
almalıdır. Demokrasi bir oyun olmaktan
kurtarılmalıdır.
MAZLUMDER BURSA ŞUBE
BAŞKANI
Ahmet TİLCİ