Kudüs ve Batı Yaka’da İsrail işgal güçleri tarafından Filistin halkına yönelik gerçekleştirilen sistematik insan hakları ihlallerinin hız kazandığı bir süreçte, Netanyahu kabinesinin Golan Tepeleri'nde toplanarak uluslararası topluma "İsrail'in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğinin tanınması” çağrısında bulunarak, "İsrail, Golan tepelerini sonsuza dek elinde tutacak." ifadelerini kullanmıştır. MAZLUMDER olarak, 1967 yılından beri işgal altında tutulan ve 1981'de uluslararası kararlara rağmen ilhak edilen Golan Tepeleri’ndeki bu toplantının, İsrail işgalini kalıcılaştırma ve yaygınlaştırmaya dönük açık bir girişimi kabul ediyor ve şiddetle kınıyoruz.

49 yıllık işgal sürecinde Arap, Çerkes ve Türkmen halklarını Golan’dan sürerek demografik yapıyı değiştiren işgal rejimi, kalmakta ısrar eden bölgenin asıl sakinlerine yönelik sosyal, siyasal ve iktisadi ekonomik ayrımcılık ve baskı politikalarını yürürlüğe koymuştur. İnsan hakları ihlallerinin rutinleştiği bölgede, Golan Dürzileri başta gelmek üzere gündelik hayatı baskı ve zorluk altında sürdüren birçok halk kesimi, aynı zamanda bölgedeki işgal güçlerinin askeri hareketliliğinden dolayı da sık sık can güvenliğine yönelik yakın tehditlerle karşı karşıya kalmaktadır.

Gasp ettiği toprakları boşaltmasını öngören BM Güvenlik konseyi kararlarını tanımamazlıktan gelmesine rağmen bugüne kadar herhangi bir uluslar arası yaptırıma uğramayan İsrail işgal rejiminin, bölgedeki karışıklığı kendisi için fırsata çevirmeye dönük bu eylemine karşı, başta İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri olmak üzere tüm bölge devletlerini birlikte tavır geliştirmeye ve bu yayılmacı siyasete son vermeye dönük ortaklaşa bir süreç başlatmaya davet ediyoruz. Bunun için de, öncelikle İsrail ile siyasi, askeri, ticari, diplomatik ve akademik her türlü ilişkinin kesilmesinin önemini bir kez daha hatırlatıyoruz.

MAZLUMDER Genel Merkezi