22.03.2008/Kocaeli
AYDINLIK BİR IRAK VE ORTADOĞU İÇİN İŞGALE KARŞI DURUYORUZ
Beş yıl önce bugünlerde ABD'nin Irak'ı vurmaya başladığı bir
sabaha açtık gözlerimizi. Bir sabah vakti füzelerle vurulan Irak toprakları,
şehirleri, evleri yer yüzünde ki bozguncuların hedefi oldu. ABD'nin Dünya
jandarmalığına soyunması sonucu kendi kirli emellerine ulaşmak adına
Afganistan'dan sonra Irak' a saldırdığını gördük. Saldırılar söylenenin aksine,
Ortadoğu'ya, Irak halkına ne demokrasi, ne insan hakları, nede özgürlük getirdi.
Beş yıldır işgal altında bulunan topraklarda asker-sivil bir milyonu aşkın insan
hayatını kaybetti. Binlerce sakat insan, binlerce kadın, erkek, çocuk kayıpları
ve binlerce mülteci Iraklı var. Temel ihtiyaçlardan yoksun olan Irak halkı
yokluk ve salgın hastalıkların pençesine sürükleniyor. İşgal esnasında ve
sonrasında Irak hapis hanelerinde işkence gören tecavüze uğrayan kadın ve
erkeler tüm insanlığın ayıbı olarak tarihte yerini aldı. Talan edilmiş camiiler,
yakılıp yok edilmiş bir tarih ve kültür... Birleşmiş Milletlerin müdahil olmadığı,
Dünya Devletlerinin seyirci kaldığı işgalin Irak'a bıraktıkları bunlar
oldu.
İşgal gerekçeleri arasında Saddam'ın kitle imha silahları, bu silahları
ABD'ye karşı kullanacak teknolojiye sahip olduğu yönünde iddialar bulunuyordu.
Oysa işgal sırasında ve sonrasında kitle imha silahlarından iz bulamayan ABD,
geçtiği yerlere kimyasal silah izlerini çoktan bırakmış idi. Irak toprakları
üzerinde ki izlerin açtığı yara ilerleyen yıllarda şüphesiz daha netleşecek.
Doğum ve ölüm tespitleri, bunların gerekçeleri ve tarım ve ziraide kullanılacak
topraklar üzerinde ki kimyasal izler şüphesiz yıllar sonra etkilerini
gösterecektir. Vahşet ve soykırımın müsebbibi olan ABD'yi insanlık ailesi Dünya
var oldukça lanetle anacaktır. Emperyalist çıkarları uğruna Orta doğu haklarına
kan kusturan, topraklarını, kültürlerini, hayatlarını, eşlerini, evlatlarını,
yakınlarını, elinden alan kan içicilerin ve onların ortaklarının sonu
mazlumların ahı olacaktır.
Bu süreçte Büyük Orta Doğu Projesi pusula
değiştirdi. Bush ve müttefikleri her gün Irak'ın işgalinin gerekliliği ve
devamında gelinen noktanın "iyiliği" yönünde açıklamalar yapsalar da, Irak kendi
çıkmazlarının dehlizi oldu aynı zamanda. Felluce de, Celiyle'de direnişten ağır
darbe alan ABD, çareyi halklar arasına nifak tohumu saçmakta aradı.
Tüm
bunlar yaşanırken; sivil toplum kuruluşlarının baskısı ile de, 1 Mart
tezkeresinin Meclisten geçmesinin önüne geçilmiş idi. Ancak hepimizin bildiği
gibi ABD askerlerinin temel gıda ve ihtiyaçlarını karşılayan maddeler bu
topraklar üzerinden gitti. Bu süreçte ABD'ye tamamen sırtını dönemeyen Türkiye
ise bu kana ortak olmamak için ABD ile ilişkilerini Kürt meselesi uğruna
bozmamak adına kardeşlerine sırtını dönmemelidir. Zira ABD bir sonraki
durağının sinyalini hemen yanı başımızda ki bir başka ülke olabileceği yönünde
vermektedir.
Irak kanayan yaralarımızdan biridir yeryüzünde. Hedefe İran'ı
koyan ABD'yi, Bush'u ve Bush zihniyetlileri durdurmak bizim elimizdedir. İran'ın
Irak olmasının önüne geçmek ve vahşete yeni bir halka eklenmesini engellemek
bizlerin elindedir. Tek ses, tek yürekle Irak için adil ve hakiki anlamda huzur
için karanlığa ışık tutacağız. Bizler direniş, adalet fenerini yakanlarla el ele
vererek; kadınlar, erkekler, çocuklar ve yaşlılar olarak, bu kıyıma işgale ve
vahşete karşı durduk ve var oldukçada karşı durmaya devam edeceğiz.
Nigar GÜMRÜKÇÜOĞLU
MAZLUMDER Kocaeli
Şube Başkanı