Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Johannes Rau, Türkiye ziyareti sırasında bugün insan hakları örgütlerinin yöneticileriyle bir araya geldi. Almanya'nın Türkiye Büyükelçisi Rudolf Schmidt'in rezidansında gerçekleşen ve MAZLUMDER Genel Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, TİHV Başkanı Yavuz Önen, ÇHD Genel Başkanı Ali Ersin Gür, TİHAK Başkanı Nevzat Helvacı, Av. Yusuf Alataş ve İnsan Hakları Eğitimi Ulusal Komitesi Başkanı Prof. Dr. İoanna Kuçuradi'nin katıldığı görüşmede Cumhurbaşkanı Rau'nun yanında da eşi Christina Rau, aralarında Cem Özdemir'in de bulunduğu bazı federal milletvekilleri, Büyükelçi ve bazı yetkililer hazır bulundular.
Alman Cumhurbaşkanı, demokratikleşme ve insan hakları konusunda Türkiye'de bir ilerleme olduğunu, ancak bunun beklenen ve arzulanan düzeyde olmadığı söyleyerek, Türkiye'deki insan hakları örgütlerini daha yakından tanıma arzusunda olduklarını, bunun için de şu anda bir araya geldiklerini ve bu örgütlerin neler yaptıklarını, ne gibi projeler tasarladıklarını, başarılarını, başarısızlıklarını ve bunların nedenlerini öğrenmek istediğini dile getirdi.
İnsan hakları savnucularının, kendi kuruluşları ve çalışmaları ile karşılaştıkları sorunlar hakkında özet bilgiler verdiği görüşmede MAZLUMDER Genel Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, önce MAZLUMDER ve yapılan çalışmalar hakkında özet bilgiler vermiş ve ardından da TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Başbakanlık İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu'nun çalışmaları ve etkinlikleri ile ilgili değerlendirmelerde bulunmuştur.
Yaşanan ihlaller karşısında yönetimin yeterli duyarlılığı göstermediğini, duyarlılık gösteren siyasetçi ve bürokratların da kimi engellerle karşılaştıklarını vurguyayan Ensaroğlu, herşeye rağmen kamuoyunda insan haklarının daha çok konuşulup tartışıldığını, görece bir duyarlılığın yavaş da olsa geliştiğini, bunun TBMM ve hükümete de zaman zaman yansıdığını, ancak insan hakları ihlallerini bir yönetim pratiği haline getiren siyasetçi ve bürokratların da hala işbaşında ve güçlü olduklarını ve insan haklarının geliştirilmesi konusundaki taleplere direndiklerini ifade etmiştir.
Ensaroğlu konuşmasının sonunda, bu sorunların çözümlenmesinde asıl görevin, Türkiye'nin iç kamuoyuna düştüğünü, ancak dış dinamiklerin de önemli olduğunu düşündüklerini belirterek, bu bağlamda AB üyesi ülkeler başta olmak üzere genel olarak Avrupa'nın ve ABD'nin, Türkiye'nin insan hakları sorunlarına ilkeli ve kuşatıcı yaklaşmalarını, seçici davranmamalarını beklediklerini ve insan haklarının, uluslararası çıkarları feda edilmemesi gerektiğini dile getirmiştir.