Libya’nın Tobruk kentinden İtalya’ya ulaşmak için yola çıkan bir mülteci teknesi 14 Haziran’da Yunanistan açıklarında alabora olmuştur. Sivil toplum kuruluşlarının teknede yer alan yolculardan aldıkları bilgilere göre 500 ila 750 arasında değişen sayılarda yolcunun teknede bulunduğu iddia edilmektedir. Yine alabora olan tekneden kurtulan bir yolcunun aktarımına göre 100 civarında çocuğun geminin ambarında bulunduğu belirtilmektedir. Basına yansıyan bir diğer iddia ise yolcuların can yeleğinin bulunmadığıdır. Yunan resmi makamlarının son açıklamasına göre şu ana kadar 79 kişi yaşamını yitirmiş ve 104 kişi kurtarılmıştır.
Alabora olan gemiye ilişkin insan hakları kuruluşları ile Yunanistan resmi makamlarının kamuoyuna aktardığı bilgiler arasında çelişkiler bulunmaktadır. İnsan hakları örgütleri, Yunan Sahil Güvenliğinin faciayı izlediklerini ve müdahale etmediklerini iddia ederken Yunan Sahil Güvenliği teknenin batma anına dek herhangi bir yardım istemediğini iddia etmiştir.
Yunanistan’ın hem kara sınırlarında hem de karasularında mültecilere karşı uyguladığı geri itme politikası ve neden olduğu pek çok hak ihlali göz önüne alındığında Yunan resmi makamlarının açıklamalarına şüpheyle yaklaşılması oldukça doğal bir durumdur. Birleşmiş Milletler tarafından bu hususlar soruşturulmaya ve aydınlatılmaya muhtaçtır.
Akdeniz’i mültecilerin hayatlarının son durağı haline getiren sorunlar on yıllardır çözülememekte; sayıları yüzleri bulan kayıplar yaşandığında bu trajedi dünya kamuoyunun gündemine gelebilmektedir. Akdeniz’de hemen her gün güvensiz deniz taşıtlarında seyahat eden mülteciler hayatını kaybetmekte, olay yeri kimi zaman Ege adaları, kimi zaman Tunus açıkları olmaktadır. Uluslararası kamuoyunun başta Birleşmiş Milletler bünyesinde olmak üzere bu meseleyi ciddiyetle ele alması ve ortak bir iradeyle ortak bir çözümü en yakın zamanda sağlaması elzemdir. Ülkeler mülteci meselesini yalnızca bir dış politika kartı olarak görmekten vazgeçmeli, en temel insan hakkı olan yaşama hakkını koruyacak adımları atmak için karşılıklı fedakarlıkta bulunmalıdır.
MAZLUMDER olarak;
Akdeniz’de artık bu trajedinin sona ermesi için uluslararası bir çözümün bulunmasını ve mültecilere karşı işledikleri hak ihlalleri süreklilik arz eden birtakım devletlerin bu yöntemlerden vazgeçirilmesi için uluslararası hukukun işletilmesini talep ederiz.
MAZLUMDER