Teşebbüsün ötesine geçerek gerçekleşmiş ve milyonlarca insanı etkilemiş bir suç olarak 28 Şubat darbesinin 24. yılında da darbe aktörlerinin büyük kısmından hesap sorulmadığı gibi bazı aktörlerin ödüllendirildiği, başta halen cezaevlerinde tutulan mahpuslar ve aileleri olmak üzere mağduriyetlerin tam olarak giderilmediği, darbe kalıntısı bazı yasa ve uygulamaların daha güçlü formlarda devam ettirildiği bir güne uyandık.
Ordu, yargı, YÖK ve üniversiteler ile bazı basın kuruluşları, siyasi çevreler, partiler, büyük sermeye, sendikalar ve sivil (!) toplum kuruluşlarının elbirliği ile gerçekleştirdiği 28 Şubat, hakkıyla hesap sorulmamış bir darbe olarak geçmişimizi ve geleceğimizi kirletmeye devam etmektedir.
Darbe sürecinde dönemin hükümeti düşürülmüş, milyonlarca insan fişlenmiş, bankalar hortumlanmış, basın üzerinden darbe ve darbeciler aklanarak darbe hukuku ve mantığı topluma dayatılmış; Genelkurmayda düzenlenen brifinglere katılan yüksek yargıçlar, akademisyenler ve rektörler darbe düzenine itaatlerini ayakta alkışlarla sunmuş, yargıçlar bu itaatlerini ‘brifingli yargı kararları’ diye isimlendirdiğimiz mahkumiyet kararlarına yansıtmış; iş ve sanayi çevreleri yeşil ve dost olmak üzere iki kampa ayrıştırılmış; siyaset dünyasının, sendikaların ve sivil toplumun bazı önemli aktörleri darbe düzenine selam durarak verilen rolü icra etmiş; Başörtülü öğrenciler darbecilerin şiddetine maruz kalarak okul kapılarından içeri alınmamış, "ikna odalarında" baskıya uğramış, başörtülü kamu görevlileri kovuşturma geçirip adli ve idari cezalara muhatap kılınmış, sürgün edilmiş, mesleklerinden atılmış; İmam Hatip ve meslek lisesi öğrencileri kazanılmış hakları da hiçe sayılarak katsayı engeliyle istedikleri bölümlere girememiş; dindar askerler ve bazı kamu görevlileri eşlerinin başörtüsü ya da dini vecibelerine olan bağlılıkları sebebiyle ordudan atılmış; devlet tam bir gardiyan havasına bürünmüştür.
Mağduriyetlerin bir kısmı çözülmüş olsa da bazı alanlarda sıkıntılar ve mağduriyetler devam etmektedir. Özellikle halen cezaevlerinde tutulan 28 Şubat mahpusları ve onların aileleri yönünden 28 Şubat bütün yakıcılığıyla devam etmektedir. Ortalama 25-30 yılını cezaevlerinde geçiren bu insanların bir kısmı bütün bir gençlik çağını bir kısmı bütün bir yaşlılık devrini cezaevlerinde geçirmiş bulunmaktadır. Darbe yaptığı yerel mahkeme ve İstinaf mahkemesi tarafından tescil edilip müebbet hapis cezası alan darbeciler ayda bir imza karşılığı salıverilirken darbenin hakiki mağdurları cezaevlerinde tutulmaktadırlar.
Yine özellikle kamudan atılan ya da üniversitelerden uzaklaştırılan bazı kamu görevlileri ve öğrencilerin hakları sonradan iade edilmiş olsa da farklı statüler sebebiyle ve esaslı bir analiz yapılmadığı için halen hak iadesi yapılmayan kişiler bulunmaktadır. Hakları iade edilenlerin ise kaybedilen yılları göz ardı edilerek hayata 15-20 yıl geriden başlamaları istenmekte, KPSS gibi sınavlara yönlendirilerek yeni mezun öğrencilerle yarışmaları beklenmektedir.
MAZLUMDER olarak, yüzleşilmeyen ve hakkıyla hesap sorulmayan her darbenin bir sonraki darbe ya da girişimlerin tetikleyicisi olduğu gerçeğini hatırlatarak;
MAZLUMDER
#MAZLUMDER
#28Şubat
#BuSon28ŞubatOlsun
#28ŞubatYargıKararlarıİptalEdilsin
#28ŞubatMahpuslarıSerbestBırakılsın