MAZLUMDER Genel Başkanı Ramazan Beyhan'ın 14. Genel Kurula Hitabı

Yeni Bir Dönem, Yeni MAZLUMDER

2017 Yılında Olağanüstü Genel Kurul ile iş başına geldiğimizde MAZLUMDER, bir “çatı kuruluş” gibi davranmayıp bileşenleriyle rekabet eden ideolojik bir yapı gibi hareket etmekteydi. Üyeleriyle ve sosyolojik tabanıyla kavgalı bir kurum durumuna düşmüştü. Genel Yönetimin tavrı, duruşu, dili ve söylemi, üye ve gönüllülerimizi üzmekteydi. İdeolojik dil, farklılıkların bir arada bulunmasını engellemiş ve bazı şubelerde tek tip söylem hakim olmuştu. Genel Kurul olduğunda farklı listeyle seçimlere katılmak isteyenlerin tehdit edildiği şubeler bile bulunmaktaydı.

Tek tipleşme ve ideolojik dil Genel Merkez raporlarına da sirayet etmeye başlamış, raporlara ve basın açıklamalarına, İnsan Hakları dilinden çok siyasi içerikli ideolojik bir dil hakim olmuştu. Tarafsızlığın kaybedildiği, yanlı kaynaklardan alınan bilgilerle yanlı olarak yapılan açıklama ve değerlendirmeler, MAZLUMDER’in imajına ve ilkelerine zarar vermekteydi.

Uyarı ve ikazları dikkate almayan, kamuoyuyla paylaşılmadan önce rapor ve basın açıklamalarının yeterince istişare edilmesini gecikme addeden yaklaşım tarzı MAZLUMDER’in sözünü zayıflatıyordu.

En üst karar mekanizması olan Genel Yönetim Kurulu; gündemlerini istişare edemeyecek, karara dönüştüremeyecek kadar tartışmalara gömülmüştü. Karşılıklı hakaretler, münferit bazı örneklerde şiddete kadar ulaşmıştı.

İstanbul Şubenin başını çektiği bir grup, bu gidişe dur demek için ikazlarda bulundu. Defalarca yapılan ikazlar işe yaramayınca, tüzüğün öngördüğü şartları yerine getirerek Olağanüstü Genel Kurul talep etti. İdeolojik söyleme sahip olan şubeler ve derneği kendi cemaatleri haline getirmek isteyen bir grup, böyle bir talebin ortaya çıkmış olması bile yeterli olduğu halde görmezden gelerek “şekli” bir gerekçeyle talebi reddetti.

Nihayet mahkeme kararıyla 19 Mart 2017’de Olağanüstü Genel Kurul yaptık ve “Yeni MAZLUMDER”i inşa faaliyetlerine başladık.

YENİ DÖNEM

Derneğin uzun geçmişi bir yandan güçlü bir tecrübe niteliği kazandırırken, bir yandan da bazı sorunların birikmesine ve gittikçe katmerleşmesine yol açmıştı. Yeniden yapılanma için atılması gereken birçok adım, yeniden organize edilmesi gereken birçok alan mevcuttu.

Öncelikle hukuki süreçlerin takibi yapıldı. Genel Merkez İstanbul’a taşındı ve kapatılan şubelerle ilgili hukuki süreç takip edildi. Mahkemelere yapılan itirazlar takip edilerek sonlandırıldı. Şubelerden ve Genel Merkezden devralınan borçlar yapılandırıldı.

Tabanımızla barışma süreci başlatıldı. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere şubelerimizin bulunduğu diğer illerde, başta üye ve gönüllülerimiz olmak üzere, derneğin bileşeni olan STK’larla buluşuldu. Şubelerimizin olmadığı bazı illerde bile STK ve Kanaat Önderleri ziyaret edildi, basın ve medya ile buluşuldu. Malatya, Adıyaman, Konya, Adana, Bursa, İzmir, Mardin ve Diyarbakır’ da bu çalışmalar yapıldı.

Kurumsallaşma çalışmalarına ağırlık verildi. Logomuzdan başlayarak tüm imaj yenilendi. Genel Merkez ve şubelerin standartları, görev ve sorumluluk tanımları, dil ve etkinlik standartları tamamen gözden geçirildi. Yönetim Kurulları, toplantı formatları, İnsan Hakları Okulları, basın açıklamaları formatı, raporlama standartları tek tek yeniden oluşturuldu. Bu çalışmaların bir kısmı halen devam etmektedir.

Haklarımız kitapçığı yeniden güncellenmektedir. Ancak son yıllarda sürekli gerçekleşen mevzuat değişiklikleri çalışmanın gecikmesine sebep olmaktadır.

Kurum Rehberi çalışması yenilenmiş, kurumun referansları, sloganları tashih edilmiştir.

RAPORLAR ve BASIN AÇIKLAMALARI

Hak ihlali olarak gördüğümüz bir olayı doğruladıktan sonra olayın niteliğine göre tepkimizi dile getirmekteyiz. Bazen olayla ilgili tweet atarak, bazen basın açıklaması yaparak bazen de raporlayarak kamuoyunun bilgisine sunduk. 2017 Ağustosunda Hakkâri’nin Şemdinli ilçesindeki işkence ve kötü muameleyi bizzat giderek raporladık. Bütün taraflarla görüşerek raporumuzu hazırladık ve kamuoyu ile paylaştık.

Gözaltına alınan kadınların başörtülerinin çıkarttırıldığını duyduğumuzda, olay bölgesine yakın olan Adana Şubemiz harekete geçti. Tespit yapıp tüm taraflarla görüşerek Mersin raporunu hazırladı. Batman’da da benzer olaylar yaşanınca bu defa da Batman raporu hazırlandı. İçişleri Bakanlığının çelişkili bazı tavırlarının ardından uygulamanın kaldırıldığını duymak bizim için memnuniyet vericidir. Sonrasında benzeri bir şikayet tarafımıza ulaşmamıştır.

Van’daki bir işkence ve kötü muamele olayı bölge temsilcimiz tarafından belgelenmiş ve değerlendirilmiştir.

Beypazarı inşaat işçilerinin Kürtçe konuştukları için uğradıkları linç girişimi, Ankara Şubemiz tarafından raporlanmıştır.

OHAL ve sebep olduğu hak ihlalleri, uzun ve titiz bir çalışmayla İstanbul Şubemiz tarafından raporlaştırılmıştır. Dili ve üslubuyla Yeni MAZLUMDER’i gayet güzel yansıtan rapor, kamuoyundan da büyük ilgi görmüştür. OHAL kaldırıldıktan sonra çıkarılan ve OHAL’in bazı uygulamalarını kalıcı hale getiren yasa değişiklikleri de raporlaştırılmış, böylece bu iki raporla tarihe önemli bir kayıt düşülmüştür.

İçişleri Bakanlığının hukuku zorlayan bazı açıklamaları ve tutumu, “Cumhurbaşkanına Açık Mektup” başlığı ile gündeme getirilmiş, bu tavrın sebep olduğu hak ihlalleri hem Cumhurbaşkanına hem kamuoyuna şikayet edilmiştir.

Rapor ve açıklamalarımızda İnsan Hakları diline azami derecede dikkat ettik.

Kimseyi aklamak ya da karalamak gibi bir niyetimiz olmadı, olamaz da.

Tam olarak doğrulamadan hiçbir olay hakkında açıklamada bulunmadık. Geç kalmayı göze aldık ama manipülasyon tezgahına düşmedik.

Doğruluğunu tespit ettikten sonra, kimden gelirse gelsin gördüğümüz bir haksızlık karşısında susmadık.

ETKİNLİKLER

MAZLUMDER’in artık markalaşmış etkinlikleri olan İnsan Hakları Okulu ve İnsan Hakları Gecesi programlarını, bu dönem de en iyi şekilde gerçekleştirmeye gayret ettik. Onlara da layık oldukları itibarı kazandırmaya çalıştık.

Ayrıca Ramazan aylarında iftar programlarını, STK ziyaretlerini, Mülki ve Yerel Makamların ziyaretlerini ve yabancı heyetlerin kabulünü gerçekleştirdik.

KAMPANYALARIMIZ

MAZLUMDER tarihinin en uzun ve etkili kampanyalarından biri “28 Şubat Mahpusları Yeniden Yargılansın!” kampanyası idi. 28 Şubat döneminde Brifingli Yargı, sonrasında da Paralel Yargı tarafından haksız ve usulsüz bir şekilde mahkum edilen mahpuslar için bir eylemler dizisi düzenledik. 2018 Ocak ve Şubat aylarında her hafta Çarşamba günleri bütün şubelerimizle birlikte adliye önünde veya dernek binalarımızda basın açıklaması yaptık. 14 Şubat 2018’ de Bolu, Sivas, Batman, Diyarbakır ve Adana Cezaevleri önünde basın açıklamaları yaptık. 2018 Ramazan ayında da yine aynı cezaevleri önünde basın açıklaması ve iftar programı düzenledik.

Bütün bu kampanyalar birçok STK’mızla birlikte gerçekleştirildi. Hepsine teşekkür ediyorum. Böylece yüzlerce insanın 20 küsur yıldır içeride olduklarını duyurduk. Basın, medya ve siyasetin gündemine geldi. Henüz tamamen bitmemişse de, önemli bazı sonuçlar elde edilmiştir. Bu konuda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Cezaevi komisyonumuza özellikle teşekkür etmek istiyorum. İçerdeki mahpuslara bayram tebrikleri gönderdik, onlardan mektuplar aldık. Şu anda basılmaya hazır büyük bir albüm çalışması ortaya çıktı. Ayrıca “ Duvarı Aşan Sözler” adıyla mahpus arkadaşların duygularını ve hatıralarını içeren bir kitap yayınladık.

Cezaevi Komisyonumuz ayrıca 40’a yakın cezaevi söyleşisi gerçekleştirerek, dışarı çıkan mahpusların tecrübe ve anılarının genç aktivistlere ulaşmasını sağladı.

ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE

Kurumsallaşma çalışmalarına devam edeceğiz. Kurumsal yapının ve kurumsal ciddiyetin, ilkelerle ve amaçlarla örtüşmesi gerektiğine inanıyoruz.

İki yılda bir yapılan Genel Kurullarla yönetimlerimiz belirli oranlarda yenilenmektedir. Her gelenin kendisine göre değiştirdiği bir görüntü ve görsellik yerine Genel Merkez ve Şubeleriyle uyumlu bir kurumsallaşma için gayret edeceğiz.

Bu dönemde Diyarbakır Şubenin açılması ve lüzumu hissedilen illerde temsilcilikler için gerekli alt yapı çalışmalarına devam edeceğiz.

Teşkilatlanmadan sorumlu birimimizin adını “teşkilatlardan” sorumlu olarak değiştirdik. Yatay genişleme değil derinlik arzu ediyoruz. Bu çerçevede teşkilatlardan sorumlu birimimiz mevcut şubelere odaklanacak ve her birinin şube kriterlerine uygun hale gelmesini denetleyecek ve destekleyecektir.

Batı dünyasında ve ABD’de düşmanlığına varan İslam ve yabancı karşıtı eylemleri ve oralarda mağdur olan Müslümanların yaşadıkları sorunları raporlamak istiyoruz. Bu konuda proje yapıldı. Mali imkânları oluşturabilirsek bu yaz inşallah Avrupa, ABD ve Yeni Zelanda’yı raporlayacağız.

Türkiye mültecilerin geçiş noktasında yer alan, bu yüzden de birçoğunun uğrak yeri olan bir ülkedir. İnancından veya siyasi düşüncesinden dolayı ülkesinden kaçarak Türkiye’ye sığınan insanlar, bazen kadının örtüsünden, bazen kocanın sakalından rahatsız olan bazı kimseler tarafından ihbar edilmektedir. Basit bir işlemin sıkıntısından kaçan polisler ise en ufak bir şüphede bunları “Terör Şüphelisi” olarak kodlamakta ve belki de idam edilecekleri veya işkence görecekleri memleketlerine geri gönderilmelerine yol açmaktadır.

Ceza evleri ile Geri Gönderme Merkezlerinin fiziki durumu, buradaki insanların sağlık ve temizlik sorunları, avukatları ve yakınlarıyla görüşme gibi sıkıntıların giderilmesi için ilgililerle görüşmeye devam edeceğiz. Geri Gönderme Merkezleri ile ilgili bir birim oluşturmaya çalışacağız. Göç idarelerinde ve Geri Gönderme merkezlerinde yaşanan sıkıntıları raporlayarak bu durumu kamuoyunun ve otoritenin bilgisine sunmayı amaçlıyoruz.

Yoğun ideolojik eğitim sebebiyle bazı aileler, çocuklarını devlet okullarına göndermek istememektedirler. Ne var ki yasalarda yer alan zorunlu eğitim uygulaması son zamanlarda farklı şekillerde yorumlanmaya başlanmıştır. Devlet, okula göndermeyen ailelerin çocuklarına el koymakta ve onları farklı bölgelere göndererek aileleri dağıtmaktadır. Bu nitelikteki ailelere hukuki yardım yapmaya çalıştığımız gibi, bu durumu rapor haline getirerek kamuoyunun ve otoritelerin bilgisine sunmayı hedeflemekteyiz.

“Aile yaşamına müdahale eden yasalar” başlığı altında hazırlanmakta olan bir rapor, hem bu konuyu hem de çocuk istismarı, erken evlilik, ömür boyu nafaka, velayetin alacak-borç kapsamında gerçekleşmesi gibi binlerce mağduriyet oluşturan farklı konuları ele almaktadır. Bunların düzeltilmesi için gerekli uyarı ve önerilerimizi sunacağız.

Önümüzdeki dönemde derneğimiz 30 yaşına girecektir. Böyle dönemleri hem geçmişin muhasebesini yapmak hem de bir gelecek perspektifi oluşturmak açısından önemli buluyoruz. Bu çalışmalarda hem MAZLUMDER hafızasını hem de ülkemizin birikimini harmanlamaya çalışacağız.

Daha önce İstanbul Şubenin çıkardığı ve birçok akademik araştırmaya referans olan İnsan Hakları Araştırma Dergimizi yeniden çıkarmak istiyoruz. Akademisyen arkadaşlarımız bu konuda istekli. Bir akademik kurul oluşturarak İnşallah bu işe başlayacağız.

MAZLUMDER misyonuna yoğun bir şekilde ihtiyaç duyulan günlerden geçiyoruz. Her dönemin farklı zorlukları vardı, bu defa da MAZLUMDER “bizden” olan bir iktidar döneminde ve bu iktidara karşı konuşmanın zorluklarını yaşamaktadır. Haksızlıkları dile getirme bağlamında yaptığı her iş ve söylediği her söz, öncelikle kendi tabanımız tarafından mahkum edilmekte ve bir ihanet gibi görülmektedir.

Peygamberimiz “bir diyar küfürle yönetilebilir ama zulümle asla!” buyurmuştur; biz zulüm olmasın, Müslüman ismi haksızlıklarla yan yana gelmesin istiyoruz.

Bu yüzden de zulüm kimden gelirse gelsin ona karşı durmak, mazlum kim olursa olsun ona yardımcı olmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.

Vesselam.

Ramazan BEYHAN

MAZLUMDER Genel Başkanı

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı DuyurularTarih 2019-05-06
Okunma Sayısı : 1623
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4645203