Keyfi uygulama AİHM'den döndü
Tazminata
konu olan olay şu şekilde gelişti; Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi
1999'da "Toplumun bütünlüğü ve laik rejime karşı eylemlerde bulunduğu"
gerekçesi ile MAZLUMDER Genel Merkezi ve şubelerinde arama yapılmasını
istedi. Dönemin İçişleri Müsteşarı Yahya Gür ve Emniyet Genel Müdürü
Turan Genç arama kararının "dernek yöneticilerinin ev ve iş yerlerini
de kapsayacak şekilde" uygulanmasını 80 ilin valiliğine tebliğ etti. Bu
karar uyarınca derneğin tüm şubeleri, çalışanlarının ev ve iş yerleri
didik didik arandı.
Davaya konu olan olay ise İzmir Şubesi
yönetim kurulu üyesi avukat Taner Kılıç'ın evinde yaşandı. 19 Haziran
1999'da ev ve iş yerinde arama yapan polisler Kılıç'a ait birtakım
dokümanları ve iki adet video kaseti aldılar. Kılıç, Yargıtay'a
başvurarak polisin yetkilerini aştığını, özel hayatı ihlal ettiğini
iddia etti. Kılıç sırasıyla tüm iç hukuk yollarını tüketti fakat ne
kasetlerini geri alabildi ne de polisler hakkında işlem yaptırabildi.
AİHM'de hakkını arayan Kılıç, yaklaşık 6 yıl süren hukuki mücadelesini
kazandı ve Türkiye'yi "özel hayatı ihlal ettiği" gerekçesiyle mahkum
ettirdi. Türkiye mahkeme masraflarıyla birlikte Kılıç'a 5 bin 436 YTL
ödemek zorunda kaldı.
Bürokratlar parayı ödesin
Para,
Dışişleri Bakanlığı bütçesinden ödendi, ancak Hazine hem eski müsteşar
hem de emniyet müdürü hakkında 'rücu' davası açtı. Borçlar Kanunu 41.
maddesini kaynak gösteren hazine, Kılıç'a ödenen parayı Gür ve Genç'ten
istedi. Bürokratların şahsi kusurlarının bulunduğunu iddia eden hazine
mahkemeye başvurarak ilgili paranın faiziyle birlikte tahsilini istedi.
Avukat Kılıç ise "Bu karar bürokratların keyfiliğini önlemesi açısından
önemli. Bundan sonra bu konuda kalem oynatan bürokratlar daha hassas
olacaktır. Eğer keyfi hareket eder ve kanunları ihlal ederse cezasını
da kendisinin ödeyeceğini bilecektir" dedi.
BAKAN ÇiÇEK UYARMIŞTI
Dönemin
Adalet Bakanı Cemil Çiçek 1 Ocak 2006'da yayınladığı bir genelge ile
bürokratları insan haklarına hassasiyet konusunda uyararak AİHM
tarafından, işkence veya zalimane, gayrı insani ya da haysiyet kırıcı
muamele suçları nedeniyle devletçe ödenmesine hükmedilen tazminatların
da aynı düzenlemeye göre sorumlu personele rücu edileceğine işaret
etmişti.
Danıştay'dan örnek karar
Bu
konuda örnek karar da geçtiğimiz yıl haziran ayında Danıştay'dan
çıkmıştı. Kızılay eski Başkanı Ertan Gönen yargı kararıyla görevine
iade olmasına rağmen ilgili kararı uygulamayan Başbakanlık, İçişleri ve
Ankara Valiliği aleyhine 100 bin YTL'lik tazminat davası açmıştı.
Daire, Gönen'in tazminat talebini, "Yargı kararını uygulamayan ve bu
konuda kişisel kusuru bulunan kişi veya kişilere rücu edilmek kaydıyla"
ve kısmen 30 bin YTL olarak kabul etti. Karar, kusurlu kişilere "rücu
edilmek" üzere Maliye Bakanlığı'na tebliğ edildi. Danıştay, bu yöndeki
ilk örnek kararını, Anayasa'nın "Tazminat cezalarını rücu" uygulaması
getiren 129. maddesine dayandırdı.
Haber: Adem Yavuz Arslan/Bugün
FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı
Basında MazlumderTarih
2008-06-23