Orman yangınları çevre

Ankara, 15 Eylül 1998

MAZLUMDER Çevre Komitesi, son günlerde yaşanan orman yangınları ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:

"Son bir hafta içerisinde İstanbul'da çıkan 24 orman yangını sonucunda yaklaşık 222,5 hektar ormanlık alan daha kaybedilmiştir. Bu kundaklamalar karşısında kimi yetkililer, bunu yapanların insan olamayacaklarından, kimi yetkililer ormanları yakanların idam edilmelerinden sözetmektedirler.

Çevre Hakkı, insan haklarından yararlananlar açısından farklılık taşımaktadır. Çevre'de sadece günümüz insanı değil, gelecek kuşaklar da hak sahibidirler. Ne var ki, tüm hak ve özgürlükler gibi Çevre Hakkı da anayasa ve yasalarla kısıtlanmıştır. Örneğin 1982 Anayasası, 56.maddenin "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek, devletin ve vatandaşın ödevidir." hükmüyle çevre hakkını güvence altına almıştır. Ancak 65.maddenin "Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, ekonomik istikrarın korunmasını gözeterek, mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir." hükmüyle de bu hakkı sınırlamış, bu hakkın çiğnenmesinin yolunu açmıştır.

Aynı şekilde Çevre Yasası, çevre değerlerinde yatırımcıların beklentilerini korumakta, Koruma Yasası, kültür ve doğa varlıklarının yok edilmesini önleyememekte ve denetleyememektedir. Orman Yasası, ayrıcalıklı izin ve tahsislerle ormanlık alanların tahrip ve yağmasını kolaylaştırmakta, Turizmi Teşvik Yasası, çevresel değerleri çiğneyen yapılaşmaya zemin hazırlamaktadır. Ciddi hiçbir yaptırım getirmeyen ve yağmaya göz yuman Boğaziçi Yasası'nın yanısıra İmar Yasası da, denetimsiz imar yetkileri ve af yasalarıyla talancıların ve arazi mafyasının işine yaramaktadır. Zaten devre dışı bırakılmış Kıyı Yasası anlamsız ve işlevsiz hale getirilmişken, Çevre Koruma Mevzuatı, yetki kargaşasına yol açtığından, koruma bölgelerindeki yağmayı artırmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Özetle, çevre, bizzat hukuki düzenlemelerle yağmalanmakta, yokedilmektedir.

Hükümetlerin tüm politikalarında çevre faktörüne ciddi yer vermemesi, çevre tahribatının her geçen gün artmasına neden olmaktadır. Çünkü sorunun ana kaynağı, insanın ve toplumun kirletilmiş olmasıdır. Ülkemizde her yıl sayısız çevre cinayeti işlenmekte, sayısız canlı türü yok edilmekte, yeraltı ve yerüstü kaynakları hovardaca tüketilmektedir. Kuşkusuz bütün bunlar birer ihanettir; zira dünya Allah'ın bize emanetidir. Çevreye karşı işlenen cinayetler karşısında sessiz kalmak ise, bu cinayetlere ortak olmaktır. Çevre; bir yandan acımasızca kirletilip katledilirken, diğer yandan 'çevrecilik' adı altında politikacılar ve çeşitli kuruluşlar tarafından istismar edilmektedir. Çünkü dünya halklarını tüketim toplumları haline getiren gelişmiş ülkelerin yöneticileri, çevre konusunda içtenlikli ve dürüst davranmamaktadırlar. Kaldı ki bizde de durum farklı değil; çevreyi öldüren yetkililer, bir taraftan Çevre Andı içiyorlar. Bir yandan nükleer santral kurmak için ihaleler açıyor, turistik yörelerimize termik santraller kuruyorlar; bir yandan da çevre günlerinde, ya da büyük orman talanlarında birtakım etkinlikler düzenliyor veya göstermelik tepkiler veriyorlar.

Unutmayalım daha insanca yaşanabilir bir dünya, sadece bizim değil, gelecek kuşaklarımızın da hakkıdır. Onların bu haklarını çiğnemeye de kimsenin hakkı yoktur."

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 1998-09-15
Okunma Sayısı : 3808
Şube ve Temsilcilerimiz
mazlumder-genel-merkez
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER GENEL MERKEZ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk, No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (0212) 526 2440 | Faks: +90 (0212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4644852